Sinek valesinin yıllar boyunca yalnızlığını bozan aslında bir kişi vardı. Sinek valesi, kupa kraliçesini daha yeni kaybetmişken, Kadıköy sahilinde özlemenin nasıl bir şey olduğunu anlarken dördüncü sırada duran banda oturup bir sigara yaktı. Gökyüzüne üflediğinde "şu üflediğim duman bile ona ancak iki saat sonra ona ulaşıyor" diyor ve bu tarzda söylenip duruyordu. Sadece ulaşmak isteyip ulaşamadıklarımıza aşk diyoruz. Bu hayatta aşk diye bir gerçek var ve bundan çok az kişinin haberi var. Sinek valesi aşkın doruklarında tek başına değildi. Zirvede tanıştığı, aşkın doruklarında intiharı da, yaşanmış olan tüm acıları da onun gibi yaşayan biri vardı. Ruhunu aşka sızlamaları ile dünyaya sitem eden biri. Sinek valesi ile tüm zevkleri aynı olan biri. Kendini sadece aşka Adayan, sinek valesi gibi sadece aşka inanan ve sadece aşka hizmet eden biri. Geçmişin tozlu raflarından çıkan biri. Geçmişi geçmemiş gibi yaşayan, her an yüreğinin sızlaması ile acının adeta şekil bulmuş haliydi o biri. O biri sinek kızıydı. Dünya ona "yapamazsın, yaşayamazsın. Bu yük sana ağır, aşk yüreğine fazla gelen tek şey, seni öldürecek tek şey" dediğinde o aşkından vazgeçmedi. Gecenin doruğunda, gece sokaklarına adadı kendini. Yalnızlığa ve onurlu bir yaşama. O senelerde sinek valesine yakınlığı kupa kraliçesinden geliyordu. Sinek kızı Almanya'dan yeni gelmişti. Sevdiği insanı değer verdiği hayatı bir kenara bırakıp, değerini sadece bir kişinin anlayacağı İstanbul'a gelmişti. Sinek valesi gibi onunda artık bir şansı yoktu aşktan yana. Yalnızlığın, kederin ve acının tek ortak noktası olan aşk birleştirmişti hiç bitmeyecek dostluğu. Uzun gece vaktinde buluştular. Güzel bir manzara karşısın da bardakları şeffaflık, havayı ise gri bir duman süsledi. Uzun gece sohbetinde, bir kelime önderlik etti. "umut"
Sinek valesi- keşke, şimdi yanımda olsaydı.
Sinek kızı- ne yapardın?
Sinek valesi- sarılırdım. Giderken yapamadığımı yapardım. Gitme derdim. Gitme çünkü sen gidersen ben yarım kalırım derdim.
Sinek kızı- seni anlar mıydı?
Sinek valesi- nasıl yani?
Sinek kızı- o kadar iyi Türkçe bildiğini sanmıyorum.
Sinek valesi- (hafif gülümseyerek) yüreğinin anlaması yeterli. Yürek tek bir dil kullanır. Öyle değil mi?
Sinek kızı- elbette öyle. Yüreğinde sen olsaydın şimdi Fransa da değil senin yanında olurdu. Öyle değil mi?
Sinek valesi- bu gece canını yakacağım diyorsun. Umutlarını yıkacağım diyorsun. Haklısın aslında.
Sinek kızı- elbette haklıyım. Zirvede tek başına olduğunu mu sandın?
Sinek valesi- zirve ikimize yetecek kadar büyük. Zaten kaybedenlerin zirvesi değil mi? Neyi kazanmak için savaşacağız? En çok kim kaybetti kavgası mı çıksın?
Sinek kızı- neden Fransa'ya onun yanına gitmiyorsun? İstediğin her şeyi alabilecek kadar paran var. Hatta orada soyunu yaşatacak kadar paran var. Neden hala buradasın? Seni burada kalmaya mahkûm eden şey ne? Yıllardır kupa kızı için savaşmadın. Sonuç olarak onu kazanamadın. Neden bir şansın varken bunu kullanmıyorsun? Neden hiç şansın yokmuş gibi davranıyorsun?
Sinek valesi- elbette bunu yapabilirdim. Ama sana daha öncede söyledim. Onun yanına son kez gittiğimde bana gitmemi söylemişti. Açıkçası beni istememişti. Şimdi oraya gitsem, elimde paramdan başka savaşacak neyim var? O istemiyorum dedikten sonra ne yapabilirim? Bana ihtiyacı olsa bir haber gönderebilirdi. Ama olmadı. Paranın her şeyi çözebileceğini mi sanıyorsun?
Sinek kızı- elbette hayır. Savaşmak için gerekli bir araç ama onun gözünün önünde durabilirsin. Belki içinde kalan birkaç duyguyu harekete geçirebilirdin. Tabi bunları birkaç ay önce yapmalıydın. Vakit yakınken yapmalıydın ki, yüreğinde az bir yer kapladığın seni unutmasın diye.
Sinek valesi- hatırladın mı? İntiharı sonsuz aşkların zirvesinde yazmıştım. Yanımda sen vardın ama tek bir kelime söylemedin. Oysaki intihara benden çok sen yakındın. Neden? Ölüme benden daha yakınsın ama intihara tek bir kelimen olmadı.
Sinek kızı- intiharı yazdığında yalnızlığı vurguluyordun. Yalnızlığın sessizliğe ihtiyacı vardı. Edeceğim tek bir cümle o zaman seni intihara sürüklerdi.
Sinek valesi- madem "o zaman" intihara sürüklerdi, o cümleyi şimdi söyleyebilirsin.
Sinek kızı- kaybettiğin hal de her zaman söylediğin gibi "olmayacak bir şeye olacak" diyorsun ve olmadığı halde yaşıyorsun.
Sinek valesi- çünkü her zaman bir umut vardır. Hatırladın mı bana "bir gün ikimizden biri mutlu olacak" demiştin ve eklemiştin "o kişinin ben olmadığına eminim" demiştin. Ama durum ortada ikimizde sonsuz aşkın zirvesindeyiz ve yalnızlık insanların içinde bizi buldu.
Sinek kızı- geçmişte bir kere kupa kızına ihanet etmiştin. Belki de bunun acısını çekiyorsundur. Geçmişte aşka ihanet ettin, şimdi kupa kızını bırakıp kupa kraliçesine âşık olduğunu söylüyorsun. Aşka hizmet ederiz ve sadece aşka inanırız unuttun mu? İki kere aşka ihanet ettin. Şimdi söyle bakalım, ihanet ettiğin aşk şimdi sana neden güzelliklerini göstersin? Neden sana bir şans versin?
Sinek valesi- aslında haklısın. Birçok kez aşka ihanet ettim. Ama biliyorsun, bunun bedellerini ağır ödüyorum. Kupa kızına ihanet ettim çünkü onun mutluluğu o dönemlerde canımı acıtıyordu. O her gün gülerken ben her gece bardağıma ve sigaralarıma sadık kaldım. Onu bekledim ama o gelmedi. Bu yüreğime dokundu bende aşka ilk ihanetimi yapıp onun mutluluğuna engel oldum. Maça kralını verdiğim savaşta yendim ama en büyük savaşı, kupa kızını kaybettim. Küçük bir başarı için, devasa bir savaşı kaybettim. Evet, kupa kızına bir yemin ettim. On dört bin gün bekleyeceğimi söyledim. Evet, yine aşka ihanet edip yeminimi bozdum. Ama buna değerdi. O gece dünyanın tümüne bedeldi. Ama ne oluyor biliyor musun? Kendimi kandırıp, yeminimi hiç bozmamış gibi davranıyorum. Kupa kızına âşıkmış gibi, hiç yeminimi bozmamış gibi. Ama daha garip olan buna inanmaya başladım. Sadece bu zirvede seninle iken aklıma geliyor.
Sinek kızı- yine de bu aşka ihanet etmeni aklamaz. Bir gün öldüğünde mezarına ikisi de gelmeyecek. O zaman bu neyi değiştirecek? Sıradan âşık bir valeydin, şimdi ise sana sinek kralı diyorlar. Nasıl bir his? Kos koca bir aşkı yıkıp, sıfırdan yeni bir aşka başlamak nasıl bir his? Yıllarını verdiğin birine tekrar ihanet etmek nasıl bir his? Onurunu, şerefini kaybetmek ve bu hiç olmamış gibi davranmak nasıl bir his?
Sinek valesi- bilmem. Kötü bir his galiba. Artık hissetmiyorum da aslında. Senin de söylediğin gibi "insana dağı vermişler, neden sıra dağlar değil demiş" hep bir fazlasını istiyoruz. Daha doğrusu istiyorum. Verdiği hissi söyleyeyim mi? Aşkın tatlı tarafına ulaşmak için her şeyi göze almak gibi bir şey. Aşka bile ihanet etmek gibi bir şey. Gece gibi, aydınlığın geleceğini bildiğin halde, geceye mahkûmmuş gibi davranmak gibi. Cesaret gibi, ölmeye yok ama birini ölümün kıyısına getirmek gibi bir şey.
Sinek kızı- aşkın zirvesinden kayıta geçsin o zaman bu konuşma. Hadi geceye son bir şey söyleyip gidelim. Ben başlamak istiyorum. "gece öfkesini yüreğimize vursun, vursun ki aşkı hissedelim. Gözlerimiz onunla kapansın, kapansın ki onu unutmayalım. Bardağımızdaki hiç bitmesin, bitmesin ki aşk yüreğimizden hiç gitmesin".
Sinek valesi- " uzaktan uzağa, gözlerimin ucunda duran gökyüzüne son bir söz olsun o zaman. Ya onu bana ver, ya da bırak da yeminimi tutabileyim, sonsuz aşka son bir dokunuş yapabileyim.
O sabah tam uykuya dalacakken bir haber sinek valesinin finalini hazırlamıştı.
t
YOU ARE READING
Sinek Valesi*Sonsuz Aşk
RomanceBir insanın kendini sonsuz aşkın adamı sanması, aslında sonsuz aşk diye bir şeyin olmayışı, ölümün gerçek oluşu... Sinek Valesinden,Sinek Kralına dönüşümü. Aşkın en ağır yüzü ve yaşanmışlığın en acı öyküsü... ...