Yeni bir hayat...
Size ait olmadığını derinden hissettiğiniz ama içinde bulunduğunuz yeni bir hayat.
Alışmak mı daha zor yoksa kabullenmek mi?
Kafam karışık babamın işe giderken bizi bıraktığı okulun önünde, yanımda duran üvey abime bakan kızlara ters bir bakış attım. Bu kadar erkek düşkünü olan kızların olduğun bir okulda okumak mı? Devlet liselerini tercih ederim.
Yanımdaki Alaz'ı bırakıp hızlı adımlarla okula doğru yöneleceğim sırada ilk adımımı atar atmaz kafamın önünden geçirilip boynumu saran kolla kendimi eski yerimde buldum. Ne yapıyordu bu aptal?
"Ne yaptığını sanıyorsun seni ahmak?"
Sesimi acıdan dolayı yükselttiğimde sıklaşan kolu bana en iyi cevabı vermişti.
"Kardeşim, yanımdan ayrılmanı sana kim söyledi?"
Ondan kurtulmaya çalışırken bize bakan insanları umursamıyordum.
"Şimdi de evcilik mi oynayacağız? Bıraksana beni aptal!"
Beni kendine çekip okulun girişine ilerlediğinde kolları demir gibi sertti.
Çabalarım boş olunca onun beni yönlendirmesine izin verdim.
Sonunda beni bıraktığında durduğumuz yere baktım. Müdürün kapısını işaret ederken"Hiç uğraşamam, git ve sınıfları öğren" demesiyle ona ters bir bakış attım.
Umurunda olmadığını gösterircesine bana baktığında kapıyı sertçe tıklatıp içeri girdim.
Her zamanki gibi kel ve kilolu deri sandalyesine oturan bir adamla karşılaştım. Bana gülümseyince direk konuya girdim ve sınıflarımızı öğrendim. Dışarı çıktığımda yanında bir sarışınla konuşan üvey abimi dürttüm.
Bana sinirli bir bakış atarken "Ne var?" diye sormasıyla çenesine sıkı bir yumruk atmak istedim. Kime atarlanıyordu bu hayvan? Hem de çakma bir sarışının yanında.
Dişlerimi sıkarken "Sınıfın 12-B" dedim.
Arkamı dönüp gideceğim sırada "Seninki?" diye sordu.
"A sınıfı" dediğimde suratını buruşturdu.
Benden bir yaş büyüktü ama ben okula erken yazıldığımdan aynı seviyedeydik şuan.
"Ne oldu beğenemedin mi?" diye dalga geçtiğimde yanındaki sarışına kaydı gözlerim. Onları bölmemden pek hoşlanmışa benzemiyordu.
"Neden beğenmeyeyim? Gayette beğendim. Senden ne kadar uzak o kadar iyi" demesiyle yanındaki kız yapmacık bir kahkaha attı.
Alaylı bir şekilde güldüm ve Alaz'a doğru yürüyüp tam önünde durdum. Kollarımı açıp ona sarıldım, bunu beklemediğinden olsa öylece kaldı. Tırnaklarımı dişi bir aslanın pençesi gibi sırtına bastırdım ve yukarı çıkarıp kasılmasına sebep oldum. Sonra arkadaki çakma sarışınla birlikte ona da bir gülümseme yollayıp "Abiciğim, haklısın ama unutma A her zaman B den önce gelir."
Göz kırpıp onları arkamda bıraktığımda zaferle gülümsedim. Sinirden kuduruyor olmalıydı ve yüz ifadesini düşününce bu sessiz koridorda kahkaha atmama sebep oldu. Üvey abimle epey eğleneceğiz anlaşılan.
Hoca gelmemişti ve bu sınıftaki uğultunun en büyük sebebiydi. Lanet olası hoca neden gelmiyordu?
Herkes birbirleriyle ilgilenirken ben cam kenarının en arka sırasında kendimi köşeye atmış dışarıyı izliyordum. Dışarıyı izlemeye koyulmuş, yeni hayatımı, babamı, cici annemi ve onun kendini bir şey sanan oğlunu düşünüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜVEY ABİM
RomanceYeni bir sonun başlangıcı, bitmişliğin yenisi, acının merhameti ve üveyin tutkusu...