8

5.3K 425 250
                                    

Hergün birbirinden farksızdı. Arkadaşarı Peter'ı ziyarete geliyor, Tony onun yanından ayrılmıyordu. Peter'ın tedavisi sürüyor, durumu iyiye gidiyordu.İyiye giden tek şey sağlığı değildi üstelik. Bir ay önce Peter'a, Tony'nin onu seveceğini söyleseler babasının New York'ta ki kulesine çıkar ve tereddütsüz atlardı. Ama şimdi.. Tony üzerine titriyordu. Onu seviyordu. Ve en güzeli de, Peter'ın başta şüphelendiği şey asılsızdı. Tony numara yapmıyordu, Tony zorunda olduğu için yapmıyordu, Tony suçluluk duygusu için yapmıyordu tüm bunları. Tony oğlunu seviyordu. Peter gün geçtikçe babası tarafından  aralarına örülmüş duvarların kaldırılmasının tadını daha çok çıkartıyor, boş geçirilen yılları umursamayıp geçmişi geride  bırakarak şu ana odaklanıyordu. Gelecek umrunda bile değildi, hastalığı umrunda değildi.

Ama Tony onun aksine acı çekiyordu. Onu sevmediği her bir an için tekrar kendisini suçluyor, tekrar tekrar kendisini öldürüyordu. Onu kaybetme duygusuyla yanıp tutuşuyordu. Yüreğinde açılan koca boşluğu oğluyla dolduruyor, ve yine onunla kanatıyordu. Onu da kaybetme ihtimali aklına geldikçe nefes alamıyor, boğazı düğümleniyor, yaşamayı bırakıyordu.

"Dalmışsın." dedi Steve gülümseyerek adamın dikkatini kendine çekerken.

"Ah, fark etmedim." Tony bakışlarını Peter'dan çekip Steve'e yöneltti. Şu hastanede geçirdiği her bir lanet günde kendisine adam akıllı destek olan bir o vardı. İlk günün aksine şimdi Tony'e olan bakışları farklıydı. Daha şefkatle bakıyordu ona. Ön yargılarından kurtulmuştu çünkü. Tony Stark'ın bir kalbi vardı.

"Sorun nedir?"

Tony derin bir nefes alıp bakışlarını tekrar Peter'a çevirdi. "Bugün bana mezun olduğunda ona da bir yapay zeka yapacağım hakkında benden söz istedi." Günler içinde zayıflayıp, rengi solan çocuğa bakmaya daha fazla dayanamadı. Bakışları yeri buldu. "Daha sonra bu konu hakkında plan yapmaya başladı. Yapmamda bana yardım edecek ve onun adı Karen olacak." sesinin titrediğinin farkında bile değildi. "Bu yaz beraber New York'a gideceğiz ve.. Babasını ziyaret edeceğiz, birlirlikte." Tony yutkunup boğazında oluşan düğümü gidermeye çalıştı. Acımasızca dolan gözlerini tekrar sessizce onu dinleyen adama çevirdi. "Değil mi?" Sessizliğini koruyan adam gözyaşlarının akmasına sebep oldu. "Söz ver bana."

"Tony.. Durumu iyiye gidiyor ama ilerisi için sana söz veremeyeceğimi biliyorsun."

Tony yanaklarını temizleyip ayaklandı, Peter'ın uyanması gerekiyordu. "Tanıdığım en berbat doktorsun."

"Teşekkür ederim." dedi Steve gülümserken. Daha sonra son günlerde yapmaktan kendini alamadığı şeyi yaptı, onu izledi.

Tony yaklaşıp Peter'ın burnunu gıdıkladı. Hergün daha farklı şekilde uyandırıyordu onu, eğlenceliydi.

"Babaa.." Peter'ın kesinlikle uyanmaya niyeti yoktu.

"Mızmızlanma. Öğretmenin gelecek."

Bayan Adler her hafta sonu yanında geldiği üç öğrenciyle birlikte Peter'a kaçırdığı şeyleri öğretmeye çalışıyordu. Neyse ki Peter zeki çocuktu, kolay kavrıyordu.

Gerçekten, her şey düzeliyordu. Peter, Wade ile arkadaş bile olmuştu. Wade artık ona karşı saygısızlık etmiyordu. Belki de bunun sebebi Bayan Adler'in ölümcül tehditleriydi, bilemeyiz. Bazen Bay Rogers'ın uzun ısrarları sonucu odasından çıkıyor ve diğerleriyle tanışıyordu. Hatta artık bunu yapmak hoşuna bile gitmişti. Tony zorunda kaldığı nadir durumlarda hastaneden gidince Peter bu sefer sıkılıp yalnız hissetmiyor, arkadaşlarıyla hastaneyi alt üst ediyordu. Mesela.. Wanda'nın kahvesine tuz döküp onu delirtiyorlar, yangın alarmının ötmesine sebep oluyorlar, hasta taklidi yapıp Bay Rogers'ın bir oraya bir buraya koşmasına neden oluyorlardı..

i'll be good | peterparker + tonystarkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin