Bölüm 14: Ev Ziyareti

1.4K 208 14
                                    

Özür dilerim bugün çok yoğun bir gündü geç yükledim >.< Biraz kısa olsa da beğenmenizi umuyorum ^^ Ayrıca son iki bölüme girdik. Cuma günü final yapmayı planlıyorum keyifli okumlar ^^

******

-Daisy bence bir daha düşünelim.

-Bir aydır düşünmüyor muyuz zaten? Biraz daha düşünürsek beynimizi fazla kullanmaktan hasara yol açacağız.

-Ama çok tehlikeli değil mi bu?

-Shin Hye haklı.

-Allah aşkına papağan gibi her dakika aynı şeyler tekrarlayıp durma. Bu konuyu daha önce seninle tartıştık değil mi?

-Ben sadece fikrimi söyledim. O da mı suç?

-Suç canım. Söyleme bir şey. Artık her şey için çok geç. Bu iş bitecek.

Koltukta oturmuş yanındaki cipsleri tırtıklarken yan gözlerle beni süzüyordu. Bir aydır her dakika hem Shin Hye hem Jung Kook bu işin peşini bırakmamı ve ortalık durulana kadar saklanmamı söylüyordu. Kimse hayatımızın sonuna kadar kaçmanın bir çare olmadığının farkında mı değildi yoksa bu gruptaki en akıllı insan ben miydim? Korkuyla nereye kadar yaşayabilirdik ki? Ayrıca tüm hikayeyi öğrendikten sonra ağabeyimin intikamın almadan geçirdiğim her gün azap içinde geçiyordu. Her gün rüyalarıma geliyordu. Andrew'le oynarken, Shin Hye ile gülerken. Biz birlikte dolaşır kavga eder ve eğlenirken. Gözlerimi kapattığım anda onu düşünüyordum ve bunu bildiğim halde olanlara sırtımı dönemezdim değil mi? Jung Kook’un da bunu yapmak istediğini biliyordum. Bu konu benim için kapalıydı ve her seferinde beni vazgeçirmeye çalışmalarından yorulmuştum. Biricik yeğenimi kucağıma alıp yengemin yaptığı kekten yerken ikisine de kulaklarımı tıkamıştım.

-Peki, şimdi planınız ne?

-Biraz polis desteği…

-Ama içeride de adamları olduğunu biliyorsunuz nasıl güveneceksin ki? Ayrıca her yerde seni arıyorlar.

-İşte bu konuda cazibeme güveneceğim.

Yan gözlerle Jung Kook’a bakmıştım ama tepkisiz bir şekilde televizyona dalmıştı. Kıkırdayıp sorgulayan gözlerle bana bakan Shin Hye’ye dönmüştüm.

-Polis müdürü üzerinde küçük bir etkim olabilir. İyi anlaşıyoruz ve küçük bir ev ziyareti yaparsam beni dinleyecektir.

-Güvenilir mi?

-Bu güne kadar tüm giriştiğimiz işlerde bize o yardım etmişti.

-Peki, öyle elini kolunu sallayarak gidebileceğin biri mi?

-Makamında ziyaret etmeyeceğim elbette. Ne dersin biraz ev kurabiyesi yapmalı mıyım? Eli boş ev ziyaretine gidilmez şimdi.

-Yap yap. Elin değmişken düğün davetiyelerinizi de konuşursunuz.

-Efendim Kookie bir şey mi dedin?

-Hııı. Çikolata parçacıklı yap dedim sever.

-Öyle mi yapsam? Bilmiyorum. Jinnie sanki un kurabiyesi seviyordu.

Yine bana bakmadan dişlerlerini gıcırdattığında Shin Hye yastıkla koluma vurmuştu. Uğraşma arkadaşımla diye eklemeyi de unutmamıştı. Tamam, o gece olanlar hakkında konuşmuyorduk ama bu şekilde olması da hoşuma gitmiyor değildi. Planı kaç milyonuncu kez anlatmıştım bilmiyorum ama Shin Hye her seferinde üşenmeden dinliyordu. Sanki ilk kez anlatmışım gibi de dehşete düşüyordu.

Gerçek mi Hayal mi?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin