BİR

171 33 15
                                    

Arka cebimde titreyen telefonu yanıtladım.. " bugün dönüşümün günü ! " telefona doğru cırlarken aklımda beni özlediğini söyle nidaları yankılandı.
"Seni özledim"diye yanıtladı beni çok sık görmediğim kız kardeşim.
"Akşama görüşürüz fıstık" tabii sağ salim gelebilirsem.
"Görüşü..." cevabı duymadan telefonu kapatmıştım.
Sebebini hiç anlamasamda ailemle konuşmak benim için bir gerginlik sebebiydi.
4 sene önce uzaklarda yaşama isteğimden bu yana annem ve kiz kardeşimle aramıza olmayan mesafeler , görünmeyen duvarlar koymuştum. Bir gün çekip gideceğim derdim hep. Nitekim öyle de olmuştu gerçi dönüşümün bu kadar kısa sürede olması tam bir hayal kırıklığıydı.
Ergenliğimin son demlerini şehirden uzak sessiz(!) bir kampüsün içinde geçirdiğimi düşününce genç yetiskinliğimin başlarında İzmir'e geri dönüyor olmak benim için panik atak sebebiydi
Neden mi dönüyordum ? Mezun olmuştum !
Artık üniversitesini bitirmiş ne yapacağını bilmeyen bir insandım. Erişimini tamamlamış vücuduma alışmaya , geçip giden üniversite arkadaşlarımı aslında aramayacağım gerçeğini kabullenmeye , nasıl yetişkin olunur ? Sorusuna yanıt aramaya çalışacaktım.
Evimiz vapur iskelesine pek uzak sayılmazdı...
Sağdan dümdüz ilerle !
Bahçedeki çiçeklerim solmuş otlar boyuma kadar geliyordu. Şaşırmadım Tabi ben yokken kimse ilgilenmemisti. Merdivenlerden güç bela çıkardığım valizimi kapının kenarına dayadım.
İlk seferde anahtarı bulmanın verdiği özgüvenle parkede çıkan seslere aldırmadan ilerledim.
Koltuğun köşesinden bana doğru zıplayan kız kardeşimi görmemle kollarımı açtım.
Bir kaç dakikalık yolculuk sohbetinden sonra
"Seni arkadaşlarımla tanıştırmak istiyorum bu akşam bizimle gelmelisin."
"Gerçekten yorgunum sadece uyumayı yeğlerim"
"Senelerdir beraber hiç birşey yapmadık benimle takılmak istemediğini kısa yoldan söyleseydin üzerine gelmezdim"
Ayakları poposuna vura vura merdivenleri tırmanırken arkasından bağırdım.
"Tamam geleceğim."
Sevinç çığlığı kulaklarıma dolarken gülümsedim. Tam eşyalarımı yerleştirmiş kendimi koltuğa bırakacakken kardeşimin sesi kulaklarımı doldurdu
"kalk artık hazırlanıp çıkacağız "odamın kapısında dikilirken elinde tuttuğu iki elbiseden birini yüzüme doğru fırlattı. Beyaz mini bir elbiseydi bu.
" 15 dakikaya hazırlanıp çıkacağız "
Çat! Odamın kapısını kırarcasına kapatıp çıktı.
#
Elbisemi giymiş makyajımı tamamlamış kendimi caddenin soğuk rüzgarına kaptırmıştım.
Mekana vardığımızda memleket hasreti çektiğimi yeni yeni farkediyordum. Gitmek bir onur meselesi haline gelmişken dönmüş olmak canımı sıkıyordu.
Herşeye rağmen dedim kendi kendime evde olmak çok güzel.
Bize el sallayan kalabalık masayı görünce adımlarımı hızlandırdım.
Dikkatimi ilk çeken mavi saçlı teni güneşte kavrulmuş burnundan yanaklarına yayılan çilleriyle bana gülümseyerek bakan kız olmuştu.
"Merhaba ben Gece . Sonunda seni gördüğüme sevindim"
Mavili çilli kız yanındaki sandalyeyi kaydırarak oturmamı işaret ediyordu.
"Bende çok memnun oldum ee siz beni tanıyorsunuz ama ben isimlerinizi bilmiyorum"
Kardeşim sırayla herkesi tanıştırırken isimlerinin Arda ve Burak Olduğunu öğrendiğim iki kişi gülümseyerek ellerimi sıktılar.
Masanın en uzağında oturan kendini bana tanıtmayan çocuğa meraklı gözlerle baktığımda omuz silkip önünde duran birasından bir yudum aldı.
Bana upuzun gelen saniyelerin ardından tok ve derin sesiyle konuşmaya başladı.
"Benim adım Dağhan"
Gülümseyerek bir baş selamı verdikten sonra gözlerimi masada ki menüye çevirdim.

İDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin