Bölüm 16: Kötü Canavar vs İntikam Meleği (Final)

2.9K 311 160
                                    

Resmi olarak Cuma gününe girdik değil mi XD Yarın çok fazla vaktim olmayacak büyük ihtimalle ve finalin gecikmesini istemiyorum. Bu yüzden biraz erken yayınlıyorum ^^ Umarım beğenirsiniz. Çok bekletmeden hikayeye geçeyim sonunda gevezelik yaparım keke ^^ Keyifli okumalar (:

******************

Sonunda buradaydım tam karşısında duruyordum. Onlarca insanın ismini duyunca bile tir titrediği adam tam karşımda duruyordu. Neredeyse tüm Asya’da sözünü geçiren tüm adamların karşısındaydım ama ilginç bir şekilde hiç korku hissetmiyordum. Bunca zaman çektiğim acılardan dolayı mıydı bu yoksa adrenalin son hız salgılanırken ben bunu fark etmiyor muydum bilmiyordum. Belki de şu an kimsenin görmediği ama yanımda duran adam bana güç veriyordu. Karşımdaki kalabalık topluluğun silahsız olduklarını biliyordum ama bu huzursuzlaşıp bir anda ayağa fırlamalarına engel değildi. Büyük patron sandalyesine daha da yerleşirken elini kaldırmış ve bir anda ayağa kalkan herkes yerine oturmuştu. Bir anda gülmeye başlamıştı.

-Çok güzel. Çok güzel. Sadece bir kızın bütün adamlarımı atlatabilmesi… Bu gerçekten çok güzel!

-Bunu iltifat olarak alıyorum.

-Öyle yapmalısınız küçüğüm. Bunca insanın koruduğu herkesin yaklaşmaya bile korktuğu bir yere tek başına geliyorsun. Çok mu cesursun çok mu aptal?

-Aptal olduğumu söylersem hepiniz bir aptal tarafından kandırılmış olacaksınız. Hangisini seçmeliyim?

-Bana yüzünü göstermeyecek misin?

-Fotoğraflarım hepinizin cüzdanında var sanıyordum. Adamlarınızın beni her köşe başında sokak kedilerine bile sorarak aradığını duydum.

-Ama hiçbiri bulamadı. Ben de düşünmüştüm ki acaba karşımızda bir hayalet mi var?

Hafifçe gülerken maskemi yüzümden çıkarmıştım.

-Belki de güvendiğiniz insanların değişmesi gerekiyordur. Küçük bir kızı bile bulmaktan aciz insanlarla işlerinizi yürütebileceğinize inanıyor musunuz?

-Sanırım haklısın. Sayende bir avuç çöple aynı sofrada oturduğumu fark ettim. Bize katılmaz mısın?

-Ağabeyim hangi sandalye de oturuyordu?

-Ah doğru. Ağabeyin. Bunun için buradasın sanırım.

Omzumu silkip gülümsemeye başlamıştım.

-Senin gibi biri yanımda olsaydı tüm dünyayı fethedebilirdim. Böyle tanışmamız ne acı.

-Acı olan nedir?

Yavaş yavaş yanlarına yaklaşırken yine hareketlenmeler olmuş ama büyük patron bunu da durdurmuştu. Az önce elini çırparak yerinde zıplayan kız şimdi gözlerinde büyük bir korkuyla bana bakıyordu. Aynı yaşlarda görünüyorduk ama o büyük mafya patronunun küçük prensesi ben ise bu mafyayı dize getiren intikam meleğiydim. Masaya yaklaştıkça yavaşça gördüklerime selam veriyordum.

-Bakanım bugün çok şık görünüyorsunuz. Oh Bay Kim umarım borsa senetleriniz iyi gidiyordur. Sizden birkaç borsa senedi almıştım. Sevgili savcım beni tutuklamak için kelleme altın koyan siz olmalısınız. Burada karşılaşmak ne hoş… Ah doğum günü kızımızı unutuyordum. Nice güzel yaşlara sevgili prenses! Yoksa saltanatınızı ona mı devredeceksiniz?

Gerçek mi Hayal mi?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin