1.YENİ GELİN

8.4K 629 327
                                    

İnstagram hesabim: ranababaoglan

Oumeima El Khalil - Asfour 🎶

Karakter tanıtımlarını okumadan hikayeye başlamayın derim çünkü orada hikaye tanıtımı da geçiyor...
Keyifli okumalar 🎈

Adana, 2017

Güneş yine en tepede bize en sıcak yüzünü gösteriyordu. Meşhur Adana'nın hiçbir yerde bulunmayan Çukurova sıcağı... Kuru topraklar, kuru ağaçlar, kurumuş eller, aksine boncuk boncuk terleyen yüzler...Bir damla su için nelerimizi vermezdik, yaz yağmuru uğramazdı bu topraklara... Yağsa, yağsa da topraklara can katsa, içimizdeki kor yangınları söndürse...

Tarlada saatlerdir ot dövüyordum... Bulunmak istediğim en son yer bile değildi burası. Yine zorla başladığım işi güneşin altında bin bir zorlukla bitirip evin yolunu tutmuştum düşünceler içinde.

Liseyi bitireli iki yıl oluyordu. Ve ben tarlaya mahkum edilmiştin Çukurova Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği bölümünü büyük bir başarıyla kazanmama rağmen. Evet, liseyi bitirir bitirmez üniversiteye başlayamadımt ama dondurmayı başarmıştım. Bir umut işte... Babamlar kız kısmı okumaz okuyup da ne olacak, lise bile fazla sana gibi klişe sözlerle konuyu kestirip atıllar. Sırf tarlada köle olayım, ırgat gibi çalışayım üstelik her gün abilerimden, babamdan dayak yiyeyim...

Ben Zerda... Yirmi yaşındayım. Bu toprakların talihsiz kızlarından sadece bir tanesiyim... Evin tek kızı çok çile çekeniyim. İki abim var, ikisi de hiç bir işe yaramaz. Hergün babamla ben giderim tarlaya bunlar da kahvede sabahtan akşama kadar ya okey oynarlar ya da batak. Babam onları okutmak için çok çabaladı. Hatta büyük abim İbrahim ortaokulu bitirebilsin diye babam hocalara dil döker soru satın alırdı.

Bense tam tersi...

Hergün okula giderken arkamdan söylenirdi, hergün yeni bir bahane arardı okula gödermemek için.

Her zaman şunu düşünürüm; bir insanın cahil olduğunu kibirle göğsünü gere gere gezmesinden anlarım. Okumakla hiç bir alakası yok kibrin, böbürlenmenin. Profesör de olsan kibirliysen cahilsindir. Benim babam da abilerim de böyle insanlardı işte. Güçsüzü ezince omuzlarını bir o kadar daha geriyorlar, güven duydukları, muhtaç oldukları tesbihlerini bir o kadar daha hızlı sallıyorlar.

Tarladan döndüğüm akşamın sabahı ezan sesiyle uyandım. Her gün Allah tarafından uyandırılıyordum sanırım çünkü saat kurmama gerek bile kalmıyordu. Her gün aynı saatte ayaktaydım. Gün benim için erken başlıyordu. Abdestimi alıp namazımı kıldım ve elimde olmadan saatlerce dua edip ağladım.

"Allah'a dayan sa'ye sarıl hikmete ram ol yol varsa budur bilmiyorum başka çıkar yol." demiş Şair.

"Allah'a güven çalış gayret et takdirine rıza göster benim bildiğim yol budur başka bir doğru yol bilmiyorum." demek benim her gün dilimden düşürmediğim bu cümlenin anlamı. Bu evden de bu cani insanların arasından da sadece Rabb'ime sığınarak kurtuluyordum.

Sabah namazından sonra uyuyamadım ve müstakil evimizin kapısını süpürmeye başladım. Balkonda annemin de namaz kıldığını dua ettiğini gördüm. Annem... İçi yanıp kavrulan ama elinden bir şey gelmeyen annem... Bu topraklarda düzen böyleydi işte. Kadınlar Yaradanlarına yalvarır, erkekler de kahve köşelerinde unuturdu imanını, Allah'ını.

Saatler ilerleyince kahvaltıyı hazırlamam gerektiğini düşünüp mutfağa girdim ardından birisi dış kapıya sert ve hızlı hızlı yumruklarını indiriyordu. Bu da neyin nesiydi böyle?

Yerimden sıçramamla şaşkınlığımın surat ifademe yayılması bir oldu. Kemal'in -küçük abimin- elini tuttuğu kızı gördüğümde küçük dilimi yutacaktım. Birden abimin gür sesi yankılandı.

Tanıştırayım Yeni Gelininiz Aysun!!!

!

"Hayat bazen kapıya inen yumruklardır ve hiç beklemediğin anda seni bambaşka bir aleme çekiverir."
-Rana Babaoğlan-

Sevgili okurlarım yıldıza basıp oy vermeyi unutmayın ❤🤗

ZerdAli Çiçeği | KİTAP OLDUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin