29. SENFONİ : MULTİMEDYA
Klişeleri pek sevmem, alarmın o iğrenç sesiyle uyandım. Annem üstümdeki yorganı çekip ' Kız hadi kalksana okula geç kalacaksın.' Deyip odamdan çıktı. Demeyeceğim elbette . Veya babam yeni doğan güneşin ışınları perdenin arkasında kalmasın diye perdeyi açıp ' Haydi kalk giyin bugün okulun var ' deyip odamdan çıktı , demeyeceğim.
DİYEMEYECEĞİM!
Çünkü benim bir annem ve babam yok! Daha ben iki yaşındayken daha hiçbir şeyi anlamıyorken beni şirketinin ortaklarından birine emanet edip şehirden defolup gitmiş bir babaya sahibim.Üç sene öncesine kadar beni iki yaşında terk eden adamın iş ortağına baba diyordum. Üç sene önce baba dedim adamla kavga ettiğimizde bana öz çocuğu olmadığımı söylemişti. Şoka uğramış,yıkılmıştım. O günden beri bütün erkeklerden nefret ediyorum demeyeceğim.Elbetteki bütün erkeklerden nefret etmiyorum.Sadece ve sadece o iki erkekten nefret ediyorum.Tahmin ettiğinizi düşünüyorum.O zamandan bu zamana dedemden bana kalmış mirasla geçiniyor, bursla lise okuyor, ve beni dünyaya getirirken can veren annemin olan pastanede kendi işimi yapıyordum.Böylece kuracağım yeni hayata hazırlık yapıyorum.Orada ders çalışıyor, bazen de öğretmenlerim ve stajyer arkadaşlarım ile pastanemde etkinlikler yapıyorduk.Annemin sevdiği gibi bende pasta yapmaktan büyük zevk alıyorum.Şimdi ise şehrin merkezine yakın bir evim, bir arabam, annemden kalan pastanem var . Küçüklüğümden beri -baba dediğim adamın söylediğine göre- aşçı olmak istiyormuşum. Ve hayallerim gerçekleşiyor.Aldığım staj paramla da annesi veya babası olmayan –yetimhane de kalan – çocuklara yardım yapıyorum. Bundan mutluluk duyarak...
Tek çocukmuşum. Her zaman bir kardeşim olsun onun elinden tutup parka götürdüğümün hayalini değil gerçeğini yaşamak istemişimdir. Başıma yaşımdan büyük olaylar gelmiş ve ben bunları her zaman yanımda taşıdığım silaha ve aldığım karate dövüşleri ile atlatmıştım. Ve geldik en önemli bölüme benim çok sevdiğim iki tane kardeşim var.
NUR VE ZEYNEP.
Bazen yanımda kalıyorlar, kız gecesi yapıyoruz . Ağlıyoruz, gülüyoruz, dertleşiyoruz ama ne olursa olsun ayakta kalmayı başarıyoruz bu iğrenç dünyada. Nur'da benden farksız değil.Babası bir arkadaşına verip kendini asmış. Annesi ise Nur altı yaşındayken vefat etmiş. Nur ailesiyle yaşıyor. Üvey annesiyle çok iyi anlaşıyor ve bize ailesi olduğunu hiç belli etmiyor ve bizi bu konuda kırmamaya çalışıyor.Zeynep'i bilmem ama ben artık kırılmıyor ve umursamıyorum.Neredeyse hepimizin hayalleri aynı. Geçmişi unutup, yeni bir hayat kurana kadar birbirimizi bırakmadan azimle çalışıp iyi bir yerlere gelmek...
Ben bunları film şeridi gibi gözümün önünden geçirirken Zeynep kapıyı tıklattı. Bu onun 'kalk hazırlan' deme şekliydi. Kalkıp elimi yüzümü yıkadıktan sonra üzerime bir şeyler giyip evden çıktım. Asansörle aşağıya inip beni bekleyen Zeynep'i gördüm .
- Zeyneep!
- Nerde kaldın ?! Okula geç kalacağız .
- Tamam kızma !
Okula geldiğimizde sınıfa çıktık.Normalde hep bizden önce gelen Nur şuan sınıfta yoktu. İkimizde önemsemedik çünkü geç kalmış olabilirdi.
İkinci.dersin zili çaldığında Nur okula hala gelmemişti ve aynı zamanlı olarak Zeynep'in telefonu çaldı ama açmadı Zeynep.
- Açsana telefonunu!
- Bilinmeyen numara olduğundan açmadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
En Güzele Giden Yolum
Ficción General''GÜNLERDEN NE BİLMİYORUM. BİLMEKTE İSTEMİYORUM. ÇÜNKÜ EĞER ÖĞRENİRSEM DÜN YAŞADIKLARIMI TEKRAR YAŞAYAMAMAKTAN KORKUYORUM.''DEDİ GÖZYAŞLARININ ARASINDA MASUMCA.