Çocuklar kucağımızda cepheye geri dönüyoruz.Etraf zifiri karanlık, dolunayın pare pare dökülüşü daha net hissediliyor şimdi.
Dolunayın ışığı yerdeki ölü bedenleri aydınlatıyor.Askerlerin birçoğu ölmüş.Düşman bizim yokluğumuzu fırsat bilip buraya gelmiş ve koca orduya ölüm yağdırmış.Onların bedenlerini gözüm dolmuş bir şekilde izlerken aklıma o geliyor.
Gümüşservi! Lütfen ona bir zarar gelmemiş olsun, lütfen!
İçimde kalan umut kırıntılarıyla sıhhiye çadırına doğru koşuyorum.İçerisi darmadağın, hemşirelerin hepsi yerde.Ölü bedenlerin arasında Gümüşservi'yi arıyorum.O kadar kötü bir his ki bu.Ölüme alışmış gözlerim şimdi onun ölü bedenini arıyor kirli,kan kokan çadırda.
Yok, yok, yok.Çadırda değil Gümüşservi.Sevinsem mi üzülsem mi bilemiyorum.Ölüsü de olsa onu son bir kez görmek istiyorum.Birden bir ses duyuyorum ağlama sesi.Hemen sesin geldiği yöne doğru gidiyorum.Çadırın arka tarafında yere oturmuş kafasını bacaklarının arasına almış biri var.Hüngür hüngür ağlıyan biri.
Bu o, bu Gümüşservi!--Gümüşservi?
Sesimi duymasıyla birlikte kafasını kaldırması bir oluyor.Tabii ağlaması da...
Ona doğru yaklaşıyorum.Benden ufak olan bedenini kollarımın arasına alıyorum ve ağlamasına izin veriyorum.Hüngür hüngür ağlıyor.Acısının hiçbir zaman dinmeyeceğini ve savaşın hiç bitmeyeceğini biliyor.Ondan böyle güçlü, böyle içten ağlıyor.O ağlarken, ben başlıyorum konuşmaya.
--Önce annem bıraktı ellerimi sonra babam.Sen ise Gümüşservi, daha ellerimi bile tutmamışken beni bırakacaksın diye öyle korktum ki.Kasımpatılar bir daha umudu simgelemeyecekler sandım.Savaş ailemi benden ayırdığı gibi seni de benden ayıracak sandım.Ama yanılmışım.İnan bu hayatta yaşadığım en güzel yanılgı bu.Senin öldüğünü nasıl düşünebildim?
--Yüzbaşım çok kötülerdi.Bir sürü asker geldi cepheye,ellerinde silahlar.
İlk defa bu kadar yakın oldum onlarla.Önce askerleri öldürdüler.Sonra bize yöneldiler ve ben onların karşısında korkusuzca dikilmek yerine bir korkak gibi kaçtım.Kaçıp saklandım.Tek tek mermi seslerini duydum.İlk başta atılan çığlıkların sesi çok yüksekti.Ama her mermi sesi bir çığlığı kesti, bir insanı susturdu.Sonra herkes sustu.
Herkes sustu susmasına da bir ben susamadım yüzbaşım.Bir kalbim susmadı.Bu gözümde gördüğünüz yaşlar kalbime birikti.Deniz oldu orada.Ve bende ne sandım biliyor musunuz? O deniz hiçbir zaman dolunayı göremeyecek sandım.O deniz hiçbir zaman "gümüşservi"yi yaşayamayacak sandım.
Ama yanılmışım yüzbaşım.Sizinle birlikte dolunay doğdu gönlüme.İçimdeki denizin suları hafif hafif ışıldadı.
Siz, yüzbaşım kalbimdeki susmayan denizin dolunayı oldunuz.Tam şimdi yağmur yağsın istiyorum.Gümüşservi'min gözyaşları yağmura karışsın sonra damla damla benim gözümden aksın.Aksın ama kimsenin haberi olmasın.
Yağmura karışsın gözyaşlarımız,kurtaramadığımız bedenler...
Yağmur temizlesin kan içinde kalan bedenleri, vatanlarını kurtarmak için savaşan tertemiz yüzleri.--Neden sustunuz yüzbaşım?
--Ben sussam kalbim sussmaz Gümüşservi.Nasıl konuşuyor hiç durmadan duymuyor musun? Zira ben senin kalbine dolunay olarak doğabildiysem sen de benim kalbimde kasımda açan kasımpatı gibi filizlendin.Yani yüreğimdesin Gümüşservi.İyi dinle yüreğimin sesini.
--Yüzbaşım siz, siz neler diyorsunuz? Ben sizin yüreğinizdeyim öyle mi?
--Neden her şeye şaşırıyorsun Gümüşservi? Ben sevemez miyim?
--Siz severseniz çok güzel seversiniz yüzbaşım, gözlerinizden belli.
Gözleriniz ki ilk gördüğüm andan beri içimi ısıtan,
Sesiniz ki her duyduğumda yüreğimde fırtınalar koparan,
Gülümseyişiniz ki bayram görmemiş ömrüme bayramlar getiren,
Siz ki yüzbaşım bana sevmeyi öğreten...Yağmuru beklemiyorum ilk defa, onun gözleri önünde ağlıyorum.Birbirimizin kalbine akıtıyoruz gözyaşlarımızı.Sözleri kalbime işliyor.Hafızamdan hiç silinmesin diye tekrarlayıp duruyorum dediklerini.
Onun gibi şiirler söylemek isterdim şimdi ama yapamıyorum.Kalbimin kapısı onunla birlikte nasıl kilitlendiyse dilim de öyle kilitleniyor.Ses çıkaramıyorum.Sadece gözlerinin içine bakıyorum.Yeşillerine...
Gözlerinin yeşilinden güç alıp başlıyorum onlarca askerin sesi arasından sesimi çıkarmaya.-- Gecemi aydınlatan dolunayım,
Sesim,soluğum,
Bana savaşmak ne demek öğreten kadın
Beni kalbinden ayırma
Eğer ayırırsan beni kalbinden,güçsüz düşerim
Tutanacak dalım kalmaz
Bir daha iyileşmemek üzere yaralanır kalbim.--Siz bana bunları söylediniz ya yüzbaşım, ben artık asla bırakmam bana uzattığınız kalbi.
--Ben de asla bırakmam Gümüşservi'mi.
***
Bir süre daha devam edeceğim.Desteklerinizi esirgemeyin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜMÜŞSERVİ
Historical FictionTarihi kurgu- #60 ( 13.03.2018 ) Tarihi kurgu- #82 ( 09.02.2018 ) ~ Sevmek savaşların en büyüğüdür.Hem sevgisiyle hem düşmanıyla savaşan bir yüzbaşının hikâyesi bu. ~ { 22.01.2018 }...