ENES
Furkan eve geldiğinden beri onun kollarının altına sığınmıştım. Sağ kolunun altında uzanıyordum ve o da elleriyle saçımla oynuyordu. Yalnızlığımızın son gününün tadını çıkarıyorduk.
"Annene söyleyecek misin?"
"Söyleyeceğim ama bugün değil. Şu birkaç gün kalsın evde sindire sindire söyleyeceğim."
Annesinin bizi öğrenecek olması beni korkutmamıştı. Gülümseten bir detay olmuştu. İnsanlardan ve duygularımdan kaçmamayı öğrenmiştim. Furkan bunu bana öğretmişti.
Biz öylece kalırken birden kapı zili çaldı. Hızla yerimden kalkıp kanepenin arkasına saklandım.
"Yavrum n'oluyor?"
"Kapı çaldı annenler geldi."
"Daha gelmezler. Rahat ol."
Zaten donum kadar rahat bir insan olduğum için hemen gevşeyip peşine takıldım.
Furkan kapıyı yavaşça açtığında derin bir nefes aldım.
"Oğluşuuuum." Nah gelmediler.
"Anne hoşgeldiniz." Bir yandan annesine sarılıyor diğer yandan da konuşuyordu. "Erkencisiniz?"
"Sürpriz yapalım dedik. Oğlum hahahhaa."
"Gerçekten sürpriz oldu Pervin anneciğim."
Üstündeki montu çıkarıp sıcak bakışlarla bana gülümsedi. Yanına gidip elini öptüm. Annemin sarılmadığı kadar sarıldı bana. Öz evladıymışım gibi.
"Enes sana kız buldum." Dakika bir gol bir. Furkan'la aynı anda birbirimize şaşkınca bakınca yutkundum. Şıçmıştık.
"Anne sıra benden Enes'e mi geçti?"
"Eveeeeet."
"Pervin annem hiç gerek yok. Benim zaten bir sevgilim var." Gözlerimi tekrar Furkan'a çevirdiğimde içimi eritecek kadar güzel gülümsediğini gördüm. Başını yana eğmişti ve bana dünyanın en güzel şeyiymişim gibi bakıyordu. Annesi burada olmasaydı koşar üstüne atlar, kedi gibi sevdirirdim kendimi.
"Olsun oğlum ayrılırsınız." Gözlerimi kocaman açarak şokla baktım. Pervin Anne ise sanki dünyanın en normal şeyini söylüyormuş gibi rahattı.
"Anne Enes onu çok seviyor ama değil mi Enes."
Hızla başımı aşağı yukarı sallayarak konuştum. Elden gidiyordum anasını satayım.
"Tamam onu sevdiysen bu kızı da seversin. Gel bak kızı göstereyim sana. Bir içim su. Diş fakültesinde mi ne okuyormuş? 21 yaşında güzel, edepli bir kız."
Ama ben senin mühendislik okuyan, 21 yaşında, yakışıklı, edepsiz oğlunu seviyorum.
"Ayak üstü konuştuğumuz şeye bak anne. Yorulmadın mı sen? Hadi salona geçelim."
Sinirden kızarmıştı haşin yiğidim. N'olur biraz daha uzat Pervin anne. Çok hoşuma gidiyor. Zevkten kuduruyorum şu an.
"Enes oğluşum sen gel yanıma kızı göstereyim sana." Bu kızın adı yok muydu?
"Adından sana ne Enes? Çok mu merak ettin? Sevgilin duyarsa çok kızar sana."
Gülmemem lazım. Gülmemem lazım.
"Oğlum sen sus karışma yıldırım aşkı olur belki."
"Sonra o yıldırım çarpmasın diye söylüyorum anne."
Daha sonra yemeğe geçtik. O konu masada açılmamıştı. Çünkü Furkan sinirlenip gidip yatmakla tehdit etmişti.
Yemeği yedikten sonra Furkan annesine kendi odasını verdi. Beraber benim yatağımda uzanırken odada sessizlik hakimdi.
"Kıskandın mı beni kocacığım?" Gülümseyerek başımı ona çevirdiğimde dikkatle beni izlediğini gördüm.
"Evet. Çok kıskandım."
"Neden öyle bakıyorsun?"
"Senin o gün neden sinir krizi geçirdiğini daha iyi anlıyorum. Berbat bir his. Bir el boğazımı sıkıyordu sanki."
"Senden başka kimseyi sevmedim Furkan. Sevmeyeceğim de."
Bir eliyle yanağıma uzanıp bana yaklaştı. Göğsüm hızla inip kalkarken ne yapacağını çok iyi anlamıştım. Dudaklarının baskısını dudaklarımda hissettiğimde gülümsedim. Kısa bir öpücükten sonra geri çekilip burnumu okşadı. Ona bakıp gülümsediğimde onunda benim gibi gülümsediğini gördüm.
BU GİFE AŞIĞIIIIIIMMMMMMMMMM AHHHHHHHH
ÇILDIEIYOEYOE BENİİ
ŞİMDİ OKUDUĞUN
alexithymia.
Short Story"Işığı kapatta gel. Mum üfleyeceğim." Dediğini yapıp ışığı kapatıp yanına oturdum. Mumdan çıkan ışık ikimizin de yüzünü aydınlatıyordu. "Karanlıkta da kaçabilir miyim bu hislerden Furkan? Yakalar mı beni?"