#12

8.8K 842 333
                                    

ENES

Hani sevdiğiniz veya hoşlandığınız birine mesaj atarsınız, yanlışlıkla kanka olursunuz ya? Ben direk kanka olanlardandım. Furkan'ın homofobik olmadığını biliyordum, ama korkup kanka ayağı çekmiştim çocuğa.

Bir yandan ona da hak vermiyor değildim. Yıllardır kardeşim dediği adamdım. Ama olmuyor. O gözle bakamıyorum ona. Her kardeşim dediğinde ağlama isteğimi bastıramıyordum. Beni bilmeden defalarca yüz üstü bıraktı. Artık alışmıştım. Ama son ikisine dayanamıyordum.

Her şeyi dalgaya alabilirdim ama onunla ilgili her konuda çok ciddiydim.

Ondan ilk hoşlandığım zaman çok garipti. Kampüste saçma sapan bir espri yapmıştım. Arkadaş ortamındaydık. Tanışmıyorduk. Kimse gülmedi ama Furkan o an kahkahalar atarak gülmeye başladı. Kendimi onu izlerken bulmuştum. O güldükçe ben gülüyordum. Ve bir kere ben güldüğümde bakışlarımız kesişmişti. O an, öyle güzel hisler besledim ki.

Şimdi ise yabancı olmuştuk. Kırgındım ve kızgındım ona. Hayatıma başka kimseyi almadım. Birine bağlandıktan sonra başkasıyla olma düşüncesi iğrenç geliyordu. Furkan başkaydı, çok başka.

O evden gideli 2 gün oluyordu. Üstünü değiştirip evden çıkıyordu. Ve ben 2 gündür uyku uyuyamıyor, evden çıkmıyordum. Onu özlüyordum. Gizlice odasına girmek istiyordum ama her an çıkıp gelir heyecanıyla salonda oturuyordum.

Üstüme ince pikeyi örtüp salonda uzanmaya başladım. Bugün gelmezse evden ayrılacaktım. Çünkü kendini benden uzaklaştırdıkça içimdeki küçük çocuk camı pencereyi kırıyordu.

Kapının açılma sesini duyduğumda hızla gözlerimi kapatıp uyuyor numarası yapmaya başladım. Önce anahtarın bırakılma sesi geldi kulaklarıma, sonra ayaklarını bastığı parkenin sesi. Adımlar benim olduğum koltuğa yaklaştığında gözlerimi kırpıştırmamak ve gülmemek için kendimi zorlamaya başladım. Bir kere gülse, affedecektim.

Koltuğun önüne çöktüğünü hissettiğimde numara yapmaya devam ettim. Ellerini saçlarımda dolaştırmaya başladı. Gözümden bir damla yaş aktı.

"Uyurken bile ağlatıyorum seni." Yanağıma süzülen yaşı silip, yaşın aktığı yere küçük bir buse kondurdu. Daha çok ağlamak istiyordum, ona sarıla sarıla.

"Kırdım seni değil mi? Çok kırdım ama kırıldım da. Biliyorsun şimdiye kadar kızlardan başka kimseyle bir ilişkim olmadı. Hiçbir erkekten de hoşlanmadım. Ama sen bana ne zaman kocacığım desen, gülümseme isteğimi bastıramıyordum." Güldüğünü duyduğunu gözlerimi açmak istedim. Ama gözlerimi açarsam, utanırdı, konuşamazdı.

"Sonra her sarıldığında hızlanan kalbim, doğum gününde seni öperken hızlanan kalbim, sen güldüğünde göz göze geldiğimiz anlarda hızlanan kalbim, bunları hep göz ardı etmişim. Ama senin beni öptüğün, benim seni öptüğüm o ilk gün hiçbir kızda bulamadığım huzuru buldum. O an çok doğru hissetmiştim. "

Söyledikleriyle uyuşmaya başlayan düşüncelerim ve ağzımda atan kalbimle kahkahalar atıp, gülmek istiyordum. Onun bu yaptığı çocuklara pamuk şeker dağıtmışım gibi mutlu etmişti beni.

"Bunları sen uyanıkken söyleyemem. Utanırım. Ama bunları düşündüğüm için değil. Sen karşımda olacaksın ve bana gülümseyeceksin. Elim ayağım birbirine dolaşır. Kelimeleri toparlayamaz, konuşamazdım. Senden hoşlanıyorum Enes. Bunu en çok senden ayrı kaldıkça sızlayan kalbimle anladım. Senden çok hoşlanıyorum ben."

Uzanıp şakağıma bir öpücük koydu. Öperken saçlarımı koklamıştı. Koltuktan kalktığında üstümde hala bir gölge hissediyordum. Birden gözlerimi açtım. Arkasını dönmüştü. Eline uzanıp, tuttum ve kendime çektim. Yanıma düştüğünde gözleri şokla açılmıştı. Beline sarılıp, göğsüne kedi gibi kıvrıldığımda gülümsedim.

"Hoşgeldin, kocacığım." Ve onun kolları da omuzlarımdan tutup beni kavramıştı. Elleri ellerimi bulduğunda, avcuna da kalbimi bırakmıştım.

AMINAKOYCAM BU OROSĞULARIN HE

alexithymia. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin