3.| Kırık Kalpler Durağı

589 33 37
                                    

Bölüm şarkısı: İstanbul'dayım, Nil Karaibrahimgil

Beni bu durumların içine düşürdüğü için teyzemi gördüğüm yerde üzerine atlayacaktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Beni bu durumların içine düşürdüğü için teyzemi gördüğüm yerde üzerine atlayacaktım. Görürsem! Kendimi bile tanımıyordum ben bugün. Gidip hiç tanımadığım bir adama kızı olduğumu söylemiştim. Hem de durumu izah etme zahmetine bile girmeden damdan düşer gibi...

Önce bir otur, "Başıma böyle böyle bir durum geldi." de değil mi? Elim ayağıma dolanmıştı. Ama bu hikayenin mağduru bendim ya. Bana hassasiyet gösterilmeliydi. En azından karşımdaki iki katım yaşında biriydi. Ben daha yaşamayı bile bilmiyordum ki.

Nihayetinde yapmıştım işte. Teyze sözü dinlemiştim.

Yapmıştım bitmişti. Akışa bırakmayı öğrenecektim. Öylesi böylesi yoktu ne yapıp edip boş verecektim.
Bu yollar bana ne getirecekti? En çok bundan korkuyordum sanırım.

Kafeye geri döndüğümde hala boş sayılırdı. Adını unuttuğum çocuk da bir masada oturmuş kahve içiyordu.
Kendime kahve alırken "Boş mu?" diye sordum sandalyeyi göstererek.

"Boş." deyince karşısına oturdum.

"Sen nerde yaşıyorsun normalde?" diye sordum.
"Bodrum." soruyu cevaplarken gözleri parladı resmen. "Zaten o yüzden gelemiyorum ya okula. Başka yerde yaşasam gelmem bu kadar zor olmazdı herhalde."
Güldüm. "Niye ki?"
"Ben en fazla bir iki hafta çıkmışımdır belki Bodrum'dan. Başka yerde olmuyor, yaşanmıyor." Güldü tekrar. "Fanusumdan çıkamıyorum."
"Allah Allah."
"Öyle. Havasından mı suyundan mı bilmem insanı bağlıyor kendine. Hiç gittin mi sen?"
"Yok, İstanbul için aynısı geçerli sanki bana."
"Hadi canım. Şehirle alakalı değil o zaman."
"Olabilir ama tabii İstanbul bunaltıyor çoğu zaman evet. İşin garip yanı bu bunaltıyı sevebiliyor olmak bence."
"Yani, sevilecek bir yanı yok gibi ama."
Samimiyetsizce gülümsedim.

Bu çocuğun adı neydi? Okuldaki tanışmamızı hatırlamıştım ama adı hiç gelmiyordu aklıma. Uzun boylu, kumral mı esmer mi olduğunu anlayamadığım ve çokça güleç biriydi. Mutlu biriydi. Moralli biriydi. Çok zor arkadaşım olurdu benim ama hemen arkadaş olmuştum onunla. Belki de hep öyle olacaktı. Adı neydi?

"Ilgaz."
Bir anda ne olduğunu anlamadan ona baktım. "Bulamayacaksın belli ki." dedi gülerek. "Ilgaz ben, Ilgaz. O kadar zor bir ismim de yok ki anlamadım."
Ben de güldüm içtenlikle. "Ben bazen kendi adımı unutuyorum."
"Abart canım, abart."
"Akılda kalıcı biri olsaydın kalırdın."
"Yeterince akılda kalıcı olduğumu düşünüyorum."
"Hiç iz bırakamadın."
Karşılıklı gülerken yerimden kalktım. Kafe iyice dolmuştu.

Sahnede ayarlamalar yapılırken pıtı pıtı sahneye koştum ben de. Repartuarı isteyip baktım. Şarkı sözlerini de unutuyordum çoğu zaman. Elime yazıyordum o yüzden. Ayarlamalar yapılırken ben de sözleri elime yazmıştım.

BİRİLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin