Genç kadın yanına şemsiyesini alarak dışarı çıkmıştı. Bahçelerine baktı. Saksılardaki tüm güller solmuştu, yeniden yeşeremeyecek hale gelmişlerdi. Genç kadının umutları gibi.
Şemsiyesini açıp yavaşça yürümeye başladı yağmurun altında. Etrafındaki herkes yağmurda ıslanmamak için tıklım tıklım dolu olan minibüslere binmeye çalışıyor, etrafta saklanacak yer arıyordu.
Genç kadın ise solan güllerinin yerine yeni güller dikebilmek için açık bir çiçekçi arıyordu.
En sonunda aradığı yeri bulmuştu.
Dışarıda kalan çiçeklere baktı bir süre. Yağmur damlaları birikmişti minik yapraklarında. Onlara bakıp birkaç saniye huzuru tattı genç kadın.
Çiçeklerden gözlerini ayırıp çiçekçiye baktı. İyi bir fikir miydi tekrar o gülleri ekmek? O çiçekleri ekerse dönecek diye yeniden umutlanacaktı. Hâlbuki geri dönmeyecekti o, biliyordu.
Yağmur daha da hızlanıyordu her saniye. Son anda vazgeçti, genç kadın. O saksılara gül ekmeyecekti asla. Son bir kez çiçekçiye bakıp arkasını döndü.
Eve dönmeliydi...
...Eve gelene kadar sırılsıklam olmuştu, genç kadın. Ayakkabısına kaydı gözleri. O gün giydiği ayakkabılar... ve yine evlerininin önünde...
Anılar bir türlü gitmek bilmiyordu. Keşke giderken anıları da kendisi ile birlikte götürseydi, o.
Buruk bir gülümsemeyle evin bahçesine adımladı, genç kadın. Sürekli saksının altında duran yedek anahtarı alıp kapıyı açtı. Artık orada durmasına gerek yoktu.
O gelmeyecekti artık, biliyordu.
10.04.2018
Salı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Can Kırıkları
Kısa HikayeHikayemizin masallardaki gibi, mutlu sonla bitmesini isterdim bende, herkes gibi. Ama olmadı. Haketmedik. Belki de sevmeyi bilemedik. ~