JIN
''Bu tür bir sonuç bir daha gelirse sınıfta kalacaksınız bay Jin!''
Kadının cırtlak sesi kulaklarımda çınlarken dağılmış gibiydim. Etrafımdaki hiçbir şeye doğru dürüst ilgi gösteremezken ne kadar boktan bir durumda olduğumu düşünüyordum. Tamam,hiç mükemmel bir öğrenci olmamıştım ama bu kadarını da kendimde hayatta beklemezdim.
''T-Tamam bayan Hyun...''
Kağıdı elimden çekiştirip masasına geri döndü ve toparlandı,bir hışımla sınıftan ayrılırken ben hala oturmuş bir şekildeydim.
Yah,Ben böyle hüzünlü olmak için fazla güzeldim!
Yerimden kalkıp çantamı sırtıma attım,sınıftan ayrılmak istiyordum. Zaten öğleden önce son ders birkaç dakika önce bitmişti,tabii ki ben geç çıkarılmıştım. Yalan söylemeyeyim,bayan Hyun benimle dersten sonra görüşmeyi isteyince ilk düşüncem yakışıklı yüzümün onu da etkilemiş olabileceği idi. Ancak,sizin de gördüğünüz gibi baya yanılmıştım. Aman be,yemek herşeyi düzeltir. (Tabii ki Jin hyung :') )
Tekrar eden adımlarımı tam bir manken gibi dip dibe koyarak yürüyordum,bak cidden,çok güzel oluyordum böyle. Bakışları üzerimde hissederken burnumu kıvırdım,o bakışların sahibinin hiçbir tanesi aradığım kişiye uygun değildi,hepsinin sadece vücüdumu istediğini tahmin etmek zor değildi. Eh,güzel olmak da zor iş.
Kafeterya alanına indiğim zaman gözlerimin tek görebildiği şey yemek sırasıydı...
Bu ne ya,sanki D&R'da %50 indirim var! Kuyruk gibi uzamış vallaha,gördükçe başım dönüyor. Ay,bana bir şeyler oluyor ya,birisi tutsun beni!
Bu kahrolası sırayı nasıl kaynatabileceğimi düşünüp ilerliyordum,ama derin,heyecanlı bir ses bağırınca yerime saplanmıştım. Amanın,Yoksa o benim masum Tae'm mi?!
''JIN HYUNG! Gel!''
Aha o,kesin o!
Hızla arkamı dönüp onlara bakınca gülmeden edememiştim. Bu üçlü hiç mi ayrılmazdı ya? Adımlarımı oraya çevirip çarptığım öğrencileri umursamadan oraya koştum. Ay ben bu çocuğu yerim ya! Geç çıkarıldığımı bildiğim için bana da yemek almış!
''Tae!'' Kollarımı etrafına sıkıca sarmalamadan önce ona seslendim,Kıkırdayıp kendisi de bana sarılırken masada oturup sırıtan Jimin ve Jungkook'a baktım.
Bir dakika ya... Jimin Tae'min popişine mı bakıyordu? Dahası,Jungkook neden Jimin'e dalabilecek gibiydi?
Hemen Tae'yi bıraktım ki daha fazla bakamasın! Kimsenin o. Tae'm Yaşadıklarından sonra kimseye öyle bir bağ kurmamalı...
Doğru kişiyi.. ya da kişileri bulana kadar en azından.
Sessizce yerine oturan Tae'yi izledim ve yanına yalnız başına oturan Min Yoongi'nin masasından bir sandalye çektim. (Yoongi! ;-;) O her zaman böyleydi... Keşke nedenini bilseydim ama o bakışları beni o kadar korkutuyordu ki.
Yerimi Tae ve Jungkook'un arasında aldığımda
''Çocuklar,size birşey sormam lazım.''
Yemeğimden koca bir yudumu ağzıma tıkmadan önce söylediğim sözlerle hepsinin dikkati bana çevrildi.
Tabii ki ben,yah!
''Nedir,hyung?'' Tae tatlış bir gülümsemeyle cevap verdi. Bu çocuk bana kalp krizi geçirtecek ya! Bu kadar tatlılık,bu kadar masumluk! Gururlu bir anne gibiydim resmen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Study || NamJin
Random❝Soru yanlış,bana ne!❞ ❝Seokjin. Şu anki durumumuzda öğretmen olan kim?!❞ ~ ❝Umudun olmama izin ver Min,lütfen.❞ ~ Günahlarla kirlenmiş olan meleğim,ikinci kez kollarıma düşmüştü.