Kalbim deliler gibi çarpmayı bırakmıştı..Acı içinde kıvranıyordu ..kulaklarım sağır olsaydıda duymasaydım keşke o acı zehir sözleri..Yürüyemiyordum bir iki kez sendelendim.Ayakta durmak benim için çok güçtü ..Dizlerimin bağı çözülmüştü adeta..Bir adım attım ki düşecekken birinin bana doğru koştuğunu gördüm.Sonrası..
Alnıma bir öpücük konduğunu hissettim. Yiğitti kesin beni öyle bırakıp gitmezdi o . Kesinlikle bir açıklaması vardı. Böyle düşünmek istedim . Gözlerimi sımsıkı kapattım hiç açmak istemedim .Olurda onu göremezsem diye..
Korkunç bir rüya olsa gerek biri beni uyandırsın lütfen derken o kadar gerçek ve o kadar tazeydiki her şey..
Omzuma dokunuyordu biri beni uyandırmaya çalışıyordu. Gözlerimi hiç açmak istemesemde bunun bir rüya olmasını dilesemde yapamazdım..Yavaş yavaş gözlerimi actım . Belli belirsiz bir erkek olduğu belliydi. Gözlerimi açtığımda Alp tam başucumdaydı.Uzun bir süre bakakaldım.Umduğum şey sadece Yiğiti görmekti.Kokusu ne kadarda ona benziyordu..
Banktaydık.
-Eylül iyimisin?
-Ah ne eevet iyiyim.. Ama Alp nasıl olduda sen beni buldun?
-Yiğit aradı.
-Ne yiğit mi? Eminmisin ?
-Evet seni banka taşımış. Bana nerde olduğunu söyledi.Geldiğimde yoktu.
Etrafıma bakınmaya başladım . Burda olmalıydı . Kokusu hala üstümde .. Nerdesin Yiğittt...
Banktan kalkıp koşmaya başladım .Yiğiti arıyordum . Ne olduğunu söylemeden beni böyle kolay terkedip gidemezdi..
Yiğitin adını seslenmeye başladım.
-Yiğitt yiğit nerdesinnn yiğitt burdasın biliyorum..
Alp arkamdan koşup beni elleriyle kavradı .
-Neyin var Allah aşkına senin?
Beni silkelemeye devam etti.
-Eylül sana soruyorum yiğitle aranda ne geçti?
-Hiçç hiçbir sey sadece..
-Sadece ne ?
-Hiçbir şey Alp gidelim buradan ne olur?
-Mezuniyet partisine gitmemiz gerekiyor.Biraz toparlanman lazım .Çok az kaldı.
-Tamam ama çok kalabileceğimi zannetmiyorum.
-Tamam anlaştık.
Mezuniyet partisine gitmemiz gerekiyordu. Bense hiç istekli değildim.Çünkü beraber gitmek istediğim adam orada olacakmıydı bilmiyordum.
Bir taksiye atlayıp mezuniyetin yapılacağı otele geldik.Üstümü başımı düzelttim .Bozulmuş makyajımı tazeledim.Alp beni kapının önünde bekliyordu. Koluna girdim.Ve birlikte salona girdik.Gözlerim Yiğiti arıyordu umutsuzca..
Sonra Alp elimi sıkıca tuttu ve gözlerimin içine bakarak:
-Bugünlük ne yaşadıysan unut sana ne oldu diye sormuyacağım.Ama senin yaşlı bakan umutsuz gözlerini değil Gülen gözlerini görmek istiyorum. Anlaştık mı?
Gözlerim gözlerine ilişti ve başımı hafif sallayarak yapmaya çalışacağımı söyledim.
Zorda olsa arkadaşımın mezuniyetini burnundan getirmek istemezdim.Alp'in koluna girdim .Bize ayrılmış olan masaya ilerdik.Adlarımız yazıyordu . Alp , Eylül, Yiğit ,Kayla .
Gidip yerime oturdum.Gözlerim hala yiğiti arıyordu bir umuttu çünkü. Birden bir ses duydum. Sesi takip edip arkamı döndüm.Işıklar birden kapandı. Ses , yaldızları parıl parıl parıldayan akustik gitar kokusu sinmiş sahneden geldi. Gecenin muazzamlığı el emeğiyle dekorlandırılmış bir şekilde karşımızdaydı. O kadar güzeldiki bir anlığına kalbimdeki kırıklığı unuttum. Sahnede bir genç adam vardı .Kafasını aşağıya eydiğinden yüzünü pek iyi göremiyordum.Gitarın tellerine hafifçe dokundu. Işıklar sadece genç adamın üstünde belirdi. Kafasını kaldırdı. Savaştı. Gördüklerim karşısında şaşkındım. Bu zamana kadar savaşı hiç bu kadar iyi görmemiştim.Doğruyu söylemek gerekirse etkilenmiştim. Kalbimden geçenler Yiğitken Savaşın şarkıyı söylediği ilk andan beri gözlerimden yaşlar gelmeye başlamıştı.Şarkının ismi ".... 'dan I Miss You" idi. Gözleri yaşlı olan ben daha yeni sevdiğim adamı kaybetmişken tutamıyordum kendimi .Beni dinlemeyen göz yaşlarım bir sağanak gibi yanaklarımdan süzülüyor avuçlarımın içine düşüyordu. Zordu sevmek.. zordu aşk.. zordu gençlik.. toyluk..
Şarkı bitti. Savaş bunu sevdiği birine adadığını söyledi ve ışıklar birden üzerimde yandı. Ağlamaktan mayhoşlaşan gözlerime doğru ışık geliyordu. Ellerimi gözlerimin üstüne doğru getirdim. Arkadan alkış sesleri geliyordu. Savaş bana doğru ilerledi. Gözlerimin üstüne doğru getirdiğim elimi kavradı ve ban aşkını herkesin içinde itiraf etti.Sahne arkasında uzun zarif yarı bedenini tülün arkasında saklamış bir genç gördüm. Yiğit olmalıydı. Ona gitmeliydim .Sevdiğime.. Kalbimin götürdüğü yere.. Ellerimi sıkı sıkı tutan Savaş ın ellerinden kurtulup koşup kontrol etmek istiyordum. Herkes çılgınca bağırıyordu. Savaş bana seslendi:
-Eylül..
Savaşa döndüm . Tek bir cevabım vardı o da hayırdı .
Dönüp tekrar perdenin arkasına baktığımda gölge kaybolmuştu.
Savaşın ellerini silkeledim. Var gücümle etrafımıza toplanmış olan topluluktan kurtulmaya çalıştım. İnsanları ittirip geçtim aralarından. Perdeyi çektim ama kimse yoktu. Sahne arkasındaki her yere baktım . Aramadığım tek bir yer bile kalmadı. Otelin çatı katına çıktım. Deliler gibi bağırmaya başladımm. Yiğittt...
Burdasın seni hissedebiliyorum. Neden böyle yaptığını bilmiyorum ama bir sebebi olmalı..
-Nerdesiiinnnn!
Dizlerimin üstüne çöktüm. Rüzgar saçlarımı savuruyordu. Gözlerimde o genç adamın gölgesi..Burnumda hiç gitmesini istemediğim kokusu..Yere doğru boylu boyunca yığıldım. O da nesi sahnedeki parlayan yıldızlar şimdiyse yukarıdaydı.Gökyüzündeki yıldızları gözüme çizdim Bugünü hiç unutmayacakmış gibi mühürledim buğulu gözlerime.Sonra kapadım.Yanağımdan soğuk soğuk dökülüyorlardı.Hissedebiliyordum. Belki beni böyle görürse diye yiğitin gelmesini bekledim .Uyumamak için kendimi zor tutuyordum. Ama soğukluk tüm bedenime işledi. Dudaklarım kurudu . Soğuk yanağımdan sıcak bir damla gözyaşı bıraktım anılarımıza.Seni seviyorumla başlayan hikayemizi seni seviyorumla içimde bitirmek istedimm..Gökyüzüne doğru son kez Seni Seviyorum diye haykırmak istedim . Kurumuş dudaklarımdan geriye kalan son sözler olmasını diledim.
Umarım hayatında mutlu olursun...Olurda eğer yollarımız kesişirse seni hiç tanımamışım gibi yoluma bakacağım..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLK GÖRÜŞTE AŞK
RomansaGünlerden AŞK... Günlerden en sevmediğim pazartesi bile aşk kokuyor..