Turuncu...
Yanaklarımda, gökyüzüne dağınık saçılmış yıldızlar gibi dağılan çillerimin rengi.
Hâlâ ıslak olan saçlarımın ve utançtan kızarmaya başlamış yanaklarımın rengi...
Siyah...
Uçları hafif uzamaya başlamış karşımdaki adamın saç rengi.
Gözlerinde gördüğüm koyuluğun rengi...
Ellerinin biri sırtımda diğeri ise bacaklarımın biraz üstündeydi. Olduğumuz durum kalbimi delicesine attırırken lanetler okudum.
Şuan onun kucağında değil odam da olmalıydım!
Gözleri gözlerimi defalarca delip geçmiş ama o hiçbir tepki vermemişti. Sadece o siyah koyuluklarda beni boğmuştu.
Ellerimi boynundan çekip ondan uzaklaşacağım esnada saç diplerimden şakaklarıma, çeneme, oradan da boynuma doğru süzülen su damlası onun ellerinin sıkılaşmasına sebep oldu. Belime sarılı eli ise beni daha çok sıkarken canım yanmıştı.
Ama şuan tek düşündüğüm şu pozisyondan çıkmaktı, daha fazla onunla böyle kalamazdım. Biri bizi görmeden önce hem de.
Ağzımı açıp ona beni bırakmasını söyleyecektim ki hatırladığım şeyle susmak zorunda kaldım.
O ise benim açılıp kapanan dudaklarıma bakıp çarpıkca gülümserken içimden 'Adi!' diye geçirdim.
Zevk alıyordu bundan!
"Bir şey mi söyleyeceksin sevgili kardeşim?"
Alayla söylediği şeylere kaşlarım çatılırken bu sefer gözleri kaşlarımı buldu.
Lanet olsun!
Yaptığım her şey neden ilgisini çekiyordu ki?
Onu itmek istediğimde yerinden bir santim bile gerilemeyi bırak oynamamıştı bile.
Bir anda aşağıdan gelen sesle telaşa kapılırken o hiç istifini bozmadı.
Bizi kimse görmeden buradan kurtulursam kendimi birkaç saat odama kitleyecektim.Aşağı kattaki sesler artarken bunları yapan kişinin babam olmayacağını biliyordum, o bu saatte işte olurdu. Fakat Mine'ye de yakalanmak istemiyordum, ondan hoşlanmadığım için oğluyla böyle yakın yakalanmamalıydım.
"Alaz!"
İnce tanıdık ses ile onu daha çok iterken o beni daha çok kendine çekti.
"Efendim?"
O da sesini biraz yükseltirken cevabı fazla gecikmedi.
"Acil bir işim çıktı oğlum, ben gelene kadar Doğa'yla ilgilenir misin?"
Sinsice sırıtmaya başlayınca ayağımı kaldırıp ona tekme atmak istedim ama bacağımdan beni yakalayıp bunu engelledi.
"Merak etme anne, ona çok iyi bakacağım!"
Sesinde ki imalar beni korkuturken bacağımı bırakması için çırpınmam boşunaydı.
Yüzüme doğru eğilip burunlarımızı az bir mesafe kalınca sadece benim duymam için bağırmadan konuştu.
"Büyük bir zevkle hem de."
Sertçe yutkundum, ağzımı açıp boğazım acıyana kadar bağırmak istedim.
Denedim de ama ağzımdan çıkan tek şey bir kaç inilti oldu.
"Sakın yalnız bırakma, hadi ben çıktım!"
![](https://img.wattpad.com/cover/129059942-288-k439912.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜVEY ABİM
RomanceYeni bir sonun başlangıcı, bitmişliğin yenisi, acının merhameti ve üveyin tutkusu...