Kahpe Kader

118 9 0
                                    

"Kalk yerden orospu çocuğu!"

Burhan patlayan dudağından kan tadını alabiliyordu. Yalpalayarak ayağa kalktığı an bir darbe daha almıştı karnına. Tekrar yüz üstü yere kapaklandığında bilincinin kapandığını hissedebiliyordu.

"Ne demek kız hastanede ulan piç herif?"

El bir kez daha havalandı. O anda Burhan can havliyle haykırdı.

"Kız yaşıyor, birkaç güne çıkar zaten yüzünde gözünde bir şey yok tertemiz mal işte yemin ederim. Vurma artık kulun olayım!"

Gözlüklü ve iri adamın tek bir işaretiyle onu tutan iki güçlü el gevşedi. Desteğini kaybeden Burhan hızlıca yere çakıldı.

"O kızı bana getir Burhan. Aksi taktirde en masum olanın canını yakacağımı biliyorsun."

Yere bir tükürük çalıp hızlıca oradan uzaklaştılar.

Tişörtünün eteğiyle ağzındaki ve yüzündeki kanları silmeye çalıştı Burhan. Fena benzetmişlerdi be. Eskiden olsa bunun hıncını küçük sürtükten fena çıkarırdı ama şimdi ne kendi durumu ne de kızın durumu buna müsaade ediyordu. Ayağa kalkmaya çalıştı ama başarısız oldu. Ayak dipleri yediği sopalar yüzünden deli gibi sızlıyordu.

Birden düşündü. Sıla denen kaltak bu halini görse kesin kahkasını tutamazdı.

Ikinci denemesinde kalkabilmişti ayağa. Sıla hanım da çıkacaktı bugün zaten. Ne olurdu geberip gitseydi?  Bu düşündüğüne kendisi de güldü.

"Hah... Ne mi olurdu göt Burhan? Seni sikerlerdi aptal herif. Dua et de kıza bir şey olmasın."

Aksaya aksaya gece gündüz demeden çıkmadığı meyhanenin yolunu tuttu.

~~~~~~

"Sıla bak bebeğim onlara sevgilinle yaptığın tartışmayı kaldıramadığını söyleyeceğiz. Anladın mı aksi taktirde Mine'yi bizden alırlar. Anladın mı beni?"

Meleğin annesi anlayışla gözlerimin içine bakıp sıcacık bir gülümseme yolladı. Ne de çok benziyorlardı birbirlerine.

Mine'nin elimden gitmesine izin veremezdim zaten onun için yaşıyordum, hayatta ondan başka kimsem yoktu.

Başımı sallayıp anladığımı söyledim. Kendimi fiziksel olarak iyi hissediyordum ama şu suçluluk duygusu beynimi sindiriyordu sanki. Mine'yi bırakmıştım. Tam öyle olmasa da bunu yapabilmiştim. Aklım neredeydi benim ah! Nasıl sözümü çiğneyip böyle pes edebildim? Sarılı bileklerime baktığımda gözlerimden bir damla yaş süzüldü ve çenemden düşecekken Melek onu narin parmaklarıyla sildi. Çenemden tutup yüzümü kendine doğru kaldırdığında yanağımı öptü ve

"Beni kandıramazsın sülük."

Kollarımı beline doladım sımsıkı. O da kafamı göğsüne bastırmıştı. Kardeşim benim. Bir şeyler döndüğünü anlamayacağını düşünmemiz aptallıktı zaten. Anlardı o kardeşini. Tanırdı...

Annesinin koluna girip birlikte dışarı çıktılar. Tek başıma bulunduğum iğrenç kokan hastane odasındaki  hastane yatağıma kafamı koyup tavanı izlemeye başladım.

Suya bulanan kanın kırmızısı gözümün önünde canlandığında ani bi hareketle soluma döndüm. Cenin pozisyonunda uzanıyordum. Odanın kapısını sırtıma almıştım. Su yeşili duvara gözlerimi diktim. Büşra bana birkaç kıyafet ayarlamak için eve gitmişti. Alperen ise nerelerdeydi hiçbir fikrim yoktu.

TUZ YANGINIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin