☆3.Bölüm☆

232 44 4
                                    

Medya:Kaan
Bugün salıydı. Dün sınav çalışırken aklım başka yerlerde olduğu için fazla çalışmış gibi değildim ama sorun olmazdı-yani galiba-. Sırama oturduğumdan yaklaşık 5 dakika sonra Kaan geldi. Direkt arkama geçip oturdu. Ona dönüp:

"Merhaba Kaan, şey senin edebiyatın iyi mi?" diye sordum. İlk başlarda cevap vermese de ona ısrarla bakınca:
"Evet"dedi. Bende:
"Acaba senden biraz kopya çeksem olur mu? Çalıştım ama emin değilim."
"Çekebileceğine inanıyorsan çek."
"Neden böyle dedin ki şimdi."
"Ben sana kopya vermeyeceğim. Eğer sen çok cesursan arkana dönüp bakarsın."dedi.

Bunu düşünmemiştim ama aklıma bi fikir geldi. Hemen Efe'nin yerine oturdum. Kaan bana dik dik bakınca ona dönüp:

"Şimdi çekebilirim sanırım."dedim. Kendimi suçluyu bulmuş bir dedektif kadar gururlu hissetmiştim. Böyle fikirler arada sırada uğruyordu bana. Kaan'nın bana cevap vermesine kalmadan Buket ile Efe geldi. Efe:

"Yerimde gözün olduğunu biliyordum. Kalk hemen yerimden"dedi. Ben de:
"Kalkamam sadece bu derslik Efe lütfen."dedim.
"Neden sadece bu derslik?"diyerek kuşkuyla bana baktı.
"Ya tamam söylüyorum. Kaan'ın edebiyatı iyiymiş. O yüzden."
"O zaman hiç olmaz sen oraya geçersen ben ne yapıcam. Bak son uyarım eğer kalkmazsan senin bütün adını sayamadığım yabancı posterlerini tuvalet kağıdı yaparım."diye tehdit etti beni. Ben o posterlere çok değer veriyordum.
"Yapamazsın ki."dedim. Araya Buket girdi:
"Ay Efe yeter gel sen yanıma biz birlikte yaparız senle gel canım sen aferin."diyerek Efe'yi benim sırama oturttu. Ben de Efe'ye dil çıkardım.

O sırada içeriye edebiyat hocamız girdi. Sınavları dağıttıktan sonra başlamamız emrini verdi. Ben ilk başlarda kendim çözmeye çalıştım. Birkaç soru yapabildim. Sonra Kaan'a döndüğümde kağıdını bitirip benim yanıma koymuş olduğunu fark ettim. Hemen geçen dakikaya baktım. Tam yirmi beş dakika geçmişti. Ben üç beş tane soruyu yirmi beş dakikada bile zorla yapmıştım. O ise kim bilir ne zaman bitirmişti. Kağıdından geçirdikten sonra soruları kontrol ettim. Neredeyse çoğu doğru gibiydi. Vay be ne kadar da çalışkanmış. Acaba Çağan da böyle midir? Aa unuttum Çağan yarın geliyordu. İçimi bir heyecan sardı. Ayağıya kalkıp kağıdımı verdim. Benden sonra Kaan da kalktı. Beş dakika sonra zil çalacaktı. Hoca bitirenlerin dışarı çıkmalarına izin verdi. Bende kantine indim. Biraz acıktığım için tost aldım. Yanıma Kaan da geldi. Bir sandalye çekip karşıma oturdu:

"Kaan ya çok sağol."
"Ben bişey yapmadım ki bakabildiysen kendine teşekkür et." dedi. Sonra omuz silkip telefonuna bakmaya başladı. Git gide iyi anlaşmaya başlıyorduk. Ben tostumu yerken Buket ile Efe de geldi. Efe:

"Oğlum çarpıldım lan yampirik yumpirik yürüyom."dedi. Ben de ona bakarak:
"Oha bu ne hâl saçlara bak." diyerek küçük bir kahkaha attım. Efe'nin saçları karman çorman olmuştu. Eliyle düzeltirken:
"Bana borç verir misin Elya? Benim para sınıfta kalmış."dedi. Elime cebime atıp para çıkardım. Efe tabiri caizse uçarak kantine gitti. Buket de yanımıza oturdu. Efe'ye sandalye kalmamıştı. Efe elinde yedi tane kekle yanımıza geldi:
"Çok acıkmışım anca bu kadar alabildim. Ya hani bana sandalye?"dedi. Ben de:
"Yuh bir de anca bu kadar alabildim diyor ya. Gel beni de ye. Neyse dur ben sana sandalye alacağım ne de olsa sırana oturmama izin verdin."diyerek yan masadan sandalye almaya kalktım. Orada da Engin, Alaz, Oğuz üçlüsü vardı. Ben yanlarına gidip:
"Buraya gelecek biri var mı?"diye sordum. Engin:
"Yok alabilirsin." derken ,Alaz:
"Alamazsın dolu." diyip ayaklarını sandalyeye koydu. Gıcık işte ne olacak gözleriyle bana meydan okurmuş gibi baktı bir süre ben de pes edip:
"İyi be."diyip uzaktaki boş bir masaya yöneldim. Oradan bir sandalye alıp kendi masama geçtim.

Bir kaç dakika sohbet ettikten sonra zil çaldı ve sınıfımıza çıktık. Dersimiz fizikti. Buket ile dersi dinlerken canımız sıkıldı. Sos oynamak için defterimi açtım. Açtığımda içinde bir not kağıdı olduğunu gördüm. Aynı kutudaki gibi.. İçinde,
Sadece sudur deniz,dışarıdan bakana ve ben artık sana dışarıdan bakmak istemiyorum..
- Girdap
Aa yine girdap yine girdap yeter. Kim bu yok olasıca girdap. Ben içimden saydırırken Buket de notu okuyordu. Sonra:
"Abi yeter kim be bu girdap?"
"Ah bir bilsem kim o girdap?"

İKİZLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin