''GÜNLERDEN NE BİLMİYORUM. BİLMEKTE İSTEMİYORUM. ÇÜNKÜ EĞER ÖĞRENİRSEM DÜN YAŞADIKLARIMI TEKRAR YAŞAYAMAMAKTAN KORKUYORUM.''DEDİ GÖZYAŞLARININ ARASINDA MASUMCA.
Ne kadar istemesem de , ne kadar içimi ürpertse de açmam gerektiğini biliyordum. Çünkü eğer açmazsam başımıza gelecek olaylardan belki de haberimiz olmayacak ve ben bunu göze alamam. Fazla bekletmemem gerektiğini anladığım an kapanmaya yaklaşan telefonu kapanmadan hızla açtım ve ; - Ne var? Diyebildim sadece. - Abim orada mı? Ne yani şimdi sen .. Ben boşuna mı telaş yaptım? Neden telefonu açmadan Nur'un dedesinin aradığını düşündüm ki? Şimdi bu kız kimdi? Benim numaramı kimden , nereden veya nasıl aldı?? En iyisi bunları içimden kendi kendime sormaktansa ona sormak ve cevabını almak daha iyi olacak. - Sen kimsin? Benim numaramı kimden, nereden ve nasıl aldın? Senin abin kim ki bana soruyorsun? - Ben Irmak . Abimin gmailinden aldım numaranı. Benim abim sizin Eymen Hocanız. Bak şimdi beni iyi dinle !! Abimin benden haberi yok . Yani kardeşinin olduğundan haberi yok ve bundan haberi olsun istemiyorum. En azından şu anlık. Seni aramamın sebebi abime yardım etmek istemem. Bana yardım edecek misin? Ney şimdi Eymen Hocanın kardeşi beni arıyor , kendini tanıtıyor , kendisinden abisinin haberi olmadığını söylüyor , kendisini şuanlık bilmesini istemiyor , abim dediği adama yardım etmek istiyor ve benden yardım edip etmiyeceğimi soruyordu. Peki gerçekten kardeşimiydi? Neden onu bilmesini istemiyordu? Peki Eymen Hoca ya ne olmuştu da ona yardım edecekti? Telefonun diğer ucundan bir ses geldi; - Heyy , duyuyor musun beni? Yardım edecek misin bana ? - Ben senin gerçekten kardeşi olduğunu nerden bileceğim? Bana kendini inandır!? - Abimi ara ve batıl inançlar hakkında küçükken annemizin bize hep söylediği o ayeti sor . Eğer ki ; "Hak geldi, bâtıl yok oldu. Zaten bâtıl yok olmaya mahkûmdur." (İsrâ,17/81) ayetini söylerse bil ki kardeşiz. Çünkü annem hep bize haktan yana olmamızı ve batıl inançlara inanmamamızı söylerdi. Ben duyduklarım karşısında şok olurken yüzüne kapatıp Eymen Hocayı aradım. Açtığında merhabalaşmayı bırakıp - Abi bana doğru cevap vereceğine söz ver! -Ne oluyor hiç bir fikrim yok ama Söz veriyorum doğru konuşacağım. - Kız kardeşin var mı? - Elbetteki yok! - Peki. Batıl inançlar hakkında bana bir ayet söyler misin? -"Hak geldi, bâtıl yok oldu. Zaten bâtıl yok olmaya mahkûmdur." (İsrâ,17/81) Neden sordun ki? Cevap vermek yerine yüzüne kapatıp yatağımda doğruldum. Şöyle bir en baştan düşünmeye başladım, İlk tanıştığımızda bizi kardeşi gibi görüp ama yine de hiç bir öğrencisinin arasında ayrım yapmamaya çalışan , onlara Kur'an-ı Kerim'i anlattığım zaman ilk tepkisinin onaylayan bakışlar olduğunu gördüğümde o da Kur'an-ı Kerim'i bildiğini anlamıştım. Üstüme giydiğim tek gözlü tişörte aldırış etmemesi , yolda gördüğümüz siyah kediyi gördüğünde saçını tutmak yerine okşamaya başlaması annesinden öğrendiği ayetten kaynaklı olduğunu düşünmeden edemiyordum. Ben bunları düşünürken telefonum hem Irmak tarafından hem de Eymen Hoca tarafından aranıyordu. Kızlar çalan telefonumu açmadığımı anlayınca odama gelmiş beni kendimi alamadığım o donuk ifadeden çıkarmaya çalışıyordu. Artık korkmaya başladıklarını anlayınca kendime gelmem gerektiğini düşündüm ve hemen yürürlüğe sokmam gerektiğini bildiğimden ,yaptım. - Kızlar Eymen Hocanın bir kardeşi var!! Diyebildim en fazla. Sıra onlardaydı ... Donuk ifadeyle yüzüme sırası onlardaydı. Hemen üstümüzü giyip Eymen Hocanın evine gitmek için hazırlanmaya başlamıştık. Kendi kendime bu aralar bir heves daha kapalı giyinmeye başlamıştım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Dün gece bir arkadaşımın butiğine hem elbise almaya hem de oturup konuşmaya gitmiştim. Bana kombinler yapmıştı. Sabaha karşı eve gelmiştim. Giyindikten sonra evden çıkmış Eymen Hocanın evine bile gelmiştik.