ANNE !!

5.1K 274 7
                                    

Ahh beynim zonkluyor . *Alarm o gerizekalı* iç sesimin uyarısıyla doğruldum . Element testinin üstünden 1 hafta geçti. çocuklar küçük bı şok geçirdiler . Ve söylentiler yayıldı. Çocuklarla küçük bir gezi yaptık . Başka bir değişiklik olmadı.
Ve unuttuğum alarmı kapattım. Her sabahki gibi koşuya çıktım. Bu gün Jon yoktu. Her gün gelirdi oysaki . Meraklanma ya başladım. Üzerimi giyinmek için odama çıktım . Bu gün pazar dı.

(Bere yok)Üstümü giyindim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Bere yok)
Üstümü giyindim. Ve çıktım . Jon un kapısına geldiğimde tıkladım. "Gell" jonun sesini duyduğumda.  Kapıyı açıp girdim . Jon oturmuş bir resme bakıyordu .
Yanına gittim .
Resimde bir kadın vardı . Jona çok benziyordu . Muhtamelen annesiydi . Yanına oturdum. Resme baktığımı görünce . " Annem " dedi tahmin etmiştim. 
"Çok benziyorsunuz" dedim . Bu kadın bana bir yerden  tanıdık geliyordu.
"Öldü "dediğinde . Dona kaldım .
Annesi ölmüşmüydü. Ne diyeceğimi bilemedim . "Bakan bilir miyim" dediğimde resmi bana uzattı . Resmi incelerken resmin katlandını farkettim. Resmi açtığımda bir adamla el ele tutuşuyordu kadın.  Jon dişlerinin arasından " babam" diye tısladı.
"Ne kadar şanslısın" diyi verdim.
"Şans mı güldürme beni o şerefsiz babam diyemi şanslıyım"
"Hayır onları tanıya bildiğin için şanslısın " dedim. "Benim babam öldü mü kaldı mı kim nerde bilmiyorum"diye ekledim . ikimizin de keyfi kaçmıştı.
Ben birden ayağa fırlayıp. " Hadi kalk " dediğimde Jon kalktı. Hayla somurtuyordu . "Somurtmayı kesmen için ne yapmam lazım. " Dediğimde. Bana baktı.
"Benimle mezarlığa gelir misin" dedi . Bunu beklemiyordum. "Tabi gelirim " dedim. Jon bana yaklaştı ve sarıldı . Bende karşılık verdim.
"Teşekkürler" dedi . Bense sadece gülümsedim. "Ne zaman gidiyoruz" dedim."şimdi" dedi.
"Şimdi mı" 
"Evet. Şimdi yeterince geciktik hadi "
"Tamam" dışarı çıktık. Orada bir motor vardı. Cidden mi . Motorun yanına gitti . Kasklardan birini uzattı . Taktığımda arkasına oturdum . çalış tırdı . Birden gaza bastı ve hızlandığı da. Jon un beline sarıldım . "Heyy beni boğmakmı niyetin" diye bağırdı. Güldüğünü sesinden anlaya biliyorum " Jon " dedim . Uyarıcı bir sesle.  tamam gibisinden bir şeyler mırıldandı . Bu çok güzel bir duyguydu . Rüzgarla bütünleşmiş gibi hissediyorum . Sonunda bir mezarlığın önünde durduk.
Jon önce indi . Bende ardından . Kaskları çıkardık ve içeri girdik. Ah hadi ama burası bana çok tanıdık geliyor . Mezarlığın sonlarına doğru bembeyaz bir ağaç sergiliyordu . Bu ağaç bir mezarın başında idi. Bizde o mezarın önünde durduk. O mezara daha iyi bakınca birden gözümün önü karardı.

Gözümü açtığımda yine o mezardaydım ama.yanda Jon yoktu . Bir tane kadın ve ben olduğunu tahmin ettiğim kküçüklüğüm vardı. Kadının elinde ise o ağaç gibi bembeyaz bir fidan. Kadın küçük bana döndü.
" Bak kızım bu abla varya benim en iyi arkadaşımdı. Çok iyi bir savaşçıydı. Onunda çocukları vardı " dedi .  Küçük ben ise " Peki annecim  bu abba neden uyanmiyor. Kakıp çocuunun yanına gittin . Çocukları cok üjülür şonla. " Dedim   . Dur bi dk anne mı bu kadın mı ama benim annem nasıl olur.
Kadın bana bakıp gülümsedi . " Ama kızım o abla savaşda sonsuz uykuya daldı" dedi . Elindeki fidanı bana verdi . Bende alıp mezarın başına dikdim
O sırada her yer silikleşti . Ve kayboldu .

Jones ın ağızından
Mezara geldiğimizde Beyza birden bire bayıldı. Hemen onu tutup oturtum. Noldu ki şimdi ya.
Bir on dk hiç bir şey olmadı . Ta ki Beyza "nasıl olur "diye mırıldanana kadar . Bı iki dk sonrada gözünü açtı.

MELEZ TANRIÇAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin