3.Bölüm

5.4K 441 201
                                    

Bizi kitaplara kaçıran bütün insanlara teşekkürler...

"Beni bir yerlerde görmüş olabilir misin?" Diye sordu yavaşça.
Karşısındaki genç kızın kaşlarının her bir saniye daha fazla çatılmasına sebep olmuştu bu soru.

Rengini çözemediği gözlerinin merakla aralanıp biraz da şaşkınlığa bulandığını izlemişti Hewran.

"Bu soru çok saçma olmadı mı? Nereden görmüş olabilirim?"

"Yok." Diye mırıldandı bu sefer. Saçlarını karıştırarak kaşlarını çattı kıza.
"Benim yüzümü bir gören bir daha unutmaz da ondan sordum. Seni bir yerlerde görmüş gibiyim ama çıkaramadım."

"Hayır." Dedi genç kız bir adım geriye çekilerek. Bu adamın derdi neydi bilmiyordu. Tanımıyordu bile.
"Gereksiz insanları unutturan mükemmel bir hafızaya sahibim."

Gözleri kısıldı Hewran'ın. Bu çelimsiz kız ona 'gereksiz' demeye mi çalışmıştı şimdi?

'Orada durcan liseli!' diye bir ağıt yankılandı beyninde.
Ego, Hewran'ın bir diğer adıyken o kız nasıl ona gereksiz derdi? Hele ki o mükemmel yakışıklılığına şahit olmuşken?

"Gözlerin bozuk herhâlde yazık."

Gözlerini devirdi genç kız. Bu adam at teptiği hâlde bu kadar konuşuyorsa kim bilir sağlamken ne kadar konuşuyordu? Bir an adamın ailesine acımaya başlamıştı. Çok sabırlı olmalılardı yoksa bu adama katlanılmazdı!

Gözlerini doğrulan genç adamın bir tarafı toprağa bulanmış yüzüne çevirdi. Başının kenarındaki küçük bir tahrişten başka bir şeyi yokmuş gibiydi.
Kısa, açık kahverengi, dalgalı saçlarında göz gezdirdi. Kahverengi, kısık gözlerinde, ne büyük ne küçük, yüzüne yakışan burnunda, biçimli dudaklarında.

Bir yerden tanıdık gelen yüzüyle gözleri kısılmıştı bu sefer de. Tekrar gözlerine baktığında onun yukarı doğru kalkan kaşlarıyla imalı bakan bakışlarını gördüğünde uzun bir süreden beri onu incelediğinin farkına vararak yanakları kızarmıştı.

Kendine yumruk atmak istiyordu. On dakika boyunca adamı incelemişti yahu!

Boğazını temizleyerek zaten düzgün olan şalını düzeltti.
"Kapanmayan çenene bakılırsa iyisin. Hadi geçmiş olsun."

Arkasını dönerek atına doğru hareketlendiğinde Hewran da ayağa kalkmıştı apar topar.

"Hey, bekle! Adın ne senin?"

"Ne yapacaksın, polise mi şikayet edeceksin?"

"Polise ne gerek var, benim babam polis teşkilatı lideri gibi zaten?"

"Ee o zaman?"

"Öğrenmek istedimdi?"

"İki dakika sonra unutacaksın zaten, neden soruyorsun?"

Hewran'ın yüzünde geniş bir sırıtma oluştuğunda genç kıza bakarak göz kırpmıştı.

"Sen de baya zekisin. Gel evlenelim de mükemmellik teşkilatı kuralım."

Genç kız gözlerini irice açarak omuzlarını kaldırdı.
"Aman Allah korusun! Düşman başına bir çenen var."

Atına atlayarak dizginleri eline aldığında, topuğuyla atın alt karın bölgesine yavaşça vurarak dehlemişti.
Genç adamı arkasında bırakarak ilerlerken dudaklarında kibirli bir sırıtış meydana gelmişti. Usulca fısıldadı rüzgara.

NÜKTEDÂN  (Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin