Bölüm1: Gerçek mi Hayal mi?

7.8K 289 40
                                    

Merhabalar ben Daisy.  24 yaşındayım. İngiliz bir manhwa yazarıyım. Ülkemde iyi prestijli bir dergide ödüllü karikatürlerim ve belli başlı ülkelerde yayınladığım mangalarım vardı. Hayatım bir peri masalı gibi devam ediyordu ve çizgi karakterlerimle çok mutlu bir dünyam vardı. Evet, vardı. Geçmiş zaman kullanıyorum çünkü dünyam bir anda başıma yıkıldı. Her zaman hayallerimin peşinde koştum ama bu sefer ki biraz daha farklıydı. Tüm bunlar, yaklaşık 8 ay önce psikolojimin bozulması ve bir hayali arkadaş edinmemle son buldu. Aylaca süren terapiler, tatiller hatta ve hatta tüm batıl inançları denememe rağmen kurtulamadığım hayali arkadaşımın peşinden Kore’ye kadar sürüklendim. Eskiden hobi olarak manhwa yazdığım bir dergide çalışmalarımı yayınlıyorum. Dışarıdan çok normal görünüyorum, hatta fazla normal ama…

-Daisy canım sıkıldı yine ne yazıyorsun sen! Hadi dışarı çıkalım.

Ama evimde bir hayaletle yaşıyorum.

Bu yaşadıklarımın hayal olmadığının tek kanıtı her sabah kalkıp okuduğum bu günlükler aslında. İçeride oturmuş, kumandayı eline almış, bacak bacak üzerine atmış, televizyon izleyen bir hayaletle yaşayıp hala akıl sağlığımı koruyabilmek kolay değildi. Kalemi bırakıp içeri gitmezsem tam üç saniye içinde saçlarımı çekiştirerek dışarı çıkarmak için odama dalacak. Bir sabah kalkıp bu günlükleri bulmamayı o kadar çok istiyorum ki aslında. Hepsinin bir kabus olmasını ve eski hayatıma geri dönebilmeyi... Rahat bir işim, arkadaşlarım, mutlu bir ailem vardı. Ta ki bir gece su içmek için kalktığımda beni izleyen bir çift gözü görene kadar… Çığlıklarıma gelen anneme göstermeme rağmen benden başka kimsenin göremediği dünyanın gelmiş geçmiş en büyük ukalası yüzünden işimden de arkadaşlarımdan da ailemden de uzaklara Kore’ye kadar sürüklenmiştim. Olaylar ne zaman kontrolümden çıkmıştı onu bile bilmiyordum. İçeri girip beyefendiyi dağıttığı salonda keyiflenirken gördüğümde bir kez de ben öldürmek istemiştim! Bir hayaleti öldürmenin yolları yok muydu? Bu konu da birçok kitap okumuştum ama her kitapta başıma dikilip dalga geçerek benimle eğlenmişti.

-Hayaletlerin eşyalara dokunamaması gerekmiyor mu? Evimi nasıl bu kadar dağıtabiliyorsun!

-Burası benim evim.

-Hadi ya ben neden parasını ödüyorum o zaman?

-Sadece aile üyelerinin ön gördüğü prosedür.

-Senin o prosedürün yüzünden ben her ay gecelemek zorundayım. Hayır, madem burada kalmaya zorluyorsun beni o zaman kiramı düşürsene!

-Ben karar veremiyorum biliyorsun.

-Maalesef. Her gün nasıl bir günah işlediğimi kendime sorup duruyorum.

Yere attığı yastığı alıp yanına oturdum. Tek derdi beni rahatsız etmekti. Güya dışarı çıkmak istiyordu ama şimdi odadan çıktım ya ayağını sehpaya uzatmış keyif yapıyordu.

-Dışarı çıkmak istiyorsan kendi başına çıksana! Neden her seferinde seninle gelmek zorundayım ki?

-Tek başına çıkmak eğlenceli değil de ondan.

-Benim dünyaya geliş amacım senin hayatını eğlenceli kılmak zaten haklısın!

-Yine mi beni hayali arkadaşın olarak yazıyorsun o günlüklere?

-Günlüklerimi okumaktan vazgeç!

-Geceleri uyumuyorum ben, canım sıkılıyor.

-Televizyon izle.

-Gece güzel programlar olmuyor.

-Film izle!

-Her akşam her akşam film mi izlenir.

Gerçek mi Hayal mi?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin