Sinek Valesinin Ailesi bir trafik kazasında hayatını kaybetmişti. Arabasına bindiği gibi hüzün içerisinde aile evine diyordu. Sinek valesi her metrede biraz daha ağırlaşmaktaydı. Ve hiç beklemediği bir şekilde ailesi toprağa verilirken kupa kızı sinek valesinin yanındaydı. Geri dönüşte arabası ile kupa kızını eve bırakırken arka arkaya yanan sigaraların dumanında ki sıkıntılar kupa kızını boğuyordu. İçten içe dertlenen kupa kızı evinin önünde inerken "eğer konuşmak istersen ilk beni ara" demişti. Ve sinek valesi boğazdaki evine giderek iyice içine kapanık bir hal almıştı. Ve 1 hafta sonra evi alalı 6 ay olmasına rağmen ilk defa kapısı çalmıştı. Ve kupa kızı sinek valesinin yanına gelmişti. Balkonda boğaza karşı birer bardak viski içmişlerdi ki sinek valesinin aklına rüyası gelmişti. Sessiz bir şekilde düşüncelere boğuluyorlardı. Bir yanda sevdiği kadın yanındakine diğer yanda ailesini kaybetmenin acısını yaşıyordu sinek valesi. Sinek valesi kupa kızını evine bırakmak istemişti. Ve sinek valesi 1 hafta sonra ilk defa sevdiği kadın için evinden çıkmıştı. Sinek valesi evine uğramadan direk Balıkesir'deki yeni yazlığına gitmişti. Gitmek zorundaydı, kendi dertleri ile sevdiği kadını üzemezdi sinek valesi. Ailesi ile fazla zaman geçirmeyen sinek valesi söyle bir söylendi. "öyle çok düşündüm ki kupa kızını öyle çok sevdim ki ailemi bile unutmuşum, farkında bile olmadan" bu sözlerin arkasından sinek valesi viski şişesinin dibini görene kadar içmişti. 5 gün uyumayan sinek valesi derin bir uykuya dalmıştı sessizce. Kalkar kalkmaz arabasına atlayarak ailesinin mezarlığına gider ve ağlamaya baslar, hıçkırıkları onu boğar gibiydi. Ve sinek valesi aile mezarlığında kendine de bir yer ayırmıştı ki o an bile kupa kızını düşünüyordu. Onun içinde yanında bir yer ayırtmıştı sinek valesi. Bu şehirden bu sokaklardan uzaklara giderek bazı şeyleri geride bırakarak gitmek istemişti ki kupa kızını arkada bırakamazdı. İstanbul'da ki evine giden sinek valesinin yanına kupa kızı tekrar gelmişti. Ve oturup konuşurken sinek valesi biraz gezerek kafasını dağıtmak istediğini kupa kızına söylemişti. Kupa kızından hiç beklemediği bir şekilde dudaklarından o kelimeler çıkıvermişti "eğer istersen bende senle gelebilirim" sinek valesi bu habere içten içe sevinirken diğer yani gözyaşlarını içine akıtmaktaydı. Ve sinek valesi hiç bir şehirde kalmak istemezdi. Kendine bir karavan yaptırmıştı sinek valesi. Sırf bu gün belki gelir diye kupa kızı ile gezeriz diye bir karavan yaptırmıştı. Ve kullanma zamanı gelmişti. Kupa kızının memleketine Karadeniz bölgesine doğru bir yolculuk başlamıştı. Arabanın içini viskiler şampanyalar ve kupa kızı için biralar ile doldurmuşlardı ki yiyecekler için yer kalmamıştı nerdeyse. İstanbul'dan çıkıp ilk durdukları yer Trabzon'du. Deniz kenarında sakin bir köseye park etmişlerdi. Sessizce viskilerini yudumluyorlardı ki sessizliği ile sinek valesi kupa kızına her şeyi anlatır gibiydi... Sinek valesinin yükünün ne kadar ağır olduğunu anlayan kupa kızı eve dönmek istediğini dile getirir. Ve sinek valesinin hep beklediği o hayal son bulmuştu. Sinek valesi İstanbul'a girdiğinde ilk kupa kızını eve bırakmıştı ve İstanbul'daki evine geri dönmüştü. Bir gece öyle boş boş düşüncelerle oturan sinek valesi bir şarkı dinlemekteydi Her gece olduğu gibi bir Ahmet Kaya parçasıydı. "Bir fidandım devrildim fırtınayım duruldum yoruldum Çok Yoruldum" Ve sinek valesi olduğu yerde uyuya kalmıştı. Kupa kızına yazlığının, evlerinin anahtarlarından birer tane vermişti ki sinek valesinin en mutlu günü olacaktı. Sabah uyandığında şöminenin karşısında hazırlanmış bir kahvaltı görüyordu ve kupa kızı elinde çay ile içeri girdiğinde sabah güneşi ilk defa sinek valesine vurmuştu. "günaydın" sözüyle başlamıştı her şey. Kahvaltı sonrasında kupa kızının elinde iki adet aşk filmi vardı. Sanki sinek valesi için bir ışık bir umut daha vardı en azından öyle sanıyordu sinek valesi. Daha yeni aldığı koltuklarının üstündeki kartonlar bile açılmamıştı. Filmi izlemeye başladıklarında kupa kızı sinek valesinin omzunda uyuya kalmıştı. O kadar güzel uyuyordu ki uyandırmaya kıyamadı sinek valesi, hayatını bitiren kadını. Sinek valesi o gece uyumamıştı sadece kupa kızını izlemişti, sessiz bir kösede. Sabah uyandığında kupa kızı sinek valesinin gözlerine bakarak "tüm gece beni izledin değil mi" sinek valesi söyleyecek söz bulamadı sevdiği, âşık olduğu kadına. Kupa kızını eve bırakmıştı öğlen saatlerinde sinek valesi. Ve evin içinde hisler ilk defa aşktan başka bir şeyi hissetmişti.
YOU ARE READING
Sinek Valesi*Sonsuz Aşk
RomansBir insanın kendini sonsuz aşkın adamı sanması, aslında sonsuz aşk diye bir şeyin olmayışı, ölümün gerçek oluşu... Sinek Valesinden,Sinek Kralına dönüşümü. Aşkın en ağır yüzü ve yaşanmışlığın en acı öyküsü... ...