3 ay olmuştu.Kendimi arkadaşlarımın yanında baş belası gibi hissediyordum. Yola çıktığımız sebebi hiç hesaba katmıyorum.Semih ve Derinin aileleri aramaya devam ediyorlardı.Diğerleri umudu kesmiş olmalıydı ki,arayan soran yoktu.
Son günlerde Melek ve Derin kavga etmeye başlamışlardı.Yeni gideceğimiz yer için üstümüzdeki siyahlardan kurtulmamız gerekiyordu.Dalgaları kıyıya çarpan denize derin derin bakıyordum.
-İyimisin?
-Bilmem.Son günlerde...
-Gel.
Semih camları taşlanmış,kapısı kırık,odalarındaki eşyalar kullanılamaz halde olan yıkık bir eve götürdü beni.Burası onun büyüdüğü evmiş.Ağlayarak nasıl acı çekerek büyüdüğünü anlattı bana.Bizimle uğraşmaktan kendine ayıracak,acılarına ayıracak vakti olmamış...
-Gidelim.
-İstersen hemen dönmeyebiliriz...
-Yola çıkmamız gerek.Derinle Meleğe bi bakalım.Beni dinlediğin için...
-Ne demek!
2 saat sonra diğerleriyleydik.Aytaç toplantıyı başlattı."Sıradaki durak dağda bir yer.Yani bayağa tırmanmamız gerekecek.Melek bize tırmanma takımlarını hazırlayacak.Yarın yola çıkıyoruz."
Akşam yemekte denizden tuttuğunuz balıklarla birlikte salata yemeğe çalıştık.Yolculuk 4 saat sürecekti.İyi uyku almamız gerekti.Ama en çok Semih'in.Çünkü 4 saat araba sürecek olan oydu.Yemekler bittikten sonra herkes uykuya çekildi.Ben çadırımda biraz telefonla uğraşmıştım.Aniden mesaj geldi.
"Seni merak ediyorum."
Babam beni merak ediyormuş gibi davranmayı çok severdi.Ben yıllarca bu duyguyu çektim.Cevap vermeden uyudum.
Sabah olmuştu.
Yola çıkmak için çadırları karavanın bagajına yerleştirdik.Ve yoldaydık.Giderken atıştırmalık cipsler aldık.3. cipsi almadan paket bitti.Derin karnını ovalayarak,"Biraz fazla yemiş olabilirim."
-Evet ben sadece 3 tane yiyebildim.
Güldük.Aytaç benimle dalga geçiyor,ben camdan bakmaya çalışıyor,Derin telefonuyla oynuyor,Melek ve Semih sohbet ediyorlardı.Gelmiştik.Dağ bayağa uzun ve yüksek görünüyordu. Sırayla karavanda dağ kıyafetlerini giydikten sonra tırmanmaya başladık.Bir çobana rasladık.Aytaç çobana soru sormaya başladı.
-Selam.
-Selam.
-Biz burada yabancıyız.Birkaç soru sorabilirmiyiz?
Baş salladı.
-Burası neresi?
-Kaybolanlar tarlası.
-Birini sorsak yerini söyler misin?
-Kim olduğuna bağlı.
-Ateş'i tanıyormusun?Tepetarla'dan.
-Oo tanımazmıyım?Omu gönderdi sizi?
-Evet.Biz Ateş'in Dedesini arıyoruz.Ömer Bey.
-Ormanın arkasında şelale var.Şelalenin arkasında da bir köy.Köyün 4 km uzağandaki büyük ağacın yanındaki kulübede oturuyor.
-Teşekkür ederiz.İyi günler.
-Sizede.
Melek,"Bir an sıkılacağımı sandım."Aytaç sinirlendi ve,"Sıkılırsan seni tutan olmaz."Semih onların atışmasını durdurduktan sonra bana döndü.Ve,"Gerçekten istediğine emin misin Su?İstersen geri dönebiliriz.Çok farklı bişey olmuş olabilir ve canını yakabilir."Duraksadım."Buraya kadar geldik.Ve evet Semih.Gerçekten istiyorum."Gülümsedik.Şelaleyi geçmiştik ve varmak üzereydik.