RÜZGAR

149 25 10
                                    

Yazarın anlatımı

Masal arabasına binip ablasının evine doğru sürerken aklında sadece rüzgar'ın dediklerindeydi.

Görüşücez Prenses en kısa zamanda tekrar görüşücez demişti. Bi türlü masalın aklından çıkmıyordu

Rüzgar ise masal gittikten sonra evine gitti.
Bir bardak viski alıp salona geçti. Rüzgar'ın da aklı masaldaydı. Ona sarılması.
Kokusu. Utanınca başını başka yöne çevirmesi.

Heleki gözler...

Ah o gözler rüzgarın aklından bir türlü çıkmıyordu.

Masal öykünün evine gelip ablasıyla kısa bir konuşmanın ardından masal çok yorgun olduğunu söyleyip yatmaya gitti. Tabi masal odasına çıkarken öykünün dediğine gözlerini devirmeden edemedi.
"yarın erken kalkıcaksın masal daha yeni okulun için alışveriş yapacağız."

Aaa ben size onu anlatmadım masal lise üçe giderken masalın okulunda bir sınav yarışması oldu bu yarışta birinci olan İstanbul'da en büyük koleji olan ATEŞ kolejinde tam burslu olarak bir sene boyunca okuyacakmış masalda bu sınav yarışmasında birinci oldu ve ATEŞ kolejinde tam burslu olarak okuyacak

Siz şimdi ne ayaksın masal zaten zengin diyeceksiniz siz demeden ben hemen açıklayayım.
Masal asla ama asla babasını parasına güvenen bir kız olmamıştır. Masal küçüklüğünden beri hep kendi zekasına güvenmiştir. Her şey gitse bile mesleği zekası ve bilgisinin hep onun yanında kalacağına inanmıştır.

Masal pijamalarını (şort ve askılı) giyip yatağının içine girdi ve bu günü düşünmeye başladı.

Daha doğrusu rüzgarı düşünmeye başladı.
Erkeksi yüz hatları, kasları, kokusu.

Hele sarılışı masal hayatında sanki ilk defa birine güvencekmiş gibi oldu çünkü rüzgar öyle bir sarıldı ki sanki güven verircesine sarıldı. Masal kendi kendine mırıldandı. "Allah'ım sen yardım et yarabbim güven diye birşey yoktur bunu en iyi ben bilirim. Bu, bu aynı, bir yanı kırık olan bir kız hani herşeye kanabilir ya heh buda aynı onun gibi birşey sanırım." dedi ve uykunun onu kollarına almasına izin verdi.

Masal sabah erkenden tabikide uyanmamıştı.
Masalın üstünde tepinen bir adet öykü ile uyanmıştı. Her ne kadar kalkmak istemesede öykünün" masal ya sen kalkarsın yada bir kova su ike ben seni kaldırırım" demesi ile adeta yataktan fırlayarak kalkmıştı.
Sonuç mu?

Şuan öyküyle beraber okul alışverişini bitirmiş oturmak için bir kafe arıyorlardı. Öykü, nasal yeni okula başlıyor diye bir sürü yeni kıyafet almıştı. Eşofman takımları,ayakkabılar,
makyaj malzemeleri, ve okul forması. Tam tamına dört çift okul forması aldı. Masal her ne kadar 'öykü ben bunu giymem bu benim neremi kapatıcak götümü zor kapatır bence pantolon alalım' dese de öykü pek oralı olmayıp hepsini etek ve gömlek olarak aldı.

Güzel bir cafe gördüklerinde can havliyle kendilerini cafeye attılar.

Koyu bir sohbetin ardından öykü asıl ağzındaki baklayı çıkarttı ve konuyu gene aşk'a çekti.

"Eee masal yeni bir okul heyecanlı mısın" dedi öykü.

Masal oflayarak direk konuya giriş yaptı.
"Değilim öykü ve eminim ki bu okuldada aşk denen o şey neyse onu yaşamayacağım."
Öykü derin derin bir nefes alıp felsefe yapmaya başladı.

"Masal ne dersem diyeyim anşamayacaksın ama şunu bil güzel kızım bir gün aşk senide bulacak ve aşk seni buldumu aiktan kaçamayacaksın."
"Öykü aşk konusunda ne düşündüğümü biliyorsun aşk diye birşey yoktur şimdiki insanlar hep dış görünüşünü seviyor aşk çok kutsal birşey binde bir kişiye denk geliyor aşk yani o binde bir kişide ben olmayacağıma göre aşk bana rastlamaz. "

(sizce aşk diye birşey var mıdır?)

" ama ben seninde birgün aşık olacağına eminim canım."

Masalla öykü akşam hava kararana kadar sohbet edip gezdiler masal bu akşam yine öykünün yanında kalacak.
Eve gelince ikiside hemen uyudular.

Sabah masal alarımın sesiyle kalktı.
Kalktımı dedim ben ahh pardon düzeltiyorum.
Sabah masal alarmın sesiyle yataktan düştü.
Binbir küfür ede, ede banyoya girdi ve elini yüzünü yıkayıp dişlerini fırçaladı.

Odasına girip okul formasonı giymeye başladı.
Önce siyah kısa eteğini sonra beyaz gömleğini giyinip sonra da siyah kravatını taktı ayağına siyah dizinin iki veya üç parmak yukarısında biten çoraplarını giyip beyaz ayakkabılarını da ayağına geçirdi. Tamamen hazır olunca aynanın karşısına geçip makyajını yapmaya başladı. Siyah aylaynırını(nasıl yazılıyor bilmiyorum.) sürdü. Sonra siyaf maskarasını da sürdü. Dudaklarına çilekli dudak kremini de sürüp makyajını tamamladı.
Kahvaltı yapmadan çıktı. Okul eve yakın olduğu için araba ile değil yürüyerek gitmeyi tercih etti. Hem havada güzeldi bu gün hafif esiyordu.

Aslında masalın sevdiği hava yağmurlu ve havanın biraz kararmış hali var ya heh o havayı çok seviyordu masal.

Karanlık, sisli, yağmurlu hava tam masalı anlatıyor gibi yapılıyordu adeta.

Masal okula gelince başını kaldırıp okula baktı.
Altın rengi harflerle
ATEŞ KOLEJİ yazıyordu. Okulun dışı siyah ve koyu sarı bir renkti.
Masal okulun ortasına kadar okulu inceleye, inceleye giderken birden biriyle çarpıştı.

Çarpışmanın etkisiyle bir iki adım sendeledi ama düşmedi çünkü çarptığı kişi onu dirseklerinden tutmuştu. Başını kaldırıp baktığında ise şok olmuştu adeta.

Rüzgar, rüzgar'ın burada ne işi vardı ki.

"rü - rüzgar" dedi.

Rüzgarda bana şaşırmış gözlerle baktı sonra konuştu.

"Masal senin ne işin var burda." dedi

"şey ben artık bu okulda okuyorum." Rüzgar kaşlarını havaya kaldırarak şaşırdığını belli etti ve tam konuşacakken bir erkek rüzgara seslendi.

"Rüzgar hadi arka bahçede seni kavgaya bekliyorlar." dedi. Rüzfar bir çocuğa bir bana bakarken bir anda beni tutan ellerini dirseklerimden öekip koşmaya başladı.

Ben o anın şoku ile ne yapacağımı bilemeden rüzgar'ın arkasından yürümeye başladım o an sadece aklımdan şu geçiyordu.

Ya rüzgar'a birşey olursaydı.

Bakalım kavgada neler olacak.

Kavgaya masalda girerse ne olur peki.

İMKANSIZI SEVDİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin