Kıskanç

95 11 6
                                    

-Bir önceki bölümün pek üzerinde duramadım inşallah bu bölümü beğenirsiniz J

Sabah yüzüme vuran güneşle gözlerimi araladığımda ilk 15 saniye falan geçici bir hafıza kaybı yaşadım. Nerede olduğuma belli bir süre anlam veremedim. Tabi sonra dün yaşanan her şey aniden zihnime akın etmeye başladı ve buda beni keşke gerçek bir hafıza kaybı geçirmiş olsaydım diye düşündürdü.

Yatakta tek olduğumu fark edince nedensiz bir şekilde kırılmış hissettim. Kime yada neden? Kendimi asla bu aptal evlilik oyununa kaptırmamalıydım. Yataktan hızla indim ve koşar adımlarla kendi odama gidip kapıyı arkamdan kilitledim. Allah’ım çok sıkışmıştım. Zıplaya zıplaya tuvalete gittiğimde işimi halletmiş ellerimi yıkarken aynadaki yansımamdan kendimi görüp küçük çaplı bir şok yaşadım.

Benim mi Allah’ım bu şişmiş yüz?

 

‘Hadi ama kızım’ diye kendime kızıp yüzüme belki on kere su vurdum zar zor uykumu açtığımda banyo dolabından bir tarak bulup saçlarımı taramaya başladım. Saçlarım dünkü spreyin etkisinden olacak ki fena halde birbirine yapışmış ve adeta arap saçı moduna girmişti. En son pes edip saçlarımı yukardan topuz yaptım nasılsa topuz haliyle taranmadığı belli olmuyor.

Dolaptan kot pantolon üzerine üstünde Eiffel kulesinin resmi olan beyaz salaş atletimi geçirip odadan çıktım. Tüm odalarda göz gezdirdim ama anladığım kadarıyla Hakan evde değildi. Aman hem banane evde olmaması işime gelir. Güzel güzel kahvaltı yaparım. Bakalım evde ekmek var mı? İllaki vardır ama nerde.

Elimi çeneme koydum ve parmaklarımla ritim tutarken gözlerimi kısıp mutfağa baktım. Ben olsam nereye koyardım diye düşündükten sonra elimi attığım ilk yerde ekmek sepetini buldum. kendimi sherlock holmes gibi hissetmeye ara verip buzdolabını açtım ve önüme gelen tüm kahvaltılıkları ekmeğimin arasına doldurdum.

Büyük boy bir bardağa da süt doldurduktan sonra ayaklarımı koltuğa uzatıp bir yandan televizyon izleyerek ekmeğimi yemeye başladım. Tam bu esnada kapının anahtarla açılma sesini duydum. Hiç istifimi bozmadan yemeğime devam ettim.

‘ Demek uyanabildin’

Cevap vermeden yemeğime devam ederken ayaklarımı uzattığım koltuğun ucuna oturdu. Ayaklarımı toplayıp bağdaş kurdum ve sehpanın üstünden sütü alıp ağzımdaki lokmayı yutturduğumda ‘hııı’ dedim sadece.

‘Ne o, bana sarılarak uyanamadığın için mi kızgınsın’

Küçük bir kahkaha attıktan sonra ‘ Aptal falan mısın sen, seni umursayan yok’ dedim ekmeğimden koca bir ısırık alırken.

‘Gece bana sarılmaya çalışırken hiç böyle söylemiyordun ama’

Bir kere benim bu hayatta en nefret ettiğim şey biriyle aynı yatağı paylaşmaktır. Ve asla birine sarılamam nefesim sıkışıyormuş gibi geliyor. Madem bana oyun oynuyorsun, oyuna oyunla karşılık vermenin tam zamanı.

‘Sende sarhoşken hiç böyle kırıcı konuşmuyordun’ dedim tek kaşımı kaldırarak. ‘Nerde o romantik erkek’

RüyamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin