4. BÖLÜM-V/MARGERET-

397 44 8
                                    

< YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN LÜTFEN.>



Hala bir el üzerinde taşınıyordum.

Zaten yürümeye ne halim nede gücüm kalmıştı. Bu olanları hala anlayamıyordum. Beynim almıyordu.

Sanki daha 1 kaç saat öncesine kadar bütün arkadaşlarım kuzenim yanımdaydı da şimdi yoklardı.

Halbuki kim bilir kaç gündür tektim ben.. Tabi şu ucubeyi saymazsak.

Onları öldürdüler de neden beni öldürmediler bunu anlamıyorum?!

Onların ne suçu günahı olmuş olabilirde öldürüldüler.

Halbuki hepimiz birbirimize söz vermiştik, birbirimizi bırakmamaya ama ölüm buna engel oldu, daha doğrusu bu ucubeler buna engel oldular..

....

Etrafa baktığımda artık karanlık bir odada değildim, yada karanlık bir koridor yoktu.

Ayaklarım yere bastığında yavaşta olsa yürümeye başladım.

Ucubeleri takip ediyordum.

Kaçmayı düşündüm elbetteki.. Ama.. Pek bir çözüm bulamadım. Hem bulsam da öldürecekler, bulmasamda hiç değilse zon zamanlarımı acısız geçireyim, eziyetsiz geçireyim..

...

"burada bekle" bu Jimindi.

Sadece kafamı sallamakla yetinmiştim. Onların bu tiplerinden korkmuyordum. Ama diğer halleri... kesinlikle rüyalara girecek cinstendi..

Yaklaşık 10-15 dakika bekledikten sonra dikkatimi etrafa yönelttim. Çoğu duvarda kocaman kocaman tablolar vardı, bunlar rönasans tabloları gibiydiler. Çok dikkat çekiyorlardı.

"demek geldiniz Jimin" hızla önümden yürüyerek konuşmaya başladı bende kafamı kaldırıp bakıyordum, hiçbir şey demiyordum.

"demek geldiniz Jimin" hızla önümden yürüyerek konuşmaya başladı bende kafamı kaldırıp bakıyordum, hiçbir şey demiyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"evet Jungkook" demişti Jiminde onun peşinden giderek.

Ama Jungkook aniden Tae'nin dibinde bitmişti " sana çok zarar verme demiştim" demişti.

"vermedim Jungkook" "bak hala hayatta" demişti eliyle beni göstererek.

"neden ağlıyor"

"çünkü korkuyorum" diye ben konuştum bu sefer.

"ben neden burdayım, ne yaptım size" diyede ekledim.

Jungkook denilen kişi yavaş yavaş yanıma gelmeye başlamıştı. Kafam aşağı eğikti ama yine de azda olsa görebiliyordum.

"arkadaşlarında bizim gibiydiler" dedi

"onlar ölmeyi hakettiler" diye ekledi adını bilmediğim ucube.

"sen kapa çeneni Tae" demek adı Tae.

Bu ismi asla unutmam! Unutmayacağım!

"nasıl sizin gibiydiler! Hayır siz aptalsınız! Onlar kötü değiller sizi gibi ucube değiller"

Ucube kelimesini duyduğunda Tae bana doğru hareketlenmişti ve tek gözünün altında çukur oluşmaya başlamıştı, tekrar eski haline dönmeye başlıyordu, korkuyordum.

Hayır şu çenemi tutmayı hiçbir zaman öğrenemedim.

Yaklaşmasına 2-3 adım kalmışken Jungkook diye bildiğim kişi elini kaldırdı ve Tae durdu.

İçimden teşekkür ettim resmen.

Evet akrabamı arkadaşlarımı öldüren kişiye teşekkür ettim, beni öldürtmediği için çok bencilim.

"onlar kötü değildi"

"onlar kötü değildi"

"onlar kötü değildi" diyip durdum bi yandan da kafamı sallıyordum.

Artık iyice şuurumu kaybediyordum.

"sen öyle biliyordun Margeret" "ama onlar en az bizler kadar kötüydüler." "sana o oyunu neden oynattılar biliyor musun?" "seni de bizler gibi yapacaklardı, kötü olacaktın Margeret" "onların hain planlarını bozma-"

"yeter"

"yeter saçmalamayı kes"

"bu dediklerine inanacağımı mı bekliyorsunuz siz"

"asıl bunlar oyun"

"siz.. siz çok saçmasınız"

"yeter gitmek istiyorum"

Ayağa kalktığımda Jimin oturmam için omzumdan itti.

"yeter" diye bağırmıştım.

"Asıl sana yeter" "anlamıyor musun aptal" "biz seni kurtardık" "onlar seni zorla bizden yapacaklardı ama biz kendi isteğinle yapacağız seni"

Bunlar ne diyordu böyle!

"siz nesiniz böyle" tiksinir gibi bakıyordum. Çünkü zaten tiksiniyordum.

"Biz neyiz biliyor musun Aptal!" yere bakıyordum. Dinlemek istemiyordum. Kulaklarımı kapatmıştım. Kafamı sallıyordum.

Ama ellerim yavaşça açılıyordu, ben açmıyordum. Kafam Tae'ye doğru dönüyordu. O yapıyordu bunu.

"Bizler iğrenç yaratıklarız, insan öldürürüz, onları bazen keyfine olsun diye bile yeriz, acı çektiririz, çektirtiriz" tam devam edecekti ki

Jungkook, "ama bunun yanı sıra normal görünüşlerimizde de olabiliyoruz, siz insanlar gibi işte o zaman kaç yaşımızda görünüyorsak okula bile gidebiliyoruz, yemek yiyoruz, geziyoruz— Tae sözünü kesmişti.. "tabi insan öldürmekten zaman kalırsa"

"ben asla sizin gibi olmayacağım."

"neyse yeter bu kadar konuşma. Jimin, Margeret'i ayarladığımız eve götürün başına 2-3 eleman dikin, gözünüz Margeret'in üstünde olsun"

"ve sen margeret kaçmaya kalkma, canın yakar" buraya geldiğimden beri Jungkook ilk defa tehdirkar konuşmuştu.

Jimin ve Tae kollarıma girerek beni sürüklemeye başladılar, çırpınıyordum. Oraya gitmek benim teslimiyetim olacaktı.

"istemiyorum"

"gitmek istemiyorum"

"dursanıza"

Artık ayaklarımın bağları iyice çözülmüştü, dengede dahi kalamıyordum. En son olarak " BEN ASLA SİZİN GİBİ OLMAYACAĞIM UCUBELER" diye bağırdığımı hatırlıyorum..

EVET YENİ HİKAYEM!! LÜTFEN NASIL BULDUĞUNUZU AÇIKLAYIN.

HİKAYE BTS VE GİZEMLİ BİR KIZ ARASINDA GEÇECEK. BENCE BİR SONRAKİ BÖLÜMÜ 4-5 GÖZLE FALAN BEKLEYİN 

V-MARGERETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin