Koridorda koşturmamın sebebi işte bu ses tonuydu. Sait ağabeye doğru yürürken birden dikkatimi negakoskop çekti. Anlam veremedim ne olduğuna bunu fark eden Ali ve Sait ağabey masanın yanından yavaş yavaş uzaklaşıp ayrıldılar. Ben de masanın üzerinde duran şeyle karşı karşıya kaldım. Aman Allah'ım bu da neydi böyle. Kalbimin gümbürtüsü şu an dışarıdan duyuluyordu.
Okuldan daha yeni mezun olmuştum. Sait ağabeyin yanında stajımı yapıyor otopsinin inceliklerini öğreniyordum. Yetenekliydim. Bunu ben söylemiyorum okuldaki hocalarım söylerdi hep ama Sait ağabey de yeteneğimin gelişmesini ve benim tarafımdan keşfedilmesini sağlamıştı. Küçüklükten belliymiş benim ne olacağım. Çok çalışıyordum Sait ağabeyin ve hocalarımın yüzünü kara çıkarmayacaktım. İhtiyacım olan son şey bir hata yapmaktı.
Gördüğüm manzara beni şaşırtmıştı. Kusacak gibi oldum. İlk defa bir ceset görmüyordum tabi ki ama bu bu ...
Midemdeki öğürtüyü bastırmaya çalışıyordum. Masamın üzerinde duran bu şey beni dehşete düşürmüştü. Buradan kaçıp gitmenin doğru bir karar olacağı kanısındayım. Bu düşünceler içindeyken Ali yanıma gelerek elini omzuma koydu. ''Eee çömez bak bakalım bunun hakkında neler söyleyeceksin''dedi. Onun bana böyle hitap etmesi zoruma gitmişti. Ali'ye duyduğum hayranlık beni yoruyordu. Karşılıksız bir ilgi olduğunun farkındaydım ama bana bu şekilde hitap etmesi... Hiç bozuntuya vermeden Sait ağabeyin yanından yavaşça geçip masaya yaklaştım. Masaya doğru eğilip yüzümü cesede şey pardon bu şeye uzattım. Masanın etrafını yavaş yavaş dolanmaya başladım. Şaşkınlığım hayrete dönüşmüştü. Aman Allahım bunu kim neden yapardı ki?
Sanırım parmak izinin alınmaması için kesmişler parmaklarını. İlk boğumlarından itibaren yoktu parmaklar, keskin bir şeyle kesildikleri belliydi. Öldükten sonra kesildiğini düşünüyorum. Bilekten kesilmiş kasların ve sinirlerin sarkmadığına bakarak keskin bir bıçak olabilir. Kesik düz bir çizgi şeklinde, bozulma henüz başlamıştı. Muhtemelen bir kadın eliydi. Ali'ye ve Sait ağabeye baktım. Sait ağabey yüzünde memnun bir ifadeyle bana bakıyordu. Söyleyeceklerim bu kadardı. Daha fazlası için çalışma yapmamız gerekiyordu. Elime kağıdımı ve kalemimi aldım. Sait ağabeyin yanına geçerek hazır olduğumu söyledim. Ne yapacaktık neye karar verecektik kestirememiştim çünkü. Ali izin isteyerek ayrıldı yanımızdan. Sait ağabey Evettt Nurcum başlayalım mı ne dersin? diyerek ele doğru yaklaştı. Eli eline alıp evirip çevirmeye başladı. Allah'ım ne iğrenç bir manzara. Sait ağabey bütün ciddiyetini takınarak cebinden kayıt cihazını çıkardı ve başladı anlatmaya.
-