#2

12.1K 850 952
                                    

|FURKAN|

Kapıyı açtığımda gülümseyerek içeri giren herifle göz devirdim. Yüzsüzdü. Hatta yüzsüzün önde gideniydi.

"Kocacığım, ben geldim." Kollarını boynuma sarıp, burnunu boynuma sürttü. Derin bir nefes alıp ellerimi beline sardım.

"Hala kızgın mısın bana?" Kafamı iki yana sallayarak gülümsedim. Ona kızgın kalamıyordum ki. Ona hiçbir zaman kızamazdım. Kollarını belime dolayıp salona doğru ilerledik. İçerde ikimizin resmi olan pastayı görünce ellerini çenesinin altında birleştirip fangirl edasıyla bana baktı.

"Furkan, sen harika bir insansın biliyor musun kardeşim?"

"Tabi ki biliyorum. Benden başka hangi salak katlanır sana?" Dudaklarını büzüp, kollarını önünde bağladı.

"Doğum günü çocuğu çok üzüldü."

"Şu pastayı yiyelim, alacağım senin gönlünü."

"Rakı aldın mı?"

Onaylarcasına kafamı salladığımda gülerek masaya oturdu. Bende yanına oturup rakıyı çıkardım. Gülümseyerek rakıyı açıp bardağa doldurmaya başladı.

"Sek mi içeceksin?"

"Bugünlük unutmaya ihtiyacım var."

"Neyi?"

Bardağı kafasına dikip kahkaha attı.

"Unuttum anasını satayım." Gülmeye devam ederken onu izliyordum. O bardakları ardı ardına kafasına dikerken, ben ilk bardağımı yarılamıştım.

"Pastanın mumu yok!" Ayağa kalkıp bağırdığında etrafta pasta mumu aramaya başladı. Sendeleyerek gezerken çekmeceden bir mum alıp yanıma geldi.

"Işığı kapatta gel. Mum üfleyeceğim." Dediğini yapıp ışığı kapatıp yanına oturdum. Mumdan çıkan ışık ikimizin de yüzünü aydınlatıyordu.

"Karanlıkta da kaçabilir miyim bu hislerden Furkan? Yakalar mı beni?" Pastaya bakarak mırıldandığı şeylere sustum.

"Hadi üfle mumları."

"Sen de gel. Beraber üfleyelim."

Yanına iyice yaklaşıp dudaklarımı şişirdim. Enes'e baktığımda mumu üflemeyi unutmuş gibiydi. Gözleri şişirdiğim dudaklarımdaydı. Hala aynı şekilde olduklarını hatırladığımda dudaklarımı eski haline geri getirdim. Yutkunduğunda elimde olmadan dudaklarımı yaladım. Gözlerinde olan gözlerimi dudaklarına indirdim.

Dudaklarımın üstünde hissettiğim baskıyla gözlerimi şokla açtım. Kalbim hızla çarparken bunun nedeninin ne olduğunu bilmiyordum. Diliyle dudaklarımı yalamaya başladığında kendimi karşılık verirken buldum.

Ağzımı aralayıp dilini ağzımın içine itmesine izin verdim. Dili ağzımın içinde hareket ederken elleri ensemde yer edinmişti. Benim havada kalan ellerim onun yumuşak yüzüyle buluştu. Ellerimle yüzünü okşamaya devam ederken, ensemdeki ellerini hareket ettirerek beni üstüne çekti. Üstüne çıktığımda başta yavaş olan öpüş hızı daha da şiddetlenmişti. Kendimi durduramıyordum.

Üstümdeki tişörtümü bir çırpıda çıkardıktan sonra beni altına aldı. Göğüs ucuma diliyle daire çizmeye başladı. Alt tarafım zonkluyordu. Bu yanlıştı. Ama hiçbir yanlış bu kadar güzel hissettirmemişti.

Göğüs ucumdan aşağı inerken kaslarımı öpmeye başladı. Daha da aşağı indiğinde eşofmanımı sıyırdı. Baksırımın tam üzerinde kabaran erkekliğimin üzerine daire çizip, adonis kasımın üzerini yalıyordu. Baksırımı da çıkardıktan sonra baygın bakışlarla, gülümseyerek bana baktı.

Ve kafası geriye düştü, ardından da bedeni. Sızmıştı!

Hızla üstümü giyip Enes'i yatağa yatırdım. Geri dönüp pastanın üstündeki mumları üfledim. Odama girdikten sonra hala zonklayan erkekliğime bakıp kısık bir küfür savurdum.

Acaba yarın ne olduğunu hatırlayacak mıydı?

YARIN OKULA GİTMEK İSTEMİYORUM AMA DEVAMSIZLIĞIM 20 GÜN OLDU AMK.

alexithymia. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin