Eve girdiğimiz de önümde önemle dizayn edilmiş bir akşam yemeği ve pasta duruyordu. Tabiki yanında hediyeler. Çok mutlu olmuştum ve hemen gidip annemle babama sarıldım. Fakat Manolya hala tuhaf tuhaf bakıyordu ve ikide birde saatine bakıyordu. Bu kız da gerçekten bişeyler vardı.
"Asya, Manolya hadi oturun..."
"Teşekkürler anne, baba bunlar için" derken kapı çaldı.
Manolya hemen kapıya koştu, açtığında kapıda bir PALYAÇO vardı! Çok sinirlenmiştim ama palyaçonun yanında bişey söyleyemedim. Garip garip hareketler yapıyordu. Ama bi yandan da korkutucuydu...
***
Baya bi gece olmuştu hediyelerimi falan açmıştım ama Manolya daha vermemişti. Ama iyi yanından bakarsak palyaço sonunda gitmişti.
"Asya, hadi benim odama gidelim."
"Tamam Manolya geliyorum." dediğimde hemen Manolya'nın odasına koştum çünkü Manolya anında odasında bitmişti.
"Al Asya, bu da benim hediyem..."
"Bu nedir?"
"Aç ta bak?!"
Merak etmiştim ve hemen hediye paketini parçalamaya başladım. Ve önümde ayıcığım duruyordu. Onarılmıştı ve eskisinden daha da güzel olmuştu. Hemen Manolya'ya sarıldım. Manolya bana karşılık vermedi ama olsundu. Ayıcığın gözleri bi tufatı sanki her daim bizi izliyormuş gibiydi. Kafamda ki bütün soruları bir kenara bakıp bu akşam Manolya'yla eğlenebileceğimizi düşündüm. Ve gerçektene öyle oldu. Beraber birbirmize korku hikayeleri falan anlattık, kutu oyunları falan oynadık. Acaba Manolya hakkında yanılmışmıydım.
***
Uyandığım da Manolya'nın odasındaydım ve odada kimse yoktu. BİR DAKİKA! BUNEYDİ BÖYLE!
SAÇIMIN BİR TUTAMI KESİLMİŞTİ VE GERÇEKTEN BU SEFER ÇOK SİNİRLENMİŞTİM! Ama Manolya böyle birşey yapabileceğini sanmıyordum. Neyse, hemen aşağıya indim. Aşağıda da kimse yoktu bütün evi aradım. Galiba ben biraz fazla uyumuştum ve Manolya okula gitmiş olabilirdi derken aşağı kattan yani bodrumdan sesler gelmeye başladı. Cesaretimi toplayıp aşağıya inmeye karar verdim. Bodrum kapısını açtığımda her yer çok tozluydu ve sadece bir tane fener ışığı vardı. Ve karşım da bir cisim oynuyordu. Ama karanlıkta ayırt edemedim. Azıcık daha yaklaştım ve palyaço bana döndü!!!!
Çığlık atarak hemen bodrumun kapısını kapattım ve merdivenlerden yukarıya uçtum. 2-3 dakika soluklanınca o kişinin Manolya olduğuna emindim. Ama o bodruma bir daha inemezdim. Bende koltuklara oturup Manolya'yı bekledim. Manolya bir kaç dakika sonra normal kıyafetleriyle bahçeden içeri geldi. Bu olamazdı! Bodrumda ki kimdi o zaman?! Hemen Manolya'nın ağzını aradım.
"Ma-Manolya sen nerdeydin?"
"Ben mi? Azıcık ağaçevde kitap okumak istedim oradaydım..."
O zaman bodrumda ki kimdi?! Bu sefer baya telaşlanmıştım. Bir daha Manolya'yla mı inseydim?.
"Manolya ben bodrumdan bir sesler duydum..."
"Fare sesidir ya boşver!?"
"Öyle bir şey deil Manolya! Gidip aşağıya indim. Ve bir palyaço bana doğru baktı!" dediğimde Manolya bi an kahkaha atmaya başladı ve gülerek,
"Sen şaka mısın Asya bi git ya aşağıda Palyaço mu besliyoruz biz?" diyince yine gülmeye başladı.
Sinirlerim bozulmuştu. Bu arada aklıma gelmişken,
"MANOLYA BU SAÇIM NE SEN Mİ YAPTIN!"
"Evet!" Dedi düpedüz kız ve üstüme yürümeye başladı.
"Saçların çok güzeldi dayanamadım. Bende istedim." diyerek arkasından bir makas çıkardı ve koltuğa beni oturttu.
"Manolya napıyorsun! Konuşup halledebiliriz, gerçekten!" derken Manolya saçımın arkasından azıcık daha kesti ve çığlığı bastım. Ve Manolya'yı üstümden attım. Galiba kafasını sehpaya çarpmıştı. Kafasını tutarak arkamdan koşuyordu. Bende hemen odamın kapısını kilitledim.
"Gel buraya Asya! Konuşup halledicez?!"
"Hayır hayır ben almıyım!" dedim ve yatağa uzandım. Bu kız şizofren falan mıydı. Deli deli hareketleri var diye düşünürken gözüm ayıcığa takıldı. Beni izliyormuş gibi bir hali vardı.
Güzel oldu mu bilmiyorum ama heyecan katmaya çalıştım. Umarım beğenmişşinizdir... 💜