Zamanin Durdugu Yer 2

74 32 0
                                    

Düşünmeye başlamıştım bu zor sorunun cevabını tam o sırada telefon çalmaya başladı ,Ali Bey televizyonu acmami istedi,televizyonu açtığımda bir kişinin daha öldürüldüğünü gördüm ,haberler seri katil veya katillerin artık gittikçe vicdansizlastigini söylüyordu çünkü öldürülen son adamın ayakları ve elleri kesilmiş başı ezilmiş haldeydi...

Olaylar daha da karıştı sana yakıştı mı hiç dedektif ölüp gitmek ,hemen olay yerine gitmem gerekiyordu olayı inceleyen tek dedektif olarak bu kilit işi sonraya kalmaliydi artık.Olay yerine vardığımda Ali Bey beni karşıladı,çok korkunç şekilde öldürülen adamın direnmeye çalıştığını anlamıştık,demek ki artık katil gücünü yitiriyor çünkü diğer kurbanlar daha direnemeden öldürüldü lakin bu son kurban bayağı direnmiş şekilde yerde yatıyordu ortalık dağılmıştı,ve heryere parçaları dağılmıştı ...

Ali Bey bana ben Ali Bey'e bakıyordum,oturdum bir köşede başımı ellerimin arasına koyup düşünmeye başladım,Ali Bey ise hayattan bıkmış bir şekilde pencereden dışarıyı izliyordu,
Bir kutu buldum dedektifin evinde,ama açamadım anahtarı yoktu çünkü ve bir bilmece gibi soru vardı,
Bunu akşam dedektifin evinde konuşalım,sence bu olaylar ne kadar daha devam edecek,
Dedektif 34 kişi demişti hatırlarsanız,
Bana dedektif deme en zor animizda bizi bırakıp gitti,
Gitmek zorundaydı bizim için...

Ne kadar acı olsa da artık kabullenmistim kabullenmekten başka çaremiz yoktu,önümüze bakıp düşmanı alt etmek zorundaydık,yoksa daha çok mahsun insan ölecekti,

Ceset otopsi için hastaneye götürüldü,hastane raporu birkaç saat içinde çıktı,rapora göre katil önce bacağını koparmış sonra ellerini sonra da boynunu,lakin ölen kişinin midesinden ağır miktarda uyuşturucu madde çıktı,çok şaşırtıcı çünkü ölen kişi uyuşturucu ile mücadele açan bir iş adamıydı,bu ölüm yoksa başka kişiler tarafından mı yapılmıştı olay yerine tekrar dönüp araştırmam gerekiyordu,Ali Bey'i alıp olay yerine geri döndüğümüzde hiçbir kanıt yerinde yoktu ve üstelik dışarda polislerin olmasına rağmen, bu olay gerçekten de bizi aştı ben bu olayı cozebilecegime artık inanmiyordum,Ali Bey'e çaresiz gözlerle bakıp ben bu olaydan çekilmek istiyorum dedim,lakin Ali Bey buna izin veremeyeceğini söyledi ,

Akşam olmuştu eve doğru ilerlerken dedektifin her zaman izlediği yoldan gidiyorduk,ışıklarda durmak zorunda kaldık,bir kavga gibi birşey oluyordu biraz ilerde ,gidip ayırmaya çalıştık lakin hiçbirsey olmamış gibi kavgaya devam eden insanlardan biri burdan gitmemizi söyledi ve ordan uzaklaştı hızlıca,diğerleri kavgaya devam ediyordu silahı çekip havaya ateş ettim ve insanlar korkup kaçtı ,arabaya bindigimde telefonumu kontrol etmek istedim çünkü genelde bu sokakta böyle olaylar hırsızlık için yapılıyordu ,cebime elimi attığımda bir not buldum,

Gecenin en karanlık vakti,güneşin çıkacağı vakittir,güneşi bekle,getirecek sana karanlığın götürdüklerini ...'

Çok güzel bir yazı olmasına rağmen beni urkutmustu , Ali Bey takmamami söyledi çünkü böyle olaylar burda çok fazla yaşanıyordu,yine de aklımı kurcalamadi diyemem,

Dedektifin evine geldiğimizde kapıyı yedek anahtar ile açtım,içeri girerken birkaç dosyanın emniyet müdürlüğünde kaldığını hatırladım Ali Bey'le geri döndük .

Emniyete vardığımizda dosyaların yerinde olmadığını farkettim ve hemen kamera kayıtlarını inceledik,içeriye yabancı hiç kimse girmemişti sadece bir polis tuhaf hareketler sergileyerek ortalıkta dolaşıyordu,ve içeri girip dosyaları o almıştı,elimizde bulunan delillerde böylelikle yokolmustu,gerçektende karanlık herşeyi alıp götürüyordu artık pesetmek uzereydim,yıllar önce ailemi de bir karanlık alıp götürmüştü ,sanki içimizden biri gelip öldürmüştü ailemi,ve şimdi de dedektif dünyada ki son varlığım oda ölmüştü ve ben artık pesediyordum karanlık yuttuğu hicbirseyi geri vermiyordu içimde ki sıkıntı beni öldürmek üzereydi,şimdi anlıyordum dedektifin çektiği hastalığı ,sanki bana bulaşmış gibi nefesim kesiliyordu ,sabah olmayacak gibi hissediyordum Ali Bey beni kolumdan tuttu hastaneye götürmek istedi,o sırada polisler hızla disariya koşuyordu,bir patlama meydana gelmişti ve yaklaşık 3 kişi hayatını kaybetmişti olay yerinde yaralılar vardı ,oraya gitmemiz gerekiyordu ama ben iyi değildim,orası beni daha kötü yapacaktı bu yüzden Ali Bey beni olay yerinden uzaklaştırdı bir bankta oturup yaşanan şeyleri düşünüyordum,göz yaslarimla karışık yağan yağmur biraz olsa da yürek atesimi dindiriyordu olaylar gittikçe ağır bir hal alıyordu...

Ortada ki sırlar artık bir karanlık perde gibi ortmustu dünyayı,hiç kimsenin aklı almıyordu olan şeyleri insanlar evlerinden çıkamaz olmuştu ,ölen kişiler sanki bir koyun gibi öldürülüyor ve hiç kimse katillerini bulamıyordu caresizdik,Ali Bey yağmurun altında daha fazla kalmamamiz gerektiğini söyledi köşe de bir cafe de bir çay içebilecegimizi söyledi, benim için güzel bir fikirdi en azından donan bedenim biraz isinabilirdi,

Kafeye oturup çay içmeye başladık,haberlerde ölen kişinin beş olduğunu söyledi yaralıların durumu şu an için iyimis lakin biri hariç,bedeninin yarısından çoğu yanmış halde elleri kesilip köşeye atılmış,bu çok korkunç ama eğer yaşarsa katilin kim olduğunu bulabiliriz,hemen Ali Bey'le birlikte hastaneye koştuk o sırada hastane o kadar doluydu ki dışardan gelen hastalar geri cevriliyordu..

İçeri koşup vücudu yanan hastanın yanına gittik burada yedi yirmi dört nöbet tutulmasıni polislere söyledik çünkü eğer hasta iyilesirse tüm dugumler açılacaktı ,lakin durumu çok ağırdı her an için olebilirdi,bizde başında beklemeye başladık,çünkü katil onu her şekilde oldurebilirdi doktor kılığında içeri girip fişi çekmesi çok zor değildi ,bir hemşire içeri girmek için izin istedi serumu degistirmeliymis bende birlikte içeri girdim ,hasta vücudu yanık halde baştan aşağı sarılmış yatıyordu ,canı çok yanmış olmalıydı elleri yandığı için dikilememisti ,yaşasa bile elleri olmadan hayata devam edecekti.Bu çok ağır olacaktı hasta için ...

Ali Bey bana giyecek yeni elbiseler getirmişti ,bende üstümü değişip tekrar hastanın yanına geldim ,o sırada hasta gözlerini yavaş yavaş açıyordu konuşmaya calisiyordu,kaç dediğini duyabildim sadece ,diğer söylediklerini duymadan kalbi durdu,makineler ötmeye başladı doktorlar içeri girdi kalp masaji yapıyorlardı hastaya lakin hastanin kalbi çalışmıyordu ,hasta bir süre sonra hayata tamamen gözlerini yumdu,bu gece daha ne kadar karanlık olabilir diye düşünmeye başlamıştım ,Ali Bey beni alıp dedektifin evine götürdü,

Kafamı dinleyip uyumam için tüm ışıkları perdeleri kapattı ,sabah yeni bir güne uyanıp güzel haberler almam gerekiyordu ,lakin hiçbir güzel haber peşinden kosmadan sana gelmezdi,o yüzden o sandığın sırrını cozmem gerekiyordu ,Ali Bey'i uyandırıp sandığın yanına götürdüm  ve notu gösterdim ,notu okuduğunda çok zor olduğunu söyledi ama imkansız değildi ikimizde biliyorduk,Ali Bey içerden bir çekiç getirip kilidi kırmaya çalıştı lakin içinde kırılacak bir eşya olabilir diye bundan vazgeçtik,içerde sadece damlayan musluk ve saat sesinden başka bir ses yoktu Ali Bey'le birbirimize bakarken ,oturup düşünüyorduk bu sırrın cevabını acaba ne olabilirdi ...

Gecenin en zifiri vakti olmak üzereydi,ben pencereden yağmuru izliyordum Ali Bey ise sandığı açmaya çalışıyordu ,dedektif olsaydı ne yapardı diye düşündüm ,zamanı nasıl durdurabilirdik,zifiri karanlık olmadan...

Ve saatin sesi bir anda yükseldi,ve sonunda sırrı çözdüm,Ali Bey'i çağırıp duvarda asılı duran saati indirmesini söyledim ,saatin yelkovanı anahtar seklindeyd onu çıkardım ve zaman durdu,anahtar yelkovandi,

Hızla koşup sandığı açtım ,içinden birkaç eşya ve bir kaç not çıktı,hemen notları okumaya başladım ve gördüğüm şey gerçektende zifiri karanlığa ışık tutmuştu...

Karanlığın GölgesindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin