Siyah. Her yer siyah. Ve klişe olsun diye, yağmur.. Şemsiyeler. Kasvet. Nefret edebileceğiniz her şey.
Peter'ın sesi koridorlarda yankılanmayı bıraktı. Evde de öyle. Okulda.
Kocaman bir boşluk. O varken, ne kadar büyük bir yer kapladığının kimse farkında değildi. Ve şimdi.. Kocaman bir boşluk var işte. Ve en kötüsü de onu geri getiremeyecek olmalarıydı. Zamanı geriye alamazlardı da. Gitti.İnsanlar yavaş yavaş evlerine dönerken Tony kendi evinin artık tamamen burada olduğunu fark etti. Sahip olduğu her şey buradaydı. Kaybettiği her şey. Bakışlarını önündeki iki mezardan çekmedi, belki de sonsuza dek burada kalmalıydı. Belkide onların yanında olmalıydı.. Ama hayır, o çocuğa bir söz verdi. İyi olacak.
Yanına gelip elini kavrayan çocuğa çevirdi bakışlarını bu sefer.
Yanılıyordu.
Yalnız kalmamıştı. Aksine, artık kocaman bir ailesi vardı ama kimin umrunda? Peter yoktu.
Çocuk ona şemsiye uzattığında ise gülümseyip şemsiyeyi aldı.
"Islanmanızı istemezdi."
"İstemezdi.." diye mırıldandı Tony'de. Wade'i seviyordu. Michelle'i, Ned'i, Loki'yi, Pietro'yu, Bucky'i, Gwen'i.. Adını bilmediği diğer herkesi. Peter'ın yanında olan herkesi.
"Sizi anlayabiliyorum.."
"Ben de seni." Tony tekrar çocuğa döndü, gülümsemeyi ihmal etmedi. "Daha önce de yaşamıştım.."
"Peki ne yaptınız?"
"Devam ettim. Sanırım, farklı bir adam olarak. Peter bunu istemezdi, devam etmeni isterdi ama farklı olarak değil. Wade olarak. Tekrar insanların burunlarına tekme atabilmeni isterdi mesela.."
"Sizin de devam etmenizi isterdi."
"Biliyorum," Tony iç çekip tekrar önüne döndü. "Garip çocuktu, en başından beri.."
"Gitmem gerek, şemsiyem siz de kalabilir.."
Tony derin bir nefes alıp şemsiyeyi Wade'e geri uzattı. "Senin daha fazla ihtiyacın var."
"Sizin de gitmeniz gerek."
Cevap vermedi. Ardından yanından uzaklaşan çocuğu izledi..
Ve tekrar üzerini kapatan bir şemsiye daha..
"Hadi," genç kadın arkadaşının elini sıkıca kavradı. "Burada kalamazsın."
Tony itiraz etmedi. Sahip olduğu her şeyi geride bırakarak Tasha'nın onu sürüklemesine izin verdi. Geri döner miydi peki? Bunu kaldırabilir miydi? Dönmeyecekti.
Yutkunup tekrar geride bıraktıklarına baktı.
Belki de son kez.×××
Tony Stark bugünlerde iyi bir adam. Oğluna söz verdiği gibi.
Şirketin yükünü tamamen Pepper'a attıktan sonra kendini başka şeylere verdi.. Gününün çocuğunu Steve ile beraber o hastanede geçiriyordu. Oradaki ve tüm dünyadaki çocuklara fayda sağlayabilmek için.. Bilirsiniz işte, yeni buluşlar falan.. Yardım geceleri, kampanyalar.. Gelirinin büyük çoğunluğunu da bu ve bunun gibi hastanelere harcıyordu. Sadece, başka Peter'ları da kaybetmemek için.
Dummy ve Butterfingers'ı üniversiteye bağışmalayı düşündü.. Ona Peter'ı hatırlatan her şeyi hayatından atmak istemişti aslında. Ama, yapmadı. Hatırlaması kolay ama unutması zor, bu haksızlık, değil mi?
Natasha ödül aldığında oradaydı. Wade, Michelle ve diğer çocuklar mezun olduklarında da. Karen'ın yapımını bitirdi. Onu hastanede kullanıyor, evde Jarvis gibi paslanmasından iyidir. Jarvis'e paslı dediğini Peter duysa kızardı ona, Jarvis önemliydi.
Geceleri uyuyamıyor ama önemli değil, Steve ona haddini bildiriyor. Kulağından tutup onu yatağa yatırdıktan sonra o uyuyana dek uyumuyorda üstelik, rahatsız herif. Bazı geceler Peter'ı düşünüyor.. Ve onu. Ve kaybettiği diğer herkesi. Kaabuslarla uyanıyor, ve tekrar uyuyamıyor. O zaman Steve izin veriyor işte, o da gidip atolyesinde oynuyor. Geçmişi onun yakasını bırakmıyor, o her ne kadar iyi bir adam olsa da. İçinde bir yerlerde hep kanayan bir parçası var. Uyandığında yanında birinin olması iyi bir şey..
Bugünlerde hastaneye veda edecek olan Teddy için hazırlanıyorlar. İğleşti, iki yıl üç ay sonra. Zincirini hastanenin duvarlarına, Peter'ınkinin yanına astı. İğleşti ve evine dönüyor. Olması gerektiği gibi.
Teddy, Lionel, Maya ve daha bir çoğu.. Tony hepsini hastaneden gönderirken gerçekten anlamda gülümsemeyi ihmal etmiyordu. Gerçek anlamda mutlu oluyordu. Zorunda olduğu için değil.
Kayıplar verdi ama önemli değil, iyi bir adam olacak. Dünyayı olması gerektiği gibi sevecek. Olamadığı onca zaman için iyi olacak. Söz verdi.
Ve şimdi.. O gittikten aylar sonra, yine o mektubu okuyor. Onu kaybettiğinin ertesi günü olduğu gibi. Yıllar geçecek ve Tony bunu yapmaktan vazgeçmeyecek.
Sanırım bana kızgınsındır, veya kendine.. Yalnız hissediyorsun. Ama bir şey değişmedi, sen o geceden beri her zaman yalnızdın, biliyorum. Seni bıraktığım için kızma bana.. Ben de böyle olmasını istemezdim. Ama.. bana söz verdin, iyi olacaksın. Olamadığın onca zaman için iyi olmaya söz verdin. Dummy ve Butterfingers'ın sana iyi bakacağına eminim, ha bir de Jarvis tabii.. Tasha teyze ve Clint de var. Ve belkide, Steve.. Ned sizin evleneceğinizi söyledi.
Bunu okurken kendini atolyene kapattın, değil mi? Kimsenin seni görmesini istemiyorsun, sen de kimseyi görmek istemiyorsundur.. Yanında Dummy var, Butterfingers'a ayak işlerini yaptırıyorsun.Tony başını kaldırıp yerdeki cam kırıklarını temizleyen Butterfingers'a baktı, sonra yanından ayrılmayan Dummy'e.. Evet, Peter doğru tahmin etmişti, her okuduğunda doğru tahmin ediyordu.
Tasha ve Clint orada mı? Muhtemelen onları kovdun. Belki Steve vardır.. Orada olmak isterdim.
Kağıdı tekrar tekrar okuyup kızma kendine. Sen iyi bir adamsın. Evet, her zaman kötü bir yalancı oldum. Tıpkı senin gibi. Ama bu gerçeği değiştirmez.. En azından iyi olmanı umuyorum, öyle söylemiştin. Kötü bir baba olduğunu söyleyemem.. Hiç bir zaman bana babalık yapmadın. Bu seni ne kadar çok sevdiğim gerçeğini de değiştirmez. Ama.. Son birkaç aydır, babam olmaya karar vermişsin gibi duruyor. Gerçektende öyle oldun. Ve babam olduğun o süre içerisinde, sanırım dünyanın en iyi babasına sahip olduğumu söylebilirim. Eğlenceliydi, her şeye rağmen.
Not; Jarvis, her sabah babama onu çok sevdiğimi söylemeyi unutma.
Tony yanındaki şişeden bir yudum daha aldıktan sonra onu bir köşeye fırlattı. Kağıda tekrar baktı, ve tekrar.. Başını kaldırıp onu izleyerek değişik sesler çıkartan Dummy'e baktı. "O gitti Dunco.."
Dummy efendisine yaklaştı. "Brrr."
Tony gülümseyip başını Dummy'e yasladı. "Gittiler.." Ağırlaşan göz kapaklarına yenik düştü. Butterfingers'ın, az önce fırlattığı şişeyi yerden alışını izlerken uykuya daldı.
Arından hissetiği şey ise onu kucaklayıp odasına taşıyan bir çift kol oldu.
"Sen iyiki varsın.." dedi kendini uykunun verdiği sersemlikle. Başını Steve'in omzuna yaslayıp onu odasına çıkarmasını bekledi.
×××
Bir tanesinin sonuna daha geldiğimize göre.. Ben uyumaya devam edebilirim dkdmdkd
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i'll be good | peterparker + tonystark
Fanfiction"Kanserin en kötü yanı sana yaptıkları değil, sevdiğin insanlara yaşattıkları." demişti Wade Wilson bir keresinde.