Silah sesleri ? Eymen Hoca ?

30 9 0
                                    

Hatırlatma
Eymen Hoca kızlara gözlerini dikip konuştuktan sonra kapıyı sinirle kapatıp odadan çıkmıştı. On beş dakika süren sessizliğin ardından beklenmeyen , korkutucu bir ses gelir. Çisem içinden "Cam mıydı ?!"desede belki de cam değildir. Peki ya Eymen Hoca kendine zarar verecek bir şey mi yaptı ??
Şimdiki Zaman
Kızlarla koşup Eymen hocanın odasına ilerledik. Odasına ilk defa girecektik. Odaya girdiğimizde odada kimse yoktu. E peki ses nerden gelmişti? Eymen Hoca neredeydi?
Koşup arka odaya gittik. Eymen Hoca hiçbir yerde yoktu. Arka odada da cam vs. kırılmamıştı. Kırılan neydi ve Eymen Hoca nerdeydi? Kızlarla anlamaz gözlerle birbirimize korkuyla bakıyorduk. Ve bir ses daha !! Ama bu kırılma sesi veya başka bir ses değildi. Bu daha çok saldırmak ya da savunmak için kullanılan eşyanın sesine benziyordu. Bu bir silah sesiydi.! Fakat evin içerisinden gelmemişti ses. Bu saatte keşlerin dolandığı boş sokaktan gelmişti. İçimden bir ses "bu sesin bir şekilde Eymen Abiyle alakası olacak "diyordu. İçim ürpermişti. Korkmuştum , ya aramız bu denli kötüyken ölürse ..Ya bizi bir daha affetmezse.. Ya yaralanmamın sebebi sizsiniz derse .. Zeynep de benimle aynı şeyleri düşünüyor olacak ki yavaş yavaş akan gözyaşları hıçkırarak ,kendini suçlayan bir kızın göz pınarlarından boşalmaya başladı. Çisem de Zeynep'in karşısında kendini tutamamış her ne kadar Zeynep kadar olmasa da oda ağlamaya başlamıştı. Ben Nur Karaalp. Şaşkınlıktan ve korkudan daha da çok endişeden ağlayamayan fakat tir tir titreyip kendimden tiksinirken bir silah sesi daha duyuldu!. Ama öncekinden daha uzaktan geliyordu. Korkudan yerimde sıçrarken Zeynep ve Çisem kendilerini daha çok hırpalamak amaçlı gibi görünen şekillere girip , hıçkırıklarla , bağırışlarla kayboldukları gözyaşlarını hırçınca göz pınarlarından aşağı düşmesine izin veriyorlardı diyemem çünkü izin alıyor gibi bir halleri yoktu.. Her biri diğerinin ardından koşarak kaçıyordu sıkışıp kaldığı yerden....
Ben daha fazla dayanamayıp aşağıya inmeye başladım. Kızlar bu ; ağlamayan , ne yaptığını anlayamadıkları bana şaşkınca baktıklarını odadan çıkarken göz ucuyla onlara baktığımda görmüştüm. Aşağıya indiğimde kızlarda arkamdan indiklerinde nereye gideceğimi , nereye bakacağımı bilmiyordum. Zeynep sokağın uçsuz bucaksız görünen, sadece sokak lambalarının aydınlattığı tarafa doğru koşmaya başladı . Bende Zeynepten güç alarak sokağın sol tarafına doğru koşarak bakınmaya başladım. Çisem de ne yapacağını bilemez halde bekledikten sonra o da tam karşısındaki sahile giden yolda Eymen Hocayla ilgili bir şeyler aramaya başladı koşarak. Hepimiz sahilin orada buluştuğunda hiç birimiz bir şey bulamamıştık. Ama Zeynep'in beti benzi atmıştı. Olduğundan, her zamankinden daha farklı , korkmuş görünüyordu. Sarı saçları keçi yünü gibi dolanmış , beyaz yüzü ve kızarmış gözleri ile karşımda duruyordu. Çisem ise gözleri kızarmış, saçı yaptığı at kuyruğundan çıkmış karışmış bir haldeydi. Onun gözlerinde ise daha çok acı vardı... Sanırım o da Eymen Hocanın bizi affetmemesinden korkuyordu belki de kendine acıyordu? Bilemiyorum. Ümitsizliğe kapılmamak ümidiyle eve doğru adımlarken arkamda bir ses duydum. Ses böyle ıı şeey¿ bir metalin yere düşme sesi gibi. Arkamı döndüğümde kanlı bir bıçağın yerde durduğunu gördüm

Vote ve yorum yapmayı ihmal etmeyin. Önceki bölümlerde aklınıza takılan bir şey olursa yorumlarda konuşabiliriz.

😌😌💕

En Güzele Giden Yolum Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin