-14-

1.3K 111 68
                                    

İndiğimizde masaya oturup yemek yemeye başlamıştık. Annem bugün de çalışacak mısınız? Diye bir soru yöneltmişti bunun üstüne Tae "Gerekiyorsa çalışacağız, okuldan geleli bir şey yapmadın yu seo böyle giderse olmayacak" hah işte tam da yeriydi sanki, boşver ne olacaksa olsun dert etme demeni beklerdim. Üzülerek söylemişti sanki kendisi de en az bizim kadar dert ediyordu.

"Evet, çalışmam lazım yardım edersen sevinirim. Çözmediğim testler var." Demiştim. Çözemediğim testler vardı, bu bir fırsat olabilirdi sanki, bir an önce yukarıya çıkıp çalıştırmasını istiyordum.

"Benim için sorun değil yedikten sonra çıkabiliriz." Hah işte tam oldu dedim içimden. Umarım güzel bir akşam olurdu bizim için.

Annemle işi bitirip, biraz sohbet ettikten sonra yukarıya çıkan Tae yi takip ederek çalışma odasına girdik ve beni masaya yönelterek oturmamı sağladı. Kendiside oturduğunda elini kafasına götürerek...

"Hangi dersden başlayacağız." Dedi. Biraz korkuyor gibiydi sanki, oda endişeliydi. Biraz güldüm tabii komik duruyordu böyle.
"Heey ne gülüyorsun." Diyerek elini kafasından aldı ve omzuma acıtmayacak şekilde vurdu, "komik gözüküyordun." Diyerek kıkırdamaya devam ettim.
~

"Anladın mı?!" Demişti. Yaklaşık 2 saattir matematik çalışıyorduk. Ve lanet olası bu ders beynime girmeye bile tenezzül etmiyordu, anlamadım demeye utanır oldum artık. Her defasında anlamadım demekten sıkıldım ve kısık emin olmadığımı göstererek "anladım" dedim. Anlamadığımı kendiside anlamıştı sanki, kahkaha atarak cevap vermeyi seçmişti, yorulduğunu tahmin edebiliyordum.

~TAEHYUNG~

Yaklaşık 2 saattir matematik anlatıyordum. Yu seo beni dinliyor muydu?, izliyor muydu?, belli değildi açıkcası, anlamadığını anlamam ile birlikte beni izlediğine karar verdim ve bununla birlikte gülüşlerimi ortaya serdim. Beni izlemesinden gayet mutluydum. Rahatsız eden bir şey yoktu ayrıca tekrar tekrar ders anlatabilirdim.

Zamanın nasıl geçtiğini anlamadan uzunca yu seo ile birlikte konuşmaya dalmıştık. Birbirimizin sorularını cevaplıyorduk daha doğrusu.

Hiç sevgilimin olup olmadığını sormuştu. Soruyu sorduğunda heyecanlanmış olmam gayet normaldi çünkü benim en fazla ilişkim 1 gün falan sürmüştü, doğruyu söylemeyi tercih edip 1 gün falan sürdü herhalde. Diyerek cevap vermiştim. Ufak bir kahkaha atmıştı ortaya çok hoştu gülüşü...

"Tamam, kısa sürmüş olabilir neden bu kadar güldün."
Soruyu yöneltmiştim ona, yaklaşık 2 dakikadır aralıksız gülüyordu.

Bende aynı soruyu sordum sevgilisinin olmadığını biliyordum fakat eskiden yaşadıklarını bilmiyordum. "1 yıl kadar." Diye cevap vermişti "Uh senin için çok az olabilir ama benim için fazla" aslında bu şirinlikten nasıl ayrılırlar anlamıyorum ama...

Peki o zaman diyerek konuşmayı böldüm. Önümde ki matematik sorusunu yu seo'nun çözmesini istiyordum. Soruyu kendisine yöneltiğimde yüzü düşmüş, durgun gözüküyordu. Yardım edebilirim diyerek sakinleşmesini sağladım.
Yaklaşık 5 dakikadır silip silip yazıyordu. Soruyu yapamayacağını anladığımda heyecanlanmaması adına elini tuttum. Doğrumu yaptım bilmiyorum ama kendim de heyecanlanmıştım açıkcası.

Elini tutarak "Sakin ol, soruyu yapabilirsin." Dedim. Elinin terlediğinin farkındaydım,bir öğretmenin onu yatıştırmak için elini tutması zor olacak ki doğal olarak terlemişti.

Elimi çektim ve yapamadığı sorunun üstüne düşerek anlatmaya başladım.
Uzun bir sürenin ardından belli belirsiz bir yakınlaşma olmuştu aramızda, benim için normaldi çünkü ben bir şey anlatırken, konuşurken kendimi kaybedebiliyorum. Bu yüzden yakınlaşmıştık ve en sor soruyu ,anladın mı?, diye sorduğumda karşı karşıya gelmiştik gözlerim dudaklarına kaymıştı, gözlerimi oradan çekip önümüzde ki sorulara yönlendiremiyordum. Onunda baktığını anladığımda fazla ters giden şeylerin olmamasıyla içimi rahatlamıştım ki "Bu kadar yakın olmamalıyız." Dedi yu seo. Kendimi toparlayarak "neden." Diye sordum.

~Yu Seo~

Öncelikle soruyu anlamamakta ısrarcı olan ben problemi çözmek için elimden geleni yapıyordum, nafile bir işe yaramadı işte en sonunda ofladım ve çıkan bu sesle rahatsız olmuş olacak ki elimden tuttu ve sakin olmamı söyledi. Onun için belki sadece bir söyleyişti fakat kalbinin sıcaklığı eline vurmuş olacak ki elleri sıcaktı ve benim heyecandan terlemiş olan elimi daha da ısıtıyordu. Fakat bu beni gerçekten sakinleştirmişti biraz zaman geçtikten sonra elimi bıraktı ve yapamadığım soruyu anlatmaya başladı.

Soruyu anlatırken gittikçe yaklaşıyordu fakat bunu farkında olmadan yaptığı anlaşılıyordu gidecek yerim kalmadığında soruyu anlatmayı birirmişti. Anladın mı? Diyerek soruyu yönelttiğinde aramızda çok az bir mesafe kalmıştı ki gözlerimiz dudaklarımıza kaymıştı işte bu güzel bir şeydi sadece bakışıyorduk aslında, kısa zamanda kendime gelip, bu kadar yakınlaşmamamız gerektiğini söylediğimde "neden?" Diyerek soru yöneltmişti ne diyebilirdim yani ne demeliydim ya da...

SELAM MİLLET YORUM BIRAKMAYI VE OY VERMEYİ UNUTMAYOON~(EĞLEFPĞELDĞ)

Teacher/ KTHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin