29. Bölüm

6.3K 281 27
                                    

Medya: Maya

Okulun geriye kalan kısmını olaysız tamamlayıp Barışların ısrarı üzerine eve uğramadan dışarda yemek yiyip sonra bara gideceğiz. Neden bu kadar merak ettiklerini çözemesem de gidelim bakalım, zaten Mert'de erken bilet almış yarın gidiyor. Her ne kadar kısa bir zaman yanımızda kalmış olsa da burada olmasına o kadar alışmışım ki sanki o gidince hayat sıkıcılaşakmış gibi geliyor. Keşke Mert'de gelip burada bizimle yaşasa, ne güzel olurdu değil mi?
"Nereye daldın öyle?" diyen Barış ile kendime geldim
"Yarın Mert gidiyor" dedim üzgün bir şekilde
"Ama gitmeden önce onu eğlendirmemiz gerekiyor, asma yüzünü bak onunda içi rahat etmez" diyince gülümsedim
"Ya birşey sorucam" dediğinde sorması için ona baktım
"Mina nasıl bu kadar mutlu oluyor? O da Mert'in gideceğini biliyor ama sen gülemiyorken o kahkahalar atıyor" dediğinde güldüm
"Mina her zaman böyledir. Ne zaman canı yansa, ağlamak istese güler. Zaten aramızda ki en büyük fark da bu ben ağlamamak için kendimi ne kadar zorlarsam zorlayayım gülemem, ama o güler"
"Doğru, düştüğünde bile gülen bir kız, benim sormam saçmaydı"
"Mesela orada eminim bir yeri ağrıdığı için gülüyordu" diyince bilmem anlamında kafasını salladı. Barış haklıydı, Mert yarın gidecek ve ben surat asarsam o da üzülecek. O yüzden gülüp ortamı neşelendirmem gerekiyor.
"Ee Sayın Mavi, bize nasıl bir şarkı buldun? Ne söylüyoruz bu akşam" dediğimde Mina gülerek göz kırptı
"Sürpriz olucak sahneye çıkarken öğrenirsiniz"
"Bize de mi sürpriz?" şaşkınca Mina'ya bakan Mert hepimizin ruh halini özetliyor şu an
"Evet asıl sana sürpriz zaten"
"Harbiden lan ben nasıl ayrılacam Bela Meleklerimden?" dediğinde hepimiz bir an duraksadık. Mina'nın bile gözleri doldu ama ona rağmen güldü
"Efkar yapma lan bana" dediğinde kendimi zorlayarak kahkaha attım
"Bu gece efkar yasak" dedim bende gülerek
"He aq bari bunları söyleyip gülerken gözleriniz dolmasaydı" diyen Mert yine şu an ki durumumuzu özletlesede kendisi de gülüyordu.
Napalım biz de böyle güzeliz...
Mina konuyu dağıtmak için Barışlara döndü
"Beyler heyecan var mı?"
"Neden?" diyen Deniz ile kahkaha atmak istesemde yapmadım
"Patronla tanışacaksınız"
"Valla bunlar adama arkadaşlarımız diyene kadar dayak yememek için dua edin" diyen Mert ile uzun zamandır tutmaya çalıştığım kahkayı saldım
"Hiç gülmeyin Cadılar sizin yüzünüzden az daha dayak yiyecektim" dediğinde Mina ile ben gülmekten kendimizden geçmiştik. Barış şaşkınca bize baktı
"Sen bile mi? Nasıl ya?"
"Adamın bana bakışı ibretlikti ya en başta birinin sevgilisi sandı beni" diyince bizim masadan yükselen kahkaha sesleri iki katına çıktı. Kahkalarım sakinleşirken bi ara camdan dışarı baktığımda bir kadını döven bir pevenk ve ayırmak yerine sadece izleyip video çeken bir kalabalık gördüm. Sinir kat sayım yükselirken
"Noluyo lan orada?" dedim bizimkiler de oraya bakarken Mina ayağa kalktı
"Kadına mı vuruyo lan o orospu çocuğu?!" diyerek cafenin dışına doğru koştu, tabii bende hemen arkasından.
"Kızlar karışmayın polisi arayalım!" diyen Barış'ı takmadan koşmaya devam ettim. Ne demek karışmayın ya? Oldu her işi polise mi bırakalım, hadi bıraktık diyelim biz polisi arayana kadar o şerefsiz kadını öldürür.
Mina koşarak o piçin arkasına geçti ve kadına vurmak için kaldırdığı elini tuttu, o ne olduğunu anlayana kadar cehennem bölgesine tekmeyi geçirdim. Sonrasını Mina'ya bırakarak kadının yanına gittim
"Abla iyimisin?" dediğimde kadın kendinden geçmek üzereydi. Bizimkiler gelip Mina'yı o namuslu annenin orospu çocuğunun üzerinden kaldırdılar, onu da kaldırıp kendi aralarında paslaşarak vurmaya başladılar.
"Mina ambulansı ara"
"Tamam" dediği anda ambulansın sireni duyuldu. Siren sesiyle bizimkiler de dövdükleri piçi yere bırakarak yanımıza geldiler.

**

Kadını hastaneye götürmüşlerdi, bizimde ifademizi aldıktan sonra göndermişlerdi. Karakoldan çıktıktan sonra taksi ile barlar sokağına gelmiştik, şimdi ise Mert'in parayı ödeyip gelmesini bekliyorduk. Barış ve Deniz'in heyecanı görmeye değer cinsten, yerlerinde duramıyorlar.
"Gençler bi sakin olacakmısınız?"
"Gayet de sakiniz bi kere"
"Belli" diyen Mina ile kahkaha attım. Bu sırada Mert geldi
"Hadi gitmiyormuyuz?"
"Seni bekliyorduk" dediğimde kafasını sallayarak ilerlemeye başladı. Bu sırada bizim barın orada kalabalık olduğunu görünce bizimkilere gösterdim
"Bizim bar mı o?"
"Yok lan Sky Bar'ın önü"
"Orada da hep bir olay var"
"Mor Meleğim her barın sizin gibi bir patronu yok"
"Lan o değilde en son ki ayna olayı patronun kulağına gittiyse-"
"Hassiktir" dedim refleks olarak. Doğru ya en son burada boş yere aynayı kırdım ben, umarım sebebi patronun kulağına gitmemiştir.
"Ayna olayı ne?" Merakı sesine yansıyan Deniz'e döndüm
"Kızlar tuvaletindeki aynayı kırdım da tekme atarak"
"Sebep?" dedi şaşkınca
"Üzerinde hamamböceği görmüş hanımefendi" diyen Mert ile hepsi gülmeye başladı.
"Cidden mi?" diyen Barış'ı onaylarcasına kafamı salladım
"Maşallah" dedi Deniz. Konuşa konuşa barın önün geldiğimizde, Hasan abi ve çaylak yine kapıdaydı
"Hoşgeldiniz gençler"
"Hoşbulduk Hasan abi" diyen Mina'ya Deniz'in bakışı far görmüş kediden farksızdı.
"Hoşbulduk abi" dedim.
"Hoşbulmadım be abi vedalaşmaya geldim"
"Hayırdır?"
"İzmir yolları göründü yarına"
"Yolun açık olsun, tekrar gelirsen buraya uğra dememe gerek yok sanırım"
"Yok yok kovsanda gelirim artık" diyince Hasan abi kahkaha attı. Daha sonra benim ne zaman sorucak diye beklediğim soruyu sordu
"Bu gençler kim?"
"Arkadaşlarımız" dedim
"Nereden?"
"Okul" dedi Mina
"Buraya gelicek kadar yakınsınız yani?" dedi Hasan abi şüpheyle, her ne kadar 'abi seviyoz ha' demek istemesem de kendimi tuttum
"Abi ben gidersem benim Melekler bunlara emanet"
"Ooo o zaman daha çok görüşürüz bunlarla"
"Aynen" dedim gülerek, bu sırada Barış Hasan abiye elini uzattı
"Ben Barış abi"
"Hasan"
"Deniz bende"
"İyi iyi" diyince Mina güldü
"Abi sen bunlarla ne ara güreşiyosun,Mert'de gidecek bu gün?"
"Akşam hallederiz bar kapanana kadar kalın" diyince Mina ile ben kahkaha atarken bizimkiler korluyla Hasan abiye bakıyorlardı
"Abi sana elim kalkmaz ki benim" diyince Deniz'e baktı Hasan abi
"Bak bunu sevdim işte" diyip sırtına vurdu. Deniz bu hareketiyle Hasan Abi'nin gözüne girmeyi başarmıştı, darısı da Barışa.
"Abi biz girelim artık, gece uğra yanımıza"
"Tamam gelirim" diyince başta Mert olmak üzere hepimiz bara girdik. İçeride müzik sesi bangır bangır gelirken yüzümü buruşturmadan edemedim, hayır yeni gelenleri hiç mi düşünmüyorsunuz be...
Aşağıda kendimize oynayanlardan uzak bir köşe bulup oturduk. Bu sırada yanımda oturan Mina'yı dürttüm
"Hangi şarkı?"
"Anlatamıyorum"diyip gülümsedi, bende gülümseyerek önüme döndüm, dans edenlere doğru baktığımda Barış ve Mert'in hararetli bir şekilde birşeyler konuştuğunu gördüm. Ne konuşuyorlar ki bunlar?
Tam dudaklarını okuyacağım sırada garson gelip önümde durdu ve kulağıma eğildi
"Patron sizi çağırdı, odasında"
İşte şimdi sıçtım, sağlam sıçtım hemde
"Sadece ben mi?" dedim korkuyla
"Yok Mina hanım ve arkadaşlarınız da gelecekmiş" diyince içime bir su serpilse de hala tamamen rahatlamış sayılmam. Garson gidince Mina ve Deniz'i dürttüm
"Sohbetinizi bölüyorum ama patron bizi bekliyor"
"İşte şimdi sıçtık" diyen Mina'ya duygularıma tercüman olduğu için teşekkür etmek istesem de sesimi çıkarmadım. Deniz tereddütle bana baktı
"Sadece ikiniz mi?"
"Hayır topluca hepimiz" dediğimde Mina
"Ha yani sıçtık sıvamaya gidiyoruz" dedi. Deniz gülmek ile korkmak arasında gidip gelirken Mina ayağa kalktı
"Hadi korkunun ecele faydası yok" diyerek kalkmam için elini uzattı, elini tutarak kalktım. Deniz de kalkıp Mertleri çağırmaya gitti
"Mert ile Barış ne konuşuyor"
"Hiçbir fikrim yok desem"
"İnandırıcı değilsin derim" dediğimde güldü
"Cidden bilmiyorum sorarız bi ara" diyince kafamı salladım, bu sırada Mert yanımıza geldi
"Patron bizi niye çağırdı ki?"
"Bilmiyorum" dedim.
"Böyle tartışacağımıza gidip öğrensek" diyen Barış'a ciddi olamazsın bakışı atarken
"He bi akıllı sensin zaten yiyorsa git hele" dedim
"Bence o kadar korkmayın ya" dedi Deniz
"Patronu tanıdıktan sonra da bunu söyleyebilecekmisiniz merak ediyorum" diyen Mina'yı onaylarcarsına kafamı salladım. Bizimkiler Mert'e bakarken o da 'bende bilmiyorum' anlamında ellerini salladı
"Sinirli haline bende hiç denk gelmedim" dedi
"Neyse hadi gidelim bakalım" diyip yürümeye başlayan Mina'nin kolundan tuttum
"Ya ama ben daha yaşamak istiyorum"
"Hadi Maya" diyince bir an Patrondan çok Mina'dan korktum. Patronun kapısının önüne gelince Mert kapıyı çaldı
"Gel!" diyince hepimiz içeri girdik. Patron önce hepimizi baştan aşağı süzdü
"Sorularıma sağ baştan cevap verin" diyince hepimiz onaylamak için başımızı salladık. En başta Mert vardı ona döndü
"Bunlar kim?"
"Mina ve Maya'nın okuldan arkadaşları. Az bir zamandır tanısakta yakın arkadaşız, ben gidince Mina ve Maya onlara emanet" dediğinde Patron gülümsedi ve Mina'ya döndü. Gülümsemesi iyiye işarettir inşallah...
"Mert ne zaman gidiyor?"
"Yarın, bu gün de buraya hem seninle vedalaşsın diye hemde arkadaşlarımızla tanış diye geldik"
"Aferin iyi ettiniz" dedi. Sıra bana gelince ne sorucak diye beklerken
"O aynayı gerçekten üzerindeki hamam böceği yüzünden mi kırdın?!"
"E-evet"
"Lan kavga ederek kırsan neyse diyeceğim hamam böceği lan hamam böceği"
"Hamam böceği ile kavga ettim patron" dediğimde adam sabır dilercesine yukarı baktı ve Barışlara döndü
"İsimlerinizi sayın ve kim olduğunuzu özetleyin"
"Ben Barış"
"Bende abisi Deniz. İki kardeşiz, anne ve babamız yok tek yaşıyoruz"
"Aileleriniz nerede?"
"Vefat ettiler" dedi Barış ama üzüldüğü ses tonundan bile belliydi
"Başınız sağolsun. O zaman bundan sonra siz de benim himayemdesiniz, karışan görüşen olursa bana gelin anlaşıldı mı?"
"Tabii ama amcam-"
"Kiminizin olduğu beni ilgilendirmiyor. Benim Meleklerimle takılıyorsanız ve aileniz yoksa benim himayemdesiniz bana emanetsiniz o kadar. Mert senin ailen olsa da öylesin"
"Biliyorum Patron"
"Sen öyle diyosan tamam abi" dedi Deniz.
"Abi değil o resmiyettir Patron samimiyet"
"Tamam Patron" dedi Barış.
"Evet bu meseleyi de kapattığımıza göre şimdi gelelim asıl meseleye" diyince hepimiz merakla Patrona baktık, o da önce arkasını döndü ve tekrar bize döndüğünde gözlerinden ateş çıktığına yemin edebilirim
"LAN SİZ NİYE OKULDA KAVGA EDİYORSUNUZ?! EŞKİYAMISINIZ LAN?! BİRDE KENDİLERİNDEN BÜYÜKLERİ DÖVMÜŞLER, ŞUNLARA BAK!!"
Patron adeta kükrercesine bağırınca Mina'nın koluna yapıştım. Şimdi anlaşıldı bize neden sinirli olduğu, okulda kavga ettiğimizi duymuş. Söyleyeni bi bulursam var ya...
"HABERİM OLMAZ MI SANDINIZ?!ATTIĞINIZ ADIMDAN HABERİM VAR BENİM!"
"Özür dileriz Patron" dedi Mina
"Yok öyle kuru özür bir şuç işlediniz cezanızı çekeceksiniz"
"Ceza mı?"
Aynı anda sormamızı bir kenara bırakarak saşkınca patrona baktım
"Evet ceza"
Patron bir süre hiçbirimizden ses çıkmayınca güldü. Ben bu gülüşü biliyorum
"Ben bu gülüşü biliyorum" dediğimde daha da güldü
"Ne gülüşü bu?" diyince Deniz'e döndüm
"Bu 'Ağzınıza sıçtım hazırlanın' gülüşü" diyince Patron kahkaha attı
"Tanıyor beni" dediğinde zorla gülümsedim.
"Evet gençler cezanız, barı siz temizliyorsunuz bu gece. Normal bar temizlikçileri başınızda bekleyecek"
"He bu kolaymış" diyen Mina'yı onayladım
"Aynen"
"Ne kolayı ya?!" diyen Barışa şaşkınlıkla baktım
"Bence sus patronun en basit cezası budur" diyen Mina ile gülümsedim.
"Bencede"
"Tartışmanız bittiyse devamı geliyor" diyince hepimiz yeniden patrona döndük
"Aynaları ve camları Maya silecek siz dokanmayacaksınız" diyince ben şok içinde bakarken patron devam etti
"Şarkı söyleyeceksiniz zaten onu söylememe gerek yok" diyince Mina kafasını salladı
"Bu kadar mı?"
"Daha istermisin?"
"Yok patron Allah razı olsun"
"İyi o zaman çıkın hadi, ben gelirim bir ara" diyerek bizi odadan kovunca dışarıya çıktık
"Cidden azmıydı cezalar?"
"Barışcım, kankacım, canımın içi bu adamın az cezası böyle" diyen Mina'ya şaşkınca baktı Barış
"Fazlası ne?"
"Kolunuz bedeninizi kaldırmayana kadar şınav, mekik, ayaklarınız  sizi taşımayana koşmak, bir de üzerine barı temizletmek gibi işkenceleri var" diyen Mina ile beylerin gözü fal taşı gibi açıldı
"Ciddi olamazsın?" diyen Deniz inanamazcasına bana baktı
"Daha az bile söyledi" dediğimde
"Ben barı temizlemeye başlıyorum" diyip bara doğru koşmaya çalışan Barış'ı kolundan yakalım
"Şimdi değil ya herkes dağılsın öyle yapıcaz temizliği" dediğimde güldü, dalga geçtiği o an anlasam da bende gülerek dalga geçmiş gibi yaptım, çaktırmayın canım sizde
"Bencede Barış haklı bir an önce gidelim buradan adam fikrini falan değiştirecek"
"Gidelim ama değiştirmez patron, zaten adam okulda kavga ettik diye kızdı yoksa bizim kavgalarımıza alışkın" diyip kahkaha atan Mina'ya eşlik ettim. Beyler bara doğru gitmeye başlayınca bizde peşlerinden gittik. Bar'ın yüksek müziği beynimizi titretirken köşemize yerleştik. Mert ortada, Mina ve ben yanına , benim yanımda Barış, Mina'nın yanında Deniz vardı. Başımı Mert'in omuzuna yaslayıp Barış'a bakmaya başladım. Bu sırada Mert
"Hangi şarkıyı söylüyoruz?" Dedi
"Sahnede öğrenirsin yakışıklı" dediğimde güldü
"İyi bakalım" diyip önüne dönünce bende Barış'a döndüm
"Mert'le ne konuşuyordunuz bizden gizli?"
"Öğrenirsin zamanı gelince" diyince şaşkınca ona baktım
"Ciddi birşeydi yani?"
"Evet"
"Neyse ben Mert'e sorarım"
"Söylemez benden duyacaksın"
"Yaa olmaz ki böyle ne olduğunu söyle!"
"Zamanı gelince söylerim sabret" dediğinde tam ağzımı açacaktım ki Dj'nin anonsu buna engel oldu
"Bildiğiniz üzere bu gün Karaoke Gecemiz ve geceyi barımızın Bela Gençleriyle başlatıyoruz. Gençler sizi sahneye alalım" diyince Mert ve Mina ile aynı anda ayağa kalktık. Barış ve Deniz'de hemen sahnenin önündeki masaya kadar bizimle geldiler. Sahneye çıkınca Mert Mina ile yanımıza geldi
"Ne söylüyoruz?"
"Anlatamıyorum" dedi Mina
"Cidden mi?"
"Evet" dedim
"Hadi bakalım" diyip gitarını eline aldı. Mina'dan işaret gelince çalmaya başladı ve tam zamanında Mina ile aynı anda söylemeye başladık

"Hayat, bazen koskoca bir yalan Canından bezerdi insan
Tutamaz kendini dilinden
Kopar da gider en sevdiğin her anından,
Anlatamıyorum Kimseye derdimi Dayanamıyorum, dayanamıyorum Kaçarken her zerresinden aşkın Hep sende takılıyorum.
Zaman unutulamayandan kalan
Ne varsa kaçar ya insan tutamaz kendini canından kopar da gider
En sevdiği hayatından
Anlatamıyorum Kimseye derdimi Dayanamıyorum, dayanamıyorum
Kaçarken her zerresinden aşkın Hep sende takılıyorum..."



*Bölüm Sonu...
Üzücü haber; Gelecek bölüm Mert İzmir'e dönüyor.
Yorumlarınızı bekliyorum...😘*

Bela İkiliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin