Medya:Elya
Sabah alarmımın sesiyle uyandım. Yataktan kalkıp tuvaletteki rutin işlerimi hallettim. Saçlarımı saldım, okul formamı giydim ve hafif bir makyajla hazırdım.
Ha bu arada ben kendimi tanıtayım size. Ben Elya Derinsoy. 17 yaşındayım. Gözlerim mavi , saçlarım kumral ve hafif dalgalı. İzmirliyim. Neyse devam edelim. Kahvaltı yapmak için aşağıya indiğimde tamda tahmin ettiğim gibi annem de babam da evde yoklardı. Yardımcımız Halime Teyze kahvaltıyı hazırlıyordu. Annem ve babam aynı şirkette çalışıyorlar. Ikisi de mimar. Halime Teyze ise annem ve babam evlendikleri zamanlardan beri bizim yardımcımız. Yani artık o da bizim aileden sayılır.
Kahvaltımı da yaptıktan sonra evden çıkıp okuluma doğru yol aldım. Okula vardığımda en yakın arkadaşım Buket benden önce gelmişti bile. Ben yanına oturunca heycanla bana dönüp:
"Kanka duydun mu okula yeni biri geliyormuş hemde erkekmiş dua et de yakışıklı olsun." dedi. Ben ise:"Sana da merhaba canım bu bir ikincisi oha kimmiş lan çocuk" diye çemkirdim. Buket hafif bir kahkaha atıp "Bizde tanımıyoruz ama bizim sınıfa gelecekmiş" dedi. Ben çocuğu merakla beklerken sınıfın kapısı açıldı ve içeriğe yaşlı hocamız girdi evet hayal kırıklığına uğradım ama elbet gelicektir. Bende sabırla dersi dinlemeye başladım.
Dersin son 15 dakikalarına doğru kapı çaldı ve müdür yardımcısıyla içeriğe bir çocuk girdi. Uzun boylu kahverengi saçlıydı. Gözleri yeşildi ama koyu ve parlaktı. Ben bu çocuğu bi yerden tanıyorum ama nereden tam olarak çıkaramadım. Nereden tanıdığımı hatırladığım an ağzımdan çıkan cümle,"Oha ilk aşkım" olmuştu. Bu çocuk benim çocukluk yıllarımdaki ilk aşkımdı.
O zamanlar sekiz yaşındaydım. Biz yaz için Antalyadaki yazlığımıza gittiğimizde oraya yeni birinin taşındığını görüp tanışmak istemiştim. İlk bâşlarda hiç sevmiyordum Çağanı ama sonralarda ikimizde birbirimize çok alışmıştık. Hiç unutmam okul zamanı gelip yazlıktan ayrıldığımız gün bana sımsıkı sarılıp,"Seni asla unutmayacağım."demişti ve ağlamıştı. Diğer yaz tatilinde yine onu orda görünce çok mutlu olmuştum. Fakat o beni gördüğüne sevinmemişti. Noldu dediğimde ise,"Elya seni seviyorum ama biz gitmek zorundaymışız taşınıyoruz."demişti bende ona, "Bende seni seviyorum ve seni asla unutmayacağım." demiştim ve onu yanağından öpmüştüm. Gel zaman git zaman onu burda göreceğim aklımın ucundan geçmezdi. Müdür yardımcısı, "Çocuklar bu arkadaşınızın adı Kaan Akyurt okulumuza nakil öğrencimiz lütfen onunla iyi anlaşın yavrum geç sende Efe'nin yanına" diyerek Çağanı -ama müdür Kaan demişti büyük ihtimalle yanlış söyledi- arkamda tek oturan mizahşör arkadaşımız Efe'nin yanına doğru yöneltti. İyi dersler dileyerek sınıftan çıktı. Çağan hiç birimizi takmayarak arkama geçti. Hoca da sanki hiç birşey olmamış gibi derse devam etti. Zaten bizim bu hocamızın gözleri sadece ön sırayı görüyo yakındada tahtalı köyüde boylarda neyse. Tenefüs zili çaldığı anda direkt arkamı döndüm ve " Çağan naber hatırladın mı beni?"dedim. Çağan bana mesafeli ve soğuk bir sesle "Birincisi benim adım Kaan ikincisi bu samimiyet nereden geldi."dedi. Ay ben şok. Ben iflas. Olamaz. Bu Çağan ama nasıl. Kaan denen çocuk bana bakıp,"Off hatırlamak istemediğim şeyler idi ama senin bilmen gerekiyor, gel benimle."dedi. Bende onun peşine takıldım. Arka bahçeye geldiğimizde Kaan, "Şuandan itibaren sana söylediğim şeyler kafanı karışırabilir -ki bence karıştıracak- ama ne olursa olsun lafımı bölme ve saçma sapan sorular sorma bundan nefret ederim."dedi.
"Ben Kaan, Çağan'ın ikiziyim sen bunu bilmediğin beni Çağan sanman normal," dedi. "Nee ama bu imkansız o tek çocuktu."diye çemkirdim. Aklım almıyor nasıl olur nasıl. Ben 3 ay boyunca onunla gezdim oynadım. Nasıl söylemez. Nasıl bilmem."Lafımın bölünmesinden hoşlanmam dediğimi hatırlıyorum off herneyse... Biz Çağanla düşman kardeşler gibiyiz birbirimizle pek fazla iletişim kurmayız. Ben seni tanıyorum ama senin beni tanımaman normal çünkü Çağan sana kendini tek çocuk gibi tanıttı. O yaz ben dışarı çıksam bile onunla takılmadığım için beni fazla görmüyordun. Fakat bir keresinde beni Çağan sanmıştın. Ben senle konuşmayıp gittiğim için o gün Çağanla hiç konuşmamıştın."biraz durakladı. Sanki onu dinleyip dinlemediğimi ölçmek ister gibi baktı ve"O günden bu yana birşey değişmedi hâlâ pek fazla görüşmüyoruz." dedi ve benim ona cevap vermemi ister gibi bir bakış attı. Ben sadece "Şuan o nerde?" dedim. Kaan "O şuan şehir dışında haftaya başlayacak. Seni görünce kesin çok mutlu olur zaten 12 yaşına kadar seni sayıklamıştı. Ben ona sadece aptal demekle yetindim. Hangi zeki erkek bi kıza aşık olup da sadece onu sayıklamakla yetinirdi ki. Ahmaklar yapar o işi."deyip saçını düzeltti.
Çağanın gelecek olması ve Kaanın onun ikizi olması kafamı çok karıştırdığı için diğer derslere odaklanamadım. Zaten öğle arasında izin alıp okuldan ayrıldım. Eve geldiğimde Halime Teyze evi toparlıyordu. Ona bi öpücük yollayıp " Halimesultan bana atıştırmalık birşeyler hazırlar mısın ben birazdan almaya gelirim."dedim ve yukarı odama çıktım. Üstümü değiştirip saçımı üstten hafif bir topuz yaptım ve yatağıma uzandım. Telefondan facebook'a girip aramalara Çağan Akyurt yazdım. Kaanın aynısından Çağan olarak görmek beni şaşırtmıştı. Aynıydı. Aynıydılar. İç sesim ikiz oldukları için olabilir mi? diyerek benimle dalga geçiyordu. Ne yapayım ama ilk aşkımın ikizi olduğunu öğrendim. Bu kardeşin varmış da haberin yokmuş gibi bir olay. Neyse ne acıktım ben. Aşağıya inip Halimesultanın hazırladığı sandviç ve portakal suyunu alıp odama çıktım. Yemeğimi yedikten sonra biraz uyumak istemiştim.Acaba haftaya ne olacak. Haftaya pazartesi gününü iple çekiyorum. Bakalım Çağan beni görünce ne yapacak. Ama şuan tek istediğim sadece uyumak.
Sabah kalktığımda alarmımın çalmasına daha 20 dakika olduğunu gördüm. Bugün fizik sınavı vardı ve ben çalışmadım. Kesin çok düşük alırım. Rutin işlerimi halledip aşağı indim. Tam mutfağa girerken kapının açılma sesini duyup adımlarımı o yöne yönelttim. Annem gelmişti. Ne olduğunu anlamak için yanına gittiğimde, "Tatlım bazı dosyaları unutmuşum onları almaya geldim. Nasılsın?"dedi. Ben "Annecim iki günden beri sizi göremiyorum işleriniz çok mu yoğun özledim sizi" dedim. Anneme sımsıkı sarılıp öptüm ve "Ben kahvaltı yapacağım annecim hadi öptüm seni"dedim. Annem de,"Tamam maymuşum görüşürüz."dedi. Kahvaltımı yapıp evden çıktım. O sırada telefonuma mesaj geldi. Kimden diye baktığımda Buketten olduğunu gördüm.
Kimden,Çiçeğim:Kuzum ben bugün gelemiyorum sadece fizik sınavına girip çıkacağım.
Kime,Çiçeğim:Tamam tatlım öptüm seni konuşuruz.
Neden gelmediğini merak etmiştim ama üstelemedim. Okula girdiğimde zile 8 dakika kaldığını gördüm. Ve hızla merdivenleri çıktım. O sırada birine çarptım. Çarptığım kişi Kaan'dı. "Ya duvar mübarek bu ne sertlik böyle yarabbi kafam kırıldı."diyerek kafamı tuttum. O ise"Uğraştırma beni çekil acelem var" diyip yanımdan aşağı indi ve bir adet şaşkın beni orada bıraktı. Sınıfa çıktım ve hemen yerime oturdum. Hoca içeri girdi. Onunla birlikte Buket de içeri girdi. Hoca sınav kağıtlarını dağıttı ve ben direkt Buket'den bakma çabalarına giriştim. Buket'in fiziği benden daha iyiydi. Bu yüzden ondan bakıyordum.Sınav bittiğinde sınıftan çıktım. Bir-kaç dakika sonra Buket de çıktı. Bende onunla bir okuldan ayrıldım. Zaten bugün önemli ders yoktu. Yani benim önemli bulduğum bir ders. Eve gidip yarım kaldığım romanımı bitirdim. Sonra yatıp uyudum. Diğer günlerde aynı geçti. Fazla önemli bir konu olmadı. Kaan bana hala çok soğuktu. Derken bugün pazardı. Yarın Çağan gelecek ve ben çok heyecanlıyım. Kaan söylememiş. Zaten onunla konuşmayı sevmiyormuş. Yani Çağan aynı okulda olduğumuzu bilmiyor. Yarının heyecanı dolayısıyla gece zar zor uyuyabildim. Acaba yarın beni neler bekliyor?
•
Bölüm sonu yorumlarınızı bekliyorum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİZLER
ChickLit-Sude. Hayatımın en tuhaf anı ilk aşkımın ve çocukluk arkadaşımın bir ikizi olduğunu yıllar sonra öğrenmekti. Her şey hızlıca gerçekleşti ve karmaşık bir labirente girdim. Beni bu labirentten kurtaracak kim vardı?