Bölüm 4

90 4 0
                                    

-El, 30-35 yaşlarında bir kadına ait. Bilek kemiğinin hemen üzerinden oldukça keskin bir cisimle kesilmiş. Tırtık izlerinin olmaması, kas ve sinirlerin sarkmaması, derinin görüntüsü bu cismin bir bıçak olduğunu düşündürüyor. Elin kesiliş biçiminden profesyonel birinin bunu yaptığı anlaşılıyor. Parmak izleri alınmasın diye parmaklar ilk boğumdan itibaren kesilmişler. Cesedin beyaz bir kadına ait olduğunu söyleyebilirim. Tahlillerin yapılması yarına bırakıldı.

Akşama kadar eli düşündüm durdum. Yaptığım hiçbir şeye konsantre olamıyordum. Allahım kim niye yapardı böyle bir şeyi. Bunu yapan kişi nasıl bir insan olabilirdi. Elin sahibi kimdi, niye böyle bir cinayete kurban gitmişti, nasıl biriydi, ne iş yapıyordu, evli miydi çocukları var mıydı? Sorular sorular sorular.

Öğleden sonra tekrar buluştuk Sait ağabeyle, El üzerinde yapacağımız inceleme henüz bitmemiş rapor yazılmamıştı. Odaya girdiğimde kimse yoktu. Sait ağabey daha öğle arasından dönmemişti demek. Saat 12.30 du. Ben merakıma yenik düşmüş, öğlen tatilinin bitmesini beklemeden inmiştim otopsi odasına. Otopsi odalarını hep en alta kata koyarlar, yaptığımız iş az korkunç değilmiş gibi bir de seni binanın en altına en ücra köşesine koyarlar. Böyle düşününce birden tüylerim diken diken oldu. Ah, bir bu eksikti kendi kendimi korkutmayı yine başarmıştım. Ele bakınca birden canlanıp da üzerime katilimi bul diye çığlık atarak atılacak sandım. Midem korkudan buruldu. Her defasında aynı hataya düşüyor hayal gücümün etkisi altına giriyordum. El beni yeteri kadar tedirgin etmişti. Bir de böyle düşüncelerle korkularımı beslemeye ne gerek vardı. Gene odadan çıkmam gerektiği hissine kapıldım. Hatta bu his beni öyle bir şekilde ele geçirdi ki korkudan çığlık atmaktan korktum. Elimle ağzımı kapatarak koşar adım odadan çıkmak için kapıya yöneldim. Kapıya yaklaştığımda kapı birden açıldı ve elimle tuttuğum çığlığı bırakıverdim. Sait ağabey kapıya gelmiş, içeri girmeden önce eldivenlerini giymek için kapının ağzında durmuş. Eldivenlerinden birini yere düşüren Sait Ağabey bana yarı muzip bir gülümsemeyle bakıyordu. Elle ilgili yeni bulgular ortaya çıkmıştı. Elin sahibinin kan grubu AB+Rhtı. Elindeki kasların ve kemiklerin durumu çok yoğun bir iş temposunda çalıştığını düşündürüyordu. Kemiklerdeki aşınmalar ve kemiklerin durumuna göre bu bir temizlik işçisi olabilirdi. Öğleden sonramızı bu bulgular ve elin ilk incelenmesinde gördüklerimizi rapor haline getirmekle geçirdik. Sait ağabeyle yaptığımız konuşmalar ve incelemeler benim için çok önemliydi. En önemli sorumuz şuydu:' bu kimin eliydi ve cesedin diğer parçaları neredeydi?'

Yoğun bir günün ardından üzerimdeki önlüğü çıkarıp montumu giydim. Asansöre doğru yürüdüm. 5.kattaydı. Düğmeye bastım asansör yavaş yavaş bulunduğum kata gelirken bugün olanları kafamda döndürüp duruyordum. Asansörün kapısı açıldı, kendimi içeri attım. Aynada yorgun yüzüme bakarken elin sahibinin yüzünü hayal etmeye çalıştım. Kata geldiğimizi anlatan asansörün sesiyle kendime geldim. Merkezin kapısından çıktığımda yağmurlu bir hava karşıladı beni. Çiseleyen yağmurun hızlanacağı daha şimdiden belliydi. Bahar biterken yağan yağmurlar bu şehirde şiddetli oluyordu. Otobüs durağına hızlı adımlarla yürüdüm. Arkadaşlarla barda buluşmak için sözleşmiştik. Eve gidip üstümü değiştireceğim. Alkolün beni çarpmaması için de bir şeyler atıştırmam şart.

Kayıp ElHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin