°6. Bölüm°

222 31 30
                                    

Medya:Buket

Buket'den devam...

Derslerimiz boştu ve şuan Elya bize surat asarak tek omzuna asmış olduğu çantası ile çıkışa doğru ilerliyordu. Benim gidesim yoktu pek. Nedeni ise sebepsizce yanıma oturmuş olan Engin'in ta kendisiydi. Onun yanına ne zaman yaklaşsam her seferinde tuhaf hissediyordum. İçimde aslı astarı olmayan bir his oluşuyordu. Ve biz şuan aynı bankta oturuyorduk.

"Ee şey bir şey mi oldu da geldin yanıma," dedim fakat şuan kendime sövüyordum. 'E şey bir şey' Ne demekti ya?!

"Sadece dinlenmek istedim," dedi ama konuşması biraz değişikti. Sanki o arkadaşlarının yanında şebek olan Engin değil de biraz daha olgun bir insan gelmiş gibiydi. "Tamam, oturabilirsin o zaman," dedim sanki benden izin almış gibi. Salaklık kotamı kesinlikle doldurmuştum.

"İzin almadım ki," dedi ve güler gibi oldu. Sonra kendini düzeltti. Sanki gülse boğazlayacağız, salak. "İyi be!" dedim ve bankın köşesine, ondan olabildiğince uzak bir yere kaydım. Fakat sinirle biraz fazla kaymışım. Sonuç: Kahkahalarla gülen bir Engin.

"Hani gülmüyordun sen! Ah canım acıdı ya!" Kendi kendime feryat ederken etraftan bir kaç kişinin daha bana güldüğünü gördüm. Oturduğum yerden, istifimi hiç bozmadan yanımdaki ufak taşlardan alıp onlara doğru fırlattım. "Gülmeyin lan,"

"Çok kibarsın," dedi Engin bana bakarak.

"Asıl sen çok (!) kibarsın. İnsan bir yerden kalkmama yardımcı olur!" dedim ve ayağa kalkıp çaktırmadan arkamı silkeledim. "Yorulmuş olduğumu söylemiştim," dedi ters ters.

"Anırırken hiç yorgun gözükmüyordun ama," dedim sinirle. Ama anırmakla uzaktan yakından alakası yoktu. Güzel gülüyordu, gerçekten.

"Hiçte bir kere! Benim gülüşüm öyle değil," dedi burun kıvırarak. "Sen öyle san," dediğimde kendime inanamıyordum. "Seninde burnun büyük," dedi bana. Aa üstüme iyilik sağlık! Benim bir gayet naif ve güzeldi bir kere.

"Ne alakası var? Salak salak konuşuyorsun ya!" dedim ve sinirle ayağa kalktım. Biri benim fiziksel özelliklerimle dalga geçtiği zaman çileden çıkıyordum. Bir kaç adım atmıştım ki sesini duydum.

"Gitme ya şaka yapmıştım," dedi. Arkamı dönüp ellerimi belime yerleştirdim. "Duvara kafa atacağım. Belki burnum küçülür," dediğimde güldü. "Tipin yamulur, bak lütfen bunu bize yapma. Gözlerimi seviyorum,"

"Geri zekâlı!" diyerek arkamı döndüm ve koşar adım okula ilerledim. Binaya girdiğimde sırtımı duvara yasladım ve elimle kalbime baskı uyguladım. Depar atıyordu mübarek.

Elya

Hâlâ bizimkilerle konuşmuyordum. Ne demek bir ben sapım?! Hızlı adımlarla eve giderken biri koşarak yanıma geldi.

"Naber sap ama gururlu genç."

"Git Kaan hiç uğraşamayacağım seninle." Bir dakika Kaan'ın da sevgilisi yok ki.

"Hem sen niye benimle alay ediyosun senin de sevgilin yok."

"Kim demiş sevgilim yok diye."

"Vay anasını senin de mi sevgilin var?"

"Şaka ya benim de yok."

"İyi bari hem nereye gidiyosun sen?"

"Oyalar baş başa kafeye gittiler ben de seni görünce alay etmek için peşinden geldim."

"Sahi siz niye düşman gibisiniz?"

"Boşver hiç anlatasım yok."

10 dakika sonra

İKİZLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin