Sinek Valesi*Sonsuz Aşk

Ya Sonra

Sinek valesi tüm mal varlığını kupa kızına bırakmıştı. Kupa kızı sinek valesinin evlerini gezecekti. Ve ilk Balıkesir'deki yazlığına gitmişti kupa kızı tek başına. Evden içeriye girdiğinde ise soğuk sessiz bir hal almıştı. Sinek valesi ile kupa kızının yan yana çekilmiş birer fotoğrafı bile yoktu. Kupa kızı üst kattaki sinek valesinin yatak odasına girdiğinde bir duvarın tamamen onun resimleri ile dolu olduğunu görmüştür. Kupa kızı ağlamaya başlamıştı delicesine ağlarken bağırıyordu öyle çığlık atar gibi. Sinek valesinin yatağına uzanıp ağlamaya devam ederken uyuya kalmıştı kupa kızı. Ve sabah uyandığında sinek valesinin arabasına binerek İstanbul'da ki evine gitmişti. Öyle evin içinde gezinirken buzdolabının kapağını açtığında ağzına kadar doluydu viskiler ile. Kupa kızı bir şişe viski alarak oturmuştu öyle sessiz sakin bir köseye bir kadeh doldurduktan sonra evin içinde gezerken sinek valesinin yatak odasındaki kıyafet dolabının içinde ise karton karton sigaralar vardı. Kupa kızı sinek valesinin ölümünde payının olduğunu anlıyordu yavaş yavaş. Kupa kızı evi gezerken son kalan odayı açmak ister ki o oda kilitlidir. Evin içinde anahtarı ararken sinek valesinin ceketinin cebinden çıkan bir kâğıt kupa kızının bittiği andı. "eğer bu satırları okuyor isen ben senden çok uzaklara gitmiş olmalıyım ki senden bir an bile vazgeçmedim hiçbir şey değişmedi aslında sadece bedenimin süresi bitti ama aşkım hep senin kalbinde olacak." ağlayarak ceketinin ceplerine bakmaya devam eden kupa kızı iç cebinde anahtarı bulmuştu. O oda sinek valesinin en değerli odası en değer verdiği varlığı içinde idi. ve kupa kızı odayı açtığında sadece bir yazı görür o yazı tamı tamına on beş bin gün öncesinde kupa kızının sinek valesine yazdığı anıydı. Öyle ağlıyordu ki kupa kızı gözyaşları tüm makyajını temizliyordu. Sinek valesinin seneler boyunca taşıdığı o sonsuz aşkın ağırlığı kupa kızına sadece 3 günde binmişti. Kupa kızı son olarak sinek valesinin boğaza karşı olan evine gitmişti. İçeri girdiğinde masanın üstünde ufak bir defter vardı. Sinek valesi o deftere yaşadıklarını yazacaktı ki sadece 2 sayfa yazmıştı sinek valesi. "rüyamda kupa kızını gördüm beraber boğaza karşı kahvelerimiz içiyorduk. Gülümsüyorduk birbirimize. Her şey Çok Güzeldi. Tam hayalimdeki gibiydi. Uyandığımda ise belki kupa kızı geri dönerse diye beraber rüyamızı gerçekleştiririz diye bu evi satın aldım" kupa kızı iyice dertlenmişti. Ve sinek valesine olduğu gibi yazılan sözler bir bardak viski ile kafasının içinde dönüp duruyordu. Kupa kızı kendi evine gitmek zorundaydı kocası merak ediyordu kupa kızını. Kupa kızı hiç gülmüyordu esi bundan rahatsız oluyordu ve kupa kızına bağırıyordu. Kupa kızına söylenen sözler bir şey ifade etmiyordu artık lakin. Kupa kızı nasıl bir hata yaptığını anlıyordu. Sinek valesini kandırdığını ve intikam almaya çalıştığını sanarak ne kadar salakça bir şey düşündüğünü anlasa da çok geçti artık. Sinek valesinin mezarına bile gitmemişti kupa kızı gidememişti öldürdüğü adamın sonsuz uykuda olduğu yere. Kupa kızı için zor zamanlar daha yeni başlıyordu. Kupa kızına eşi istersen daha fazla uzatmayalım dediğinde kupa kızı ayrılmak için bahane aramaktaydı. Ve kupa kızı hiçbir şey söylemeden sinek valesinin evine gitmişti. Sinek valesi günde 2 sise viski 4 paket sigara içiyordu ki kupa kızı sinek valesinin sınırlarını bile aşmıştı... Balkonda İstanbul'un karanlığını izlerken kupa kızı olduğu yerde uyuya kalmıştı. Bir hafta kadar kaldığı süreçte sinek valesi gibi sürekli viski ve sigara içiyordu. Ve sevdiği adam sinek valesinin evine gelmişti kupa kızı kapıyı açtığında söyle bir içeri bakmıştı ki eşi gördükleri karşısında gözlerine inanamıyordu yerlerde boş viski şişeleri ve sigara izmaritleri vardı. Hiç konuşmadılar ve kapıyı çarparak gitmişti. Kupa kızı eşinden ayrılmıştı. Kupa Kızı Hiç yalnız kalmamıştı ki. Sinek valesi hiç mutlu olmamıştı ki. Kupa kızının kimsesi yoktu. Sessizliği boğuluyordu her gün. Ve sinek valesinin Fransa'daki eski kafesine gitmeye karar vermişti. Hava alanında otururken şöyle bir söyledi. "acaba sinek valesi giderken ne kadar kızgındı bana ki benden vazgeçercesine gitmişti" aslında sinek valesi vazgeçmemişti hiç bir zaman sadece mutluluğuna engel olmak istememişti. Kupa kızı Fransa'daki kafesine girdiğinde ise raflarda tozlanmış eskimiş bir sürü içki görmüştü. Ve Duvarda Bir Yazı Yazıyordu sinek valesinin en büyük laflarından biri idi. "Koşmaya başladığınızda sağlam adımlar atın lakin geriye dönmek çok zor" sinek valesinin yaşadıkları kupa kızına ağır geliyordu. Ve kupa kızı orada hayatına son verecekti. Bir zamanlar güzelliği ile göz kamaştıran kupa kızı tam 1 ayda çökmüş bitkin bir kadın halini almıştı. Ve sinek valesinin odasına girdiğinde çekmeceleri açarken içinde bir silah ve kızıl deriliye hiç gönderemediği bir mektup görmüştü. O mektupta şu kelimeler kullanılmıştı." Sadece özür dilemek istedim. Yaptığım her şey için. Belki bir nebzede olsa seni üzdüysem, onun içinde özür dilerim. Ama sende biliyorsun ki ben böyle olmak zorundayım. Benim hayatım böyle. Biri için hayatımdaki herkesi kırdım biliyorum. Herkesi fazlasıyla üzdüm onunda farkındayım ama sende biliyorsun ki başka çarem yok. Ben böyle istediğim için yıllarımı berbat etmedim. Her şeyimi kaybettiğimde bile aynıydım. Böyle olmak zorundayım. Birinin yalnızlık olması gerekiyordu. Birinin aşkının sonsuz sanılması gerekiyordu. Birinin ölene kadar vazgeçmemesi gerekiyordu. Ve ben yalnızlıktan, nefret eden biri. Uzun zaman aynalar ile konuşan ben. Her şeyini kaybetmiş ve hep kaybetmeye mahkum olan ben. Hayatı boyunca hiçbir şeyi başaramamış olan ben. Açıkçası hiç bir şeyi hak etmeyen ben. Seni bile hak edemedim. Kaybettiğim her şeyde vazgeçen yine ben. Hayatım boyunca tek bir şeyden vazgeçemeyen yine ben. Böyle olmak zorundayım. Beklemek Zor Değildi. Seneler Geçtikçe anlıyorum ki. Ölüyorum. İşte diyorum İşte şimdi kaybedecek hiçbir şeyim yok." Sinek valesinin bilgisayarını açtığında dinlediği son müzik ise Ahmet Kayadan "Ayrılığın hediyesi" idi. Sinek Valesinin Yıllarca Taşıdığı Aşkın yükü kupa kızına fazla gelmişti ve orada intihar ederek hayatına son vermişti.