12

3.8K 382 43
                                    

"Onu özlüyor musun?"

Tony iç çekip Peter'ın yanına diz çöktü. Ne kadar olmuştu buraya gelmeyeli?.. "Tahmin edemeyeceğin kadar çok. Bazen.. farkına varmadan bile olduğu oluyor." dedi gülümsemeye çalışarak. İlk defa Peter ile birlikte ondan bahsediyorlardı, birlikte.

Belkide.. O gittiğinden beri ilk kez beraber gelmişlerdi buraya. Olması gereken de bu değil miydi, o bunu istememiş miydi?

Peter omuz silki. "Ben de özlüyorum."

Tony gözlerini mezar taşından ayırmadı. "Gidelim mi?"

"Yeni geldik ama.."

Tony ayaklandı. Hayır hayır.. Kesinlikle daha fazla katlanabileceğini sanmıyordu. "Peter ben.." iç çekti. "Buna katlanamıyorum.. Üzgünüm. Seni çıkışta bekliyorum." Bu yüzden gitmemiş miydi bu lanet olası şehirden.. Bunun için uğramıyordu zaten buraya. Sadece katlanamadığı için. O mezar onu koruyamadığını yüzüne tokat gibi çarptığı için buradan kaçmıyor muydu zaten?

Nefesi tekrar daralırken arabasına ulaşabilmişti. Nefes almaya çalıştı.
Nefes al.
Düşünmemeye çalıştı.
Düşünme, senin suçun değil.
Peki ya.. Peter'ı da kaybederse? Onu da koruyamazsa..
Ona bir şey olmayacak diye mırıldandı kendi kendine. Olmayacak.

"Onu aldırma, seni özlüyor.." dedi Peter gülerek. Son kez, belkide.. son kez, babasının mezarına bıraktığı çiçeklere baktı.  "Görüşürüz, baba.." iç çekti. "Umarım."

×××

"Neden geldiniz?" dedi genç kadın ses tonuna dikkat ederek. Peter salondaydı, duymamalıydı. Yine Tony ve yine bir hesap verme sahnesi.. Yabancı değiliz, Tasha bunu her zaman yapar.

"Bir kaç hafta için taburcu edildi.. Buraya gelmek istiyordu."

"Ama--"

Tony iç çekti. "Doktoru bir sakınca olmadığını söyledi, merak etme."

"Sana güvenmeli miyim?" dedi Natasha tek kaşını kaldırırken. Tony ne zaman ona doğruları söylemişti ki?

"Bak.. O benim oğlum--"

"Bunun farkına varmana sevindim."

Tony göz devirip tekrar uğraştığı şeye döndü. Bu kadınla konuşmak başlı başına bir hataydı zaten, neden kurtuşamıyordu bundan!

Natasha bir süre onu inceledi. Aslında.. Natasha'nın böyle dikkatlice onu izlemesi Tony'i rahatsız etmişti ama, ağzını açmayacak ve bu kadınla konuşmayacaktı.

"Sorun ne?" dedi Natasha iç çekerek Tony'nin yanına oturmadan önce. Bir sorun vardı, kesinlikle vardı.

Sorun ne? Sorun.. Sahi, sorun? Ah.. Evet. Steve 'buna hazır olması' gerektiğini söylemişti. 'Bu' kelimesi sorundu. Hazır olması gereken şey sorundu. Sorun kendisiydi, sorun şu an nefes alabiliyor olmasıydı, sorun onu koruyamamış olmasıydı, sorun-- değer verdiği insanların elinden alınmasıydı! Acımasızca.
"O ölüyor.." dedi sesinin titremesine engel olamazken. Gözleri dolmuştur belki de.. Zayıftı, hep zayıftı, sadece rol yapabiliyordu, rol yapmakta olan yeteneği zayıflığını örtüyordu o kadar.

"Hayır.."

"Evet," gözleri dolan kadına döndü. "Peter için aynı şeyi söylediğimde de tepkin bu olmuştu."

"Hayır." dedi kadın tekrar. Kabullenmesi gereken o kadar çok şey vardı ki.. hepsi de iğrenç gerçeklerden ibaretti. Hayır, onu koruyan tek savunmasıydı.

"Onu da kaybediyorum.." Tony bu sefer kendine engel olmadı. Veya Tasha'yı sinsi bir şeytan yerine de koymadı. Sadece.. İhtiyacı olan şey buydu işte. Birazcık, sevgi. Peter'ın ona verdiği ama sonra o gece kaybettiği şey, şu an kaybetmek üzere olduğu şey. Sevgi. Gözyaşları vücuduna dolanan ince kollarla şiddetlendi. Gerçeği kabullenmek kadar direnmekte yoruyordu onu. Ama her şeye rağmen, onu da kaybedecekti. "Üzgünüm.. Peter'ın istediği gibi olamadım, ben.. Sen haklıydın."

"Böyle söyleme, o iyi olacak--"

"O ölüyor, Natasha. Gözlerimin önünde. Yabancı değilim." Yabancı değildi.

×××

Muazzamtony 😒😒😒😒😒

i'll be good | peterparker + tonystarkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin