Kendime yavaş yavaş geliyordum ,olanlar aklıma geldikçe başım hala ağrıyordu sanki hepsi bir kabus gibi ,hayatımın en zor olayiyla karşı karsiyaydim,
Yıllar önce olan şey çok ağırdı lakin bu kadar zor değildi,hiçbir yerden ipucu bulunmuyor hiçbir yerden ucu tutulmuyor,bu olayı çözmek canıma gerçekten mal olacak gibi çünkü gün geçtikçe rahatsizligim artıyor.Kendime geldim,kısa boylu adam biraz ilerde yatıyordu nabzını kontrol ettim çoktan ölmüştu .Ayağa kalktım birden ceketimin içine sakladığım ayakkabılar düştü.Çok tuhaf bu ayakkabılar nasıl bisey olduğunu çözmem gerekiyordu ama ayağıma bile uymuyordu,dışarı çıktım çok ıssız bir yerdi burası nereye getirmişlerdi bilmiyorum ama tapınağa benziyordu ...
Yürüyerek şehre gitmek saatlerimi alacaktı yolda bir araba bulup şehre doğru yol aldım ve direk emniyete gittim,Ali Bey beni görünce nerdesin sen diye bağırdı,olayları anlatınca hemen olay yerine polis ekiplerini yolladı...
Altıncı cinayette işlenmişti,olay gittikçe durdurulamaz bir hale geliyordu elimizde sadece birkaç işaret ve birde ayakkabı vardı,sahi bu ayakkabılar neden bu kadar dikkatimi çekmişti ,bişey olmalıydı diğer herşey farklıydı kurbanlarda ama öğrendiğim kadarıyla ayakkabılar aynıydı,eve gidip incelemem gerekiyordu,ama kendi evime değil yıllar önce bana bir yardım da bulunan çok sevdiğim bir arkadaşım vardı,o ağır olaydan sonra yollarımız ayrılmış ben işimi bırakmıştım ,lakin bu olay ilerledikçe daha çok can gidecek gibi o yüzden peşini bırakamam,karanlıktan bu olay bitene kadar çıkmam gerekiyordu yoksa vicdan azabim beni mezar olmadan öldürecekti ...
Vakit kaybetmeden arkadaşımın evine doğru ilerledim kapıyı çalar çalmaz Emma kapıyı acti,güleryuz ile beni içeri davet etti,içeri girip eskilerden konuşmaya başladık,Emma Amerikan kökenli bir kadındı,yıllar önce yaşadığı trajedik ve dram dolu olaylar yüzünden buraya yerleşmiş burası için çalışan vatanını seven bir polisti,ailesi yıllar önce bir katliama kurban gitmişti o yıllarda olaylar o kadar karışık bir haldeydi ki katilleri hala bulunamadi,her ne kadar gulerse gülsün yaralı bir gülüşü vardı Emma'nin ...
Olayları baştan sona anlattım,hastalığımi bildiği için pek üstüme gelmedi Ali Bey'i arayıp detayları öğrendi ,benden sakladıkları bişeyler olduğunu hissediyorum çünkü aradıktan sonra yüzüme acıyor gibi bakmaya başladı,
Bana acimamalisin,
Sana acimiyorum yanlış anladın beni,
Tavırların ve gözlerin sanki öyle söylemiyor gibi,
Bu olay çok büyük ,gün geçtikçe ölü sayısı artıyor ve artacak,bir taktikle kurbanlarını vahşice öldürüp hiçbir iz bırakmadan gidiyorlar ,bu nasıl birsey olduğunu bende anlayamadım,bu kadar kusursuz olamaz bu cinayetler,
Hiçbir cinayet kusursuz değildir...Evin penceresinden içeriye tuhaf denilecek bir ışık girmeye başladı biz konuşurken,siyah bir ışık bu imkansız gibi bişey siyah bir ışığın buraya girmesi ...
Emma korkmaya başladı,çünkü içeriye sanki ışıkla beraber korku ve endişe girmişti Emma aklını yitirmek üzereydi,içeriye doğru koşup başını soğuk suyun içine soktu,yanına gidip neler olduğunu sordum daha önce böyle birşey olmuş muydu,diye sordum,
Başını sallayarak evet işaretini verdi,ne zamana olduğunu soruna ailemin katliamından yaklaşık 34 gün önce günlüğümde yazıyor gidip okuyabilirsin,
34 mü dedim,evet ne oldu diye sordu bana,cebimden ayakkabıları çıkarıp masanın ustune bıraktım,ayakkabı numarası 34 yazıyordu,bu bir tesadüf olamaz,çünkü Emma'nin ailesi öldüğü günde 34 kişi öldürülmüştü...
Bu bir anlam ifade ediyor ,olaylar gittikçe karışık bir hal alıyor ,bu ayakkabılarda çok büyük sırlar yattığını hissediyordum,çünkü Ali Bey gördüğü vakit bu ayakkabılardan elimizde tam 5 tane var demişti,diğer öldürülen kişilerin ayaklarında da bu ayakkabılardan varmış...
Düğüm sanki bir köşede açılmaya başladı gibi bunların hepsinin bir sırrı olmali,tüm olay yerlerini incelememiz gerekiyor dedi Emma,belki ailemin katillerini de bulabiliriz...
Emma'nin gözünde ilk kez bir umut ışığı olduğunu gördüm yıllardır uğraştığı halde hiçbir düğüm cozemeyen Emma ailesinin katilini bulmuş kadar sevindi,ve bu bana da umut verdi,
İlk gece aynı anda olan 3 cinayetin olduğu yerlere gitmek için evden birlikte çıktık,siyah ışığın hikayesini bana baştan sona anlattı,önce annesinin sonra kardeşinin sonra da babasının üstüne geldiğini olayların nasıl olduğunu bir bir anlattı...
Olay yerine geldiğimiz zaman Emma içeriye giremedi ilk başta,gözlerinden ailesinin nasıl bir vahşice cinayete gittiğini görebiliyordum o anki acı sanki göz damarlarına kan doldurmuş gibi vahşetle bakıyordu ...
İçeri girdik ,yerde hiçbir yerde kan izi bir boğuşma izin veya hiçbir kanıt yoktu,sadece tuhaf bir koku vardı çözemedigim lakin bu kokuyu bir yerden hatırlıyor gibiydim...
Bu o koku,kanlı sofrada o adam konuşurken gelen koku,köşede bir kavanozun içinde duran külleri gördüm içinde kan vardı küller sanki kanla yoğrulmuş gibiydi,bu bu olay yeri inceleme ekiplerinin gözünden nasıl kaçmış olabilirdi,yoksa bu olaydan sonra mı buraya koyuldu ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Gölgesinde
Mystery / ThrillerYıllarca karanlığa itilmiş bir insan olan dedektif zor olaylara karsi pesetmemesiyle ünlüydü .Bu olaya kadar . Dedektifin dilinden ; Bu olay gerçekten hayatımın en zor olayı,sanırsam gücüm bunu çözmeye yetmeyebilir lakin Emma ,herşeyi mutlaka çözece...