Anathema - angels walk among us /şarkı tavsiyesi.
"Hiç bir boktan haberin yok değil mi?"
"Adın ne?"
Kızıl saçlarını iki eliyle geriye savururken yüzündeki mimiklerin anneme nasıl bu kadar benzediğini düşünüyordum. Konuşurken bile yanağındaki gamzeleri kendini gösteriyor sonrasında utanıp kaçıyordu.
"Sıla" dedim sessizce. Gözlerini gözlerimden hiç ayırmadan konuşması, sürekli gözlerimi başka yerlere yönlendiriyordu.
Gamzelerinin en derinini bana sunarak
"Ben de Dilara" dedi. "Burada ne aradığın konusunda bir fikrin var mı?"
Başımı olumsuz anlamında iki yana sallarken o da anlayışla kafasını aşağı yukarı sallıyordu. Yüzünün her kıvrımı yaşından daha fazlasını yaşadığını haykırıyordu adeta.
"Ailemi 3 yıl 7 ay 29 gündür görmüyorum. Buraya getirildiğimde 13 yaşlarında bir kız çocuğuydum. Yaşım her ne kadar 13 olsa da fiziğim 10 yaşında olduğumu düşündürürdü insanlara. Öyle minik, oyuncak bebeklerle oynayan bir kız çocuğu. Babamı kaybettikten sonra olanlar oldu. Denizimin dalgaları yüreğimdeki sahilleri döve döve koca bir kadın yaptı beni."
3 yıl mı ? Bir insan nasıl 3 yıl boyunca bir yerde tutulur anlamıyordum. Neden kimse seni aramaya gelmedi diye sormaya cesaretim yoktu çünkü Dilara'nın kirpikleri bile "Yalvarırım sorma." diyordu.
"İlk geldiğimde kimseyle konuşmadım sadece uyudum. İlk gece duyduğum çığlıklar yüzünden korkup altıma kaçırmıştım."
Bunu söyledikten sonra gamzeleri hafifçe ortaya çıktı. "Sonra sabah okkalı bir dayak yemiştim."
Vücudunu incelerken deniz gözlerim kollarındaki derin morlukları farketti. Nasıl da yakışmıyordu o narin kollarına o çirkin morlar. Bu kızı görseniz kafasına papatyadan bir taç koyup "Hadi prenses oldun!" diyesiniz gelirdi. Ama gözlerine baktığınızda, bu düşünce küçük, korkak bir fare gibi terkederdi beyninizi. Ağzımı bile açmadan dinliyordum sadece. Anlatmaya devam etti.
"Faik Bey, bilirsin işte altmış yaşına merdiven dayamış pahalı parfümler kokan o zengin iş adamlarından biri. Her zaman en gencini seçer. Küçük benliğimi onun odasına götürmeye geldiklerinde buradakilerin bana bakışlarını hatırlıyorum. Oğlanlar alayla bakarken, kızlar yüzüne bakamazlar. Beni görünce parmağındaki alyansı çıkarıp komidinin üstüne koydu. O bana yaklaştıkça ben kendimden uzaklaştım. O pahalı takım elbisesini çıkarırken ben üstümden masumiyetimi çıkardım. 13 yaşındaydım 55 yaşında bir adamın altına yattım."
Gözümde canlanan sahneleri yok etmek istercesine, onları sımsıkı yumdum. Kusma isteğimi bastırdığımda gözlerimi açıp ela gözlere baktım. Islak, kocaman kocaman ela gözlerine baktım. Elimi uzatıp silmek istesem de vücuduma sardığım kollarımı çözmeye gücüm yetmedi. Korkuyu ensemde hissediyordum.
"Arada birkaç kızı buradan başka yerlere gönderirler. Ben üç yıldır buradayım oldukça fazla şey gördüm."
"Sen, sen ol asla baş kaldırma."
--------
Kapı açıldığında insanları incelemeyi bırakıp ayağa kalktım. Kızlar sıraya diziliyorlardı. Geride durduğumu gören dev adamlardan birinin bana doğru geldiğini gördüğümde birkaç adım geriye kaçabilmiştim. Kollarımdan tutup beni diğer kızların yanında doğru sürüklemeye çalışırken aklıma Dilara geldi.
"Asla baş kaldırma."
Önümüzde bir sağa bir sola doğru yürüyen adam gür sesiyle konuştuğunda yerimden sıçramıştım. Kükremişti sanki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUZ YANGINI
Teen FictionGözlerime nasıl bir perde inmiş böyle? Allahım neden duyduklarımı algılayamıyorum? Beynim sanki kulaklarıma direniyor tercüme etmemek için. Ah, çok ağır. Siktir gözlerim çok ağır. Bilincim bu kadar yerindeyken nasıl oluyor da gözlerimi açamıyorum? K...