Manolya bize hala annesinin öldüğünü idda ediyordu ve kadına baktığında ise gözünden bi damla yaş aktığını farketti. Belkide inanmıştı. Manolya, "O zaman babam nerde?" diye sorunca kadın "bilmiyorum canım, 12 sene oldu." diyerek yine ağlamaya başladı.
***
Kadın, annemle konuştuğunda Manolya'yı alıp alamayacağını sordu. Annem de, "Biz Manolya'ya çok alıştık, ve sizin Manolya'nın gerçek annesi olduğunuzu kanıtlamadan da vermeyeceğiz." dediğinde kadın sinirlenip, evden çıkmıştı. Manolya bana bakılırsa bizle kalmak istiyordu çünkü dün gece gelip bana "beni asla bırakma ne olursa olsun!" gibi sözler söylemişti. Ama sanki biraz sinirli gibiydi oda.
***
Kadın eve geldiğinde sinirle anahtarı fırlatıp koltuğa oturdu ve düşünmeye başladı. Manolya'yı o evden almak istiyordu ve tek kanıtı vardı: Gidip babasıyla konuşmak ve geçmişte onun çocuğu olduğunu annesine söylemekti. Evet, belki Manolya gerçek babasıyla yaşıyordu ve bunu bilmiyordu ama yinede kızını özlemiş ve onunla yaşamasını istiyordu. Bunun için babasıyla konuşmaya karar vermişti.
***
"Manolyaaa, Asyaa hadi kahvaltıya kzılar. Okula geç kalıcaksınız!"
"Tamam anne." diyip Manolya'nın odasına doğru yürüdüm. Kapı aralıktı ve sanki garip garip saç takıyor gibi gözüküyordu. Bende çaktırmadan içeri girdim ve "Hadi Manolya, bizi kahvaltıya bekliyorlar." dedim. Manolya ise kızgın bi sesle "Sana kapı çalmayı öğretmediler mi!" dedi. Bende özür dileyip aşağıya indim... Annem, "Manolya nerde Asya'cım." "Gelir şimdi anne, Yukarıda hazırlanıyordur!" diyip yemeğimi yemeye başladım. Biraz sonra Manolya geldi ve yavaşça masaya oturdu. Annem, "Manolya, sence dünkü kadının annen olmasında ihtimal gösteriyomusun canım?" "Bilmiyorum annecim, belki bir ihtimal ama sakın siz beni bırakmayın!" "Tamam Manolya."
Babam, "Hadi kızlar okula, servis dışarda sizi bekliyorrr!!" "Tamam babağ?!!"
***
Annem işe gitmişti. Babam ise bugün yıllık izindeydi ve işe gitmemişti. Babam bütün gün evde yatmayı planlıyordu ama tam odaya giderken zil sesi duyuldu ve kapıya doğru yürüdü. Kapıyı yavaşça açtığında karşısındakini görünce yüzünde garip bir ifade oluştu.
"Aslı?" "Burak, acil konuşmamız lazım!" "Tamam ama hızlı ol?!"
"Tamam tamam." Diyip içeriye doğru yürüdü.