Sevtap beni ikna etmiş ve Hakan’ı aramama izin vermemişti. Birkaç saat kapının önünde hiçbir şey yapmadan öylece oturduk. Biraz ağlıyor, kendimi sakinleştirip susuyor daha sonra tekrar ağlamaya başlıyordum. Sevtap beni sakinleştirmek için bir şeyler söylüyordu ama yeterli gelmiyordu bana. Yaşadığım olayların şokunu bir türlü üstümden atamıyordum.
Sonunda Sevtap beni sakinleştirmiş ve eve çıkmak için ikna edebilmişti. Bıraksalar bütün gün sokakta öylece oturabilirdim. Eve gidince bütün duvarlar üstüme geliyormuş gibi hissediyordum. Eve çıktığımızda Sevtap ikimiz için güzel bir paşa çayı demlemişti.
Artık ona her şeyi anlatmam gerektiğine kanaat getirip başımdan geçenleri bir bir anlattım. Hakan’la yaşanan olayları, neden onun evine gittiğimi. Bugün bana söylediklerini. Yaşadıklarıma dair ne varsa hepsini Sevtap’a anlattım. Bunu yapmak için geç bile kalmış olabilirdim.Belki her şeyi ilk günlerden Sevtap’la paylaşabilseydim yaşadıklarım bu denli canımı yakmazdı. Üstesinden gelmem belki daha kolay olurdu.
Daha sonra Sevtap’la oturup konuyla ilgili bütün yaşananları değerlendirmeye başladık. Hakan’ın neden benimle evlenmek istediğini düşündük, Şeyda’yla Samet’in evliliğini. Sonra bu hamilelik mevzusunu.
Tam ihtimalleri değerlendireceğiz ansızın dedikodu yapmaya başlıyoruz. İki kız bir araya gelince mantıklı düşünmek pek olası olmuyor. Bir türlü konuya adapte olamıyoruz. Şeyda’nın hamilelik olayını konuşmak istiyoruz ama konu dönüp dolaşıp Şeyda’nın koca kıçında sona eriyor.
Benim aklım hala almıyor. Samet kesinlikle böyle bir şey yapmaz. Eminim Şeyda denen yelloz Samet’in içeceğine ilaç atıp ona tecavüz etti. Eğer gerçekten öyleyse Samet’i bu komplodan kurtarmam lazım. En son Sevtap’la şu hamilelik olayını tam olarak öğrenmeye karar verdik. O olayı aydınlattıktan sonra ne yapacağımıza karar verebilirdik. Ah, iyi ki Sevtap var. Aklımda bin bir türlü şeyle gözümü kapatıp uykuya dalmaya çalışırken her şeyin düzelmesi için Allah’a yalvardım.
Gece yarım saat aralıklarla uyanıp durmuştum. Hiç görmediğim kadar kabus görmüş, sabahta erkenden uyanmıştım. Bugün benim izin günüm ama Sevtap için aynı şey geçerli değil tabiî ki. Erkenden kalkıp izin almak için Emel hanımın yanına hastaneye gitti. Gerekirse yalvarıp yakaracak ama yinede o izni alacaktı. Bana söz vermişti. Bugün Şeyda’ya bir şekilde yanaşıp ağzından laf alacaktı. Ocağa çayı koymuştum ki telefonum çaldı. Arayan Sevtap’tı .
‘Naber fıstık?’
‘Sevtap izin alabildin mi? Lütfen evet de’
‘Eylül ya, Emel karısı izin vermiyor ama bir şey söyleyeyim mi kadın haklı. Hastaneyi görsen bugün çok yoğun gerçekten’
‘Of Sevtap ya’
‘Kızım bana ne kızıyorsun, hadi kapatıyorum. Hallederiz merak etme sakın kendi başına bir işlere kalkışma’
‘Tamam kolay gelsin hadi’
Sevtap’a tamam demiştim ama bugün bir şekilde kesinlikle öğrenmem gerekiyordu. Şeyda’ya direk sorsam yalan söyleme ihtimali çok yüksek. Değilse bile hamileyim diyebilir sonuçta.
Ben mi kötü düşünüyorum bilmiyorum ama ben olsam kesin yalan söylerdim sevdiğim adamı kaybetmemek için. Samet’e hiç soramam eğer öyle bir şey yoksa ona haksızlık etmiş olurum.Eğer doğruysa da bunu Hakan’dan duymaya henüz hazır değilim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüyam
Teen FictionSevmek konusunda tecrübe sahibi fakat sevilmek konusunda başarısız kalmış iki insanın hastalıklı aşk hikayesi