Gözlerimi bağrışma sesleriyle açtığımda Hakan yanımda yoktu. Benden önce uyanmıştı belli ki. Ayrıca yanımda uyanıp uyanmaması da benim için önemli değil. Uyku sersemliğimi üzerimden atamadan bağıran kişinin Hakan olduğunu sesinden anlamıştım. Olduğum yerden kalkıp koşar adımlarla sesin geldiği yere doğru gitmeye başladım. Kalbim deli gibi atıyordu. Neden bu kadar heyecan yaptığımı bende bilmiyordum ama önüme çıkan herkese omuz ata ata yoluma devam ettim.
Hakan Kemal beyi yakasından tutmuş sarsıyordu bir anda Kemal beyin burnunun kanadığını fark ettim. Dayak yemiş gibi bir hali vardı. Tabii onu Hakan’ın dövdüğü de şu sahneden belliydi. Herkes etraflarını çevirmiş onları izliyordu. Doktorlar, hemşireler hatta hasta yakınları herkesin gözünde endişe vardı. Bir ara oradayken Sevtap’la da gözgöze geldim ama hemen bakışlarımı başka bir yöne çevirdim.
Hakan o an o kadar korkunç görünüyordu ki kimse onları ayırmaya cesaret edemiyordu. Aslında onları ayırmak diye bir şey söz konusu değildi çünkü ortada bir kavga yoktu. Onlar sadece Hakan’ı sakinleştirebilirlerdi çünkü Hakan Kemal beyi dövüyordu.
‘ Ne demek felç lan’ dedikten sonra Hakan bir yumruk daha attı. Bazıları korkudan çığlık attı hatta birkaç kişi Hakan’ı ayırmaya çalıştı ama Hakan herkesi itiyordu. Ne yaptılarsa Hakan’ı bir türlü alt edemiyorlardı.
Biri ‘Güvenliğe haber versenize diye bağırmıştı. Gözde hanım. Kemal beyin eşi. Gözünde yaş vardı. Kocası için endişeleniyordu besbelli. İlerden koşar adımlarla Güray geldi. Zaten Hakan’ın sağ kolu gibi bir şeydi. Hakan tam başka bir yumruk savuracaktı ki Güray kolunu tuttu. Hakan Güray’a doğru döndüğünde gözlerinden ateş çıktığını görebiliyordum. Öyle bir bakışı vardı ki Hakan’ın katil bile olabileceğini düşündüm.
Hakan dudağının kenarıyla güldü, ‘Sen kimsin lan’ dedikten sonra bir yumrukta Güray’ a attı. Güray biraz sendelikten sonra aynı şekilde Hakan’a cevap verdi. Güray’ı tanıyordum asla bir yumruğun karşısında cevapsız kalmazdı. İşinden bile olacağını bilse sessiz kalamazdı. Hem de etrafta o kadar kız varken. Olay iyice çığrından çıkmış ve komik bir hal almıştı. Bu seferde Güray’la Hakan birbirini dövmeye başlamışlardı. İşte bu gerçek bir kavgaydı!
Fırsattan istifade Kemal bey yıkıldığı yerden kalkmıştı ve Gözde hanım hemen yanına gitmişti. Güray’ın ağzı yüzü iyice dağılmıştı onun aksine Hakan’da pek bir yara bere yoktu. Saniyelik bir gaza gelip ‘dur artık’ diye Hakan’a bağırdım. Beni ciddiye alan olmadı tabii. Hakan ona söylediğimi bile anlamamış olabilirdi.
‘Sana diyorum dursana’ diye tekrar bağırdım. Ama yine bir etkisi olmadı.
‘Hakan’ diye bağırdım ama yine tesir olmadı.
Aniden kavgaya doğru atıldım ve Hakan’ın elini tuttum. ‘Dur artık dur ne yapıyorsun ya’ diye bağırdım. Tuttuğum elini savurduğu gibi bende savrulup yeri boyladım. Arkasına dönüp bakmadı bile. DÖNÜP BAKMADI BİLE.
Düştüğüm yerden sinirli bir şekilde kalktı ve tekrar kavganın ortasına atıldım.
‘Kes şunu’ diye bağırdım. Bu sefer etki etmiş olacak ki durdu. Önüne geçip onu ittim.
‘Onun hiçbir suçu yok anlıyor musun, kimsenin bir suçu yok. Kes şu saçmalığı artık’ dedikten sonra Güray’a doğru yönelip ‘iyi misin’ diye sordum. Herkes cesarete gelmiş olacak ki kavgayı iyice dağıttılar ve Hakan’ı oradan uzaklaştırdılar. Bende Güray’ın yanına çöküp tekrar ‘iyi misin’ diye sordum.
Başını salladıktan sonra ‘sen iyi misin’ dedi.
‘iyiyim iyiyim bir şeyim yok’ dedim ve oturduğum yerden kalktım. Güray’a elimi uzatıp oturduğu yerden kaldırdım ve daha sonra yaralarına pansuman yapmak için onu ikna ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüyam
Roman pour AdolescentsSevmek konusunda tecrübe sahibi fakat sevilmek konusunda başarısız kalmış iki insanın hastalıklı aşk hikayesi