İşte pazartesi günü gelip çatmıştı. Sabah alarmdan tam 40 dakika erken kalktım. Çok heyecanlıyım bugün -eğer Kaan doğru söylediyse- Çağan geliyordu. Ben onu uzun zamandan beri ilk kez göreceğim için heyecanlıydım. Yatağımı toplayıp okul formalarımı giydim. Saçımı at kuyruğu yapıp diğer rutin işlerimi hallettim. Hafif bir makyajla işte hazırdım. Hemen kahvaltılık bir şeyler atıştırıp ayaklanmıştım ki
Halime Teyze:
"Yavrum daha zamanın var ne bu acele böyle bir şey mi oldu?" diye sordu. Bende:
"Yok Halimesultan sadece canım bugün erken gitmek istedi. Hadi ben kaçtım." deyip evden çıktım.Yolda kulaklarımı takmış okula doğru giderken ayağım bir şeye takıldı. Bu şey bir hediye kutusuydu ve üstünde Elya'ya yazıyordu. Etrafıma bakındım. Ama kimseyi göremedim. Şaşkınlığımla birlikte kutuyu alıp açtım. İçinde gökyüzü şeklinde bulutlarla kaplı mavi bir kutu daha vardı. Onu açtığımda ise içinde bir not kağıdı vardı ve şu sözler yazılıydı,
Gökyüzü herkese mavi ama herkes bakamıyor işte o gökyüzüne.
-GirdapBunu kimin yazdığını çok merak etmiştim. Girdap diye biri yoktu bizim okulda. Zaten büyük ihtimalle gerçek ismi değildir. Kimin yazdığını çok merak etmiştim. Ama fazla duraksamadan yoluma devam ettim. Okula vardığımda üst sınıflardan iki çocuk konuşurken birinin, "Alt sınıflardan mıymış ?" dediğini duydum. Hemen konuşmalarına kulak kesildim. Diğeri:
" Evet ama fazla kurcalama konuştuğumuzu duyarsa bizi mahveder." dedi. Bu konuşanlardan birisi Engin olmalıydı. Üst sınıfları az çok tanıyorum. Ama diğerini ilk defa gördüm. Konuşmaları bitince bende sınıfıma çıktım. Sınıfta sadece Buket ve arkalarda oturan sessiz kız Ebru vardı. Hemen Buket'in yanına oturup:
" Çok mu erken gelmişim yaa?" diye sordum. O da:
"Bilirsin ben hep böyleyim ama evet biraz erken geldin. Ee nasılsın bugün?"diye cevapladı.
"İyiyim tatlım sen napıyorsun. Dün fazla konuşamadık. En son Batu ile kavga ediyorsun."
"Aman boşver şu salak kardeşimi senin elindeki ne onu söyle sen."diyerek kutuyu işaret etti:
"Ben de tam olarak bilmiyorum. Yolda yürürken bir an ayağım buna takıldı. Üstünde Elya'ya yazınca ben de açıp baktım. Bak sen de al."diyerek ona uzattım. Biraz inceledikten sonra:
"Girdap kim ya insan niye böyle gizemli bir isim koyar ki direkt ismini yazsan nolurdu?"diyerek tepkisini gösterdi.
"Aynı şeyleri düşünüyoruz. Ya kim olabilirki aklım almıyor."Tam o sırada içeriye Kaan girdi. Ben:
"Günaydın. Çağan yok mu?"diye sordum. O da:
"Ne Çağanmış ya o çarşamba günü gelecek. Galiba bileti bulamamış akılsız."diye çıkıştı.
"He, sen niye bağırıyosun ki?" dedim.
Sonra cevap vermeden sırasına geçerken benim sıramdaki hediye kutusunu gördü:
"Iy bu ne böyle ne kadar da zevksiz arkadaşların var. Böyle hediye kutusu mu olur hiç." dedi. Ben de:
"Ya kimin verdiğini bilmiyorum ki ben de arkadaşlarımdan değil bence. Hem kötü değil bana göre." dedim. Yine beni tınlamayarak sırasına oturdu.Ben de Batu meselesini merak ettiğim için Buket'e döndüm:
"Sen anlat bakayım şu olayı noldu?"
"Ya benim çok zeki kardeşim dün çıkışta gelmiş beni görmeye. İşte sonra beni gördüğünde yanıma geldi sonra konuşuyorduk. O sırada yanımızdan Engin geçiyordu. Akıllı kardeşim Engin geçerken,"Aaa abla bu dün senin 'Çok yakışıklı yahuu' dediğin çocuk değil mi diyerek parmağıyla gösterdi. Sonra bunları Engin'de duydu."
"Ayy bu Batu da tam ergen oldu."
"Aynen."Konuşmamız bittiği sırada ders zili çaldı. Biz yerlerimizi aldıktan sonra içeriye edebiyatçımız girdi ve zil çalıncaya kadar yazı yazdırdı -Allah'ım ellerim acıyor- .Sonrasında tenefüste kantine indim. Kendime tost ayran aldım. Bir masaya geçip onları yerken karşı masaya bir grup oturdu. Oturanların adı -tahminimce- birisi Engindi. Diğeri Alaz olması gerek, diğeri de Oğuzdu. Benim yanıma da Buket ile Efe geldi. Biz sohbet ederken karşı masada bağırışlar olmaya başladı. Sonra bir baktık ki Engin, Alaz'ın üstüne ayran dökmüş. Buket utandığı için bakmıyordu. Efeye ne olduğunu sorunca Efe:
"PezevEngin Alaz'ın üstüne ayran döktü." dedi gülerek. Ben ona ölmelisin bakışları atarken Buket dayanamayıp arkasına baktı. O sırada Engin de ona bakıyordu. Buket sonra başını çevirince hemen Engine baktım. O da gülüp Alaz'ın üstünü silmeye çalıştı. Sonra zil çaldı ve sınıflara çıktık. Diğer zamanlarda önemli bir şey olmadı. Eve gittiğimde çok yorgundum ama yarın salıydı ve benim sınava çalışmam gerek malûm edebiyatçı boşuna yazdırmadı o kadar yazıyı yemeğimi yiyip direkt çalışmaya başladım. Sonrada uyudum zaten...Bölüm Sonu yorumlarınızı bekliyorum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİZLER
ChickLit-Sude. Hayatımın en tuhaf anı ilk aşkımın ve çocukluk arkadaşımın bir ikizi olduğunu yıllar sonra öğrenmekti. Her şey hızlıca gerçekleşti ve karmaşık bir labirente girdim. Beni bu labirentten kurtaracak kim vardı?