Derin bir nefes aldım. "Anladın mı?" Artık anlamadıysa masayı başına geçirecektim. Başını sallayarak "Anladım!" diye şakıdı ve kitabı kapatıp ileri itti. Gözlerimi devirerek ayağa kalktım. "O zaman ben gitsem iyi olacak. Şu parti şeysini hazırlamaya yardım etmezsem Dila beni yumruklar." Ben iç geçirirken o kıkırdadı. "Nasıl istersen." Aslında içimden geçen tek şey yanında kalıp sonsuza kadar ona sarılmaktı ama sonra çişim gelirse diye düşündüm ve bu hayalimden vazgeçtim.NEYSE."Şey, ben üstümü değiştireyim." dedim hızlıca ve ona bakmadan yukarı çıktım. Odasına girdiğimde o harika koku yine burnumla ilişkiye girdi. Tişörtlerinden bir tanesini gizlice alsam anlar mıydı ki? Homurdanarak üstümü değiştirdim ve çantamı da takarak aşağı uçtum. Masadaki kitapları da çantama tıktıktan sonra kapıya ilerledim ve tam çıkmaya hazırlanıyordum ki Deniz gülümseyerek yanağıma küçük bir öpücük kondurdu.Bu ani temasla kalbim hızlanırken yüzümün kırmızının tonlarında yer değiştirdiğine adım gibi emindim. Ona bakmadan kısaca gülümsedim ya da gülümsemeye çalıştım ve hızlı adımlarla bahçeden çıktım. Arkamdan güldüğünü duyabiliyordum. RE ZA LET.
Yolda elim sürekli Deniz'in öptüğü yanağıma gidiyordu ve gülümsemeden edemiyordum. Evin önüne geldiğimde kendime gelmeye çalışarak zili çaldım ve Dila ıslak saçlarıyla kapıyı açtı. Hunharca içeri daldım ve kızarmış yüzümü görmesin diye yine aynı hunharlıkla yukarı çıkmaya çalıştım ama Dila kolumdan tutup "Bak bak kaçıyor bir de. Ne bu hal?" diye güldüğünde iyice kızardım. Dila bunu görünce gözlerini kocaman açtı. "Pişt yoksa mercimek çorbası mı yaptınız?" Hia? Anlamaz gözlerle ona bakarken gözlerini devirdi."Aman Hande.O el niye yanağında he?" Dudağımı ısırarak tereddütde kaldım. "Şey, Deniz beni öp-" "AAAAAAAAAAAAAAAAAAAA!" Dila çığlık çığlığa tepinirken Damla bornozuyla koşarak aşağı indi. "Ne oluyor lan'!" Dila "Deniz hıyarı Hande'yi öpmüüüüüş." diye cırladı ve Damla da çığlığı bastı sonra ikisi de ayı gibi üstüme atlayarak bana sıkıca sarıldılar. "Kızlar sakin olun!" diye bağırsam da tepinmeyi kesmiyorlardı.
Kızlar beni bırakıp kol kola dans ederken gülerek odama çıktım ve hızlı bir temizlik yaptım. Tabi Dila ve Damla'nın sözde 'kız' odası olan odaları da bana kalmıştı. Allah aşkına o göçük altında kalmış gibi mide bulandırıcı derecede dağınık odalarda nasıl yaşıyorlardı? Yüzümü buruşturup işe giriştim ve partiye kadar evi temizledim. Artık gözümden bile ter akmaya başlayınca işi bırakıp akşam giyeceğim pijamaları da alarak duşa girdim ve rahatlamanın verdiği huzurla gözlerimi kapattım. Yarım saat kadar sonra gri kedi patisi desenli pijamalarımla saçlarımı kurutuyordum. Saç kurutma makinesini kapattığımda saçlarım dalgalı şeklini aldı ve ben de banyodan çıkarak aşağı indim.
Benim beklediğimin aksine 40 kişi salonumuzda ve mutfağımızda tabiri caizse kopuyordu. "Dila!" diye cırladım ama ortalıkta görünmüyordu. Bu kadar kişiyi hangi ara, hangi akla hizmet çağırmıştı! Burnumdan soluyarak insanların arasından ilerlerken birine çarptım. "Ah, özür di- Deniz?" Kalbimin 938427 kilometre hızla atması normal miydi? Gülümsedi."Selam, pijamanı sevdim." Onu şöyle bir incelediğimde lacivert pijamasının ona ne kadar yakıştığını gördüm. "Seninki de fena değil."diye güldüğümde gözlerini devirdi. "Sağol ya." Bir öküz saldırısına uğrayıp dengemi sağlayamadığımda Deniz hemen belimden tuttu ve o çarpık sırıtmasıyla burun buruna geldim. BAYILMAK SERBEST Mİ?
"Şey, teşekkür ederim." diye fısıladım ve bakışlarımı yere diktim. Güldü. "Dila'yı arıyordun değil mi?" diye sordu ve başıyla ileriyi işaret etti. Başımı sallayarak " İşte şimdi kardeş katili olmaya gidiyorum." diye homurdandım ve ona el sallayarak Dila'nın yanına adeta uçtum. "Dila!" Böğürüşüm karşısında bana döndü ve mal gibi sırıtıp dans etmeye devam etti. "Ne var?" "Sana buradan bir uçarım. Ne var diyor ya. NE VAR DİYOR .Bu kadar insanın evimizde işi ne be." "Abartma. Fena mı oldu insan içine karıştın. Bütün gün odanda Deniz hödüğünü düşünüp durmaktan daha faydalı oldu." Tam yumruğumu ona geçiriyordum ki çığlık atarak geri kaçtı. "Neyse. Deniz'i gördün mü? Yine çok tatlıydı, düşerken belimden tuttu. Ay aşkım yeaa." Ben hülyalı hülyalı konuşurken "Dila!" diye bir ses duyuldu ve Tuna bakış açımıza girdi. Dila ışık hızıyla ona döndüğünde Tuna biraz konuşmak istediğini söyledi ve Dila'nın gözlerinde dolar işareti belirdi. Beraber giderken Dila fil dansı yapıyordu.
-DİLA'NIN AĞZINDAN-
Şuanda resmen götümle başım yer değiştirdi. İçimdeki mümin Dila "Rabbim hep sev onlarıı ayırma rahmetindeeen merhum etme merhametindeeen." diye ilahi söylerken parti kızı Dila çoktan Tuna'yı yatağa atmıştı.Arka bahçeye çıktık ama ben bayılacak gibiydim. Biraz ilerdeki salıncağa oturduk ve bir süre ikimiz de konuşmadık. Tuna derin bir nefes alarak bana döndüğünde içimden besmele çektim. "Şey, nasıl başlanır bilmiyorum ki. Bak Dila, uzun yıllardır tanışıyoruz ve birbirimizi iyi tanıyoruz. Ve yıllardır saklamak için yırtındığım bir gerçeği sana söylemek istiyorum. Yıllarca senin başkasını sevdiğini düşünerek söyleyemedim ama artık söylemezsem patlayacağım. Ben, seni seviyorum Dila. Çok seviyorum."
O nefesini verdi ama ben nefes bile alamıyordum.Damarlarımdaki kan donmuştu resmen, hareket edemiyordum. "Tuna.." diyebildim sadece. Sesim titriyordu. "Tamam anladım ben. Unut gitsin." "Tuna-" "Tamam Dila boşver." "Tuna bir dinler misin! Seni sevmediğimi nasıl düşünürsün? Seni gördüğümde kalbim atmayı bırakırken hem de." Tuna donakalmıştı ama gözleri parlıyordu. "O-o zaman, siktir, o zaman sevgilim olur musun Dila?" Hem ağlıyor hem gülüyordum. "Olurum." Yaşlarımı silerek dudaklarımız birleştirdi."Seni seviyorum Tuna."
-HANDE'NİN AĞZINDAN-
Dila ve Tuna'yı dikizleyerek çıktıklarını ilk ben öğrendim! Yehu. Ama böyle vıcık vıcıklar hiç sevmem. El ele içeri geldiklerinde Deniz şimşek çarpmışa döndü. Ona kıs kıs gülerken o şaşkınca onlara bakıyordu. "Ay bu ne be. Sıçarım romantizminize. Ben odama gidiyorum." diye mırıldandım ve odama çıkmak için hareketlendim. Yalnız bırakmak lazım tabi. Yatağıma yayılıp kulaklıklarımı taktım ve gözlerimi kapattım.
"Beni sevdiğni söyledin,
Hayır ben daha çok seviyorum.
Ve bana ihtiyacın olduğunu söyledin.
Hayır benim sana daha fazla ihtiyacım var.
Oğlum,sana tapıyorum."
Miley Cyrus'ın sesine kapılmış giderken yatakta bir çöküntü hissettim. Gözlerimi araladığımda yanıma uzanmış beni izleyen Deniz'i gördüm ve hareket etmemi sağlayan yetilerimi kaybederek öylece kalakaldım. "Deniz." diye fısıldadım ama beni duyduğundan şüpheliyim. Uzanıp saçımı okşamaya başladığında ürpermeme engel olamadım. "Neden seviyorsun beni Hande? Neyimi seviyorsun? İğrenç herifin tekiyim ben, üzerim. Neden kendini ateşe atıyorsun?" Fısıltısına karşılık fısıldadım. " Sana aşık olmam için mükemmel olmana gerek yoktu ya da kalp kırmayan biri olmana. Sana aşık oldum çünkü bir bakışıyla bile günümü güzelleştirebilen bir tek sen varsın. Aynı anda hem beni güldürebilen hem de ağlatabilen bir sen varsın." Çenemden tutarak başımı kaldırdı ve yüzüne bakmamı sağladı. "Beni sevme, sevilecek bir şeyim yok benim. Lütfen, kendine bunu yapma Hande. Benim gibi bir herif için değmez. İnan bana gözyaşlarının akması gereken türden biri değilim ben." "Peki sözlerin beni senden vazgeçirebilecek mi? Hayır." Son noktayı koydum ve kararlı bakışlarımı gözlerine diktim.Elleri saçım boyunca dolaştı ve en son yanağımda durdu. "Pekala." diye fısıldadı ve yaklaşıp dudaklarını hafifçe benimkilere değdirdi. Elleri belimden kavrayıp beni kendine çektiğinde ellerimi boynuna doladım ve ona karşılık verdim.
Şimdi uçuyordum ama çok sert düşecektim. Sabah olduğunda Deniz'in yüzüme bile bakmayacağını bildiğimden anın tadını çıkardım. Bana sarıldı ve "Uyu güzelim." diye fısıldadı kulağıma. Mutlulukla kollarımı ona sardım ve gözlerimi kapattım.
Merhabaaaaaaa. Uzun bir aradan sonra dönüş yaptım xx Haftaya sınav haftam olduğu için yeni bölüm yayınlayamayabilirim malum liseli olmak. Herneyse çok konuştum yine :D Hoşçakalııııın!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deniz Problemi
HumorHavuz problemlerini de çözemiyordu Deniz'i de.Öyleyse, o bir Deniz Problemi miydi?