"Ya geçen sen apar topar hastaneye gitmiştin gece? Kötü birşey yok değilmi?" Dedi Masal kendini benim değerli kırmızı armut koltuğuma atarken.
"Lan bak dikkat et o benim en sevdiğim koltuğum"
"Pardon Mervan Tepelioğlu'nun kıçı çok değerli, arkası rahat etsin diye özel koltuk falan yaptırıyor" dedi pis pis sırıtırken.
Benim de kızmış gibi görünmesi için çabaladığım suratım yerini gülümsemeye dönmüştü.
"Senin ev güzelmiş baya"
"Tabi kızım, ben yaşıyorum içinde"
"Iki övdü kız biryerlerin Allah katına çıkmasın" dedi Sıla kapıda ayakkabılarını giyerken.
"Ulan sen ne ara büyüdün de abine laf sokmaya başladın, cüce"
"Ya öyle demesene çocuğa!" Diye Masal bağırdı arkamda
Iki kızın arasında can çekişiyordum resmen. Allahım gör.
Kısa süre sonra Sıla gitmişti. Öykü ile alışverişe gidiyorlardı. Hafta sonu diye bende çıkmasına izim vermiştim.
"Kedileri sever misin?" Dedim kapıdan bana bakan Nimet'e bakarak.
"Evet, gördüm kedini de çok şirin" dedi kedime elleriyle gel işareti yaparken. Ama tabii Nimet onu takmadı ve kıçını devirip yattı.
"Beni sevmedi sanırım" dedi gülerek, bende ona katıldım.
Masal kahvesinden içmek için sehpaya uzandı, o sırada gözüme Nimet çarptı. Bize doğru koşuyordu. Salak galiba oyun oynayacaktı.
"Masal dur!" Diye bağırdım ve kollarımı acaleyle Masal'ın üzerine uzattım Nimet onun üzerine atlayıp kahvesini üzerine dökmesin diye. Ama tabii bu bir boka yaramadı ve Nimet bizim üzerimize atladı. Sıcak kahve de Masal'ın üzerine döküldü.
Masal direk ayağa kalkarken bende onunla birlikte kalktım.
O t-shirti eliyle çekerken bende kolumdan tutup onu lavaboya götürdüm. Bir yandan da gülüyorduk. Gerizekalı gibi.
"Dur dur dur dur bekle" dedim ve odama gidip restgele bir tişört alıp geri lavaboya gittim. Kapıyı aceleyle açmadan önce ne olur ne olmaz diye tıklatıp girdim. T-shirti ona atıp birkaç saniye suratına baktım ve "çıkayım mı?" Dedim
"Salak üzerimi senin yanına değiştiremeyeceğime göre?" Dedi oda
"Tamam be"
Çıkarken minik lavaboda panik ve heyecağan yüzünden ayağım viledaya takıldı, Masal da düşmeyeyim diye kolumdan tutmaya çalıştı. Ben dengemi kaybedip biraz arkamdaki duvara sırtım sert bir şekilde çarparak yaslanmak zorunda kaldım. Masal da kolumdan tuttuĝundan benimle birlikte duvara yaslanmak zorunda kaldı.
Şuan ölmezsem, birdaha ölmezdim.
Ben duvara yaslanmış üzerimdeki Masal'ın belini tutarken kolumdaki elinin buz gibi olduğunu hissedip irkildim. Ama asla hareket edemiyordum.
Nefesimiz birbirine karışıp havaya akıyordu.
"Şey, ben.." dedi fısıltıyla ve devamını ben getirdim dudaklarından gözlerimi zar zor alıp onun gözlerine bakarken;
"... sen"
Gereğinden fazla yakındık ve bu benim heyecağandan titrememe sebep oluyordu.
"... ben çekileyim" dedi oda zorlukla fısıldarken
O kolunu çekerken bende elimi belinden çektim yavaşça. Sağımızdaki kapıdan destek alıp ağırlığını üzerimden çekerken bana bakmıyordu. Kafası yerdeydi.
Bende birşey söyleyemeden zorlukla kendimi kapıdan dışarı attım. Kendimi derin nefesler almaya zorlarken bir yandan da mutfaktan temiz bir bez alıp yerdeki birkaç damla kahveyi sildim.
Demin ne olmuştu öyle?
Masal lavabodan çıktı ve yanına geldi.
"Yere biraz döküldü ama sorun olmaz değil mi?" Dedi gülümseyeme çalışarak
"Yok hayır, temizledim zaten"
Günün geri kalanında birazda olsa çekinerek sohbet etmeye devam ettik. Akşam üzerine doğru Masal'ı evine bıraktım. Sonra da AVM'den Sıla'yı alıp eve geçtik. Gece 12'ye doğru da uyuduk.
Bugün gerçekten unutamayacağım bir gündü.
Istesem de nasıl unutabilirdim ki?
*
Bölümü beğendiniz mi? Bence bayağı güzel oldu .d düşüncelerinizi yazmayı ve vote vermeyi unutmayın. Sizi seviyorum ❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mervan Tepelioglu | Rüya
ChickLit" Mervan Tepelioglu | abim? " hikayesinin devam kitabıdır. : - üşüyorum dedi ellerini birbirine sürtüp ısıtmaya çalışırken. Dayanamayıp elini ellerimin arasına aldım ve kendi cebime koydum. Gülümsedi. Gülümsedim..