HOSEOK
Etrafımda hemen alıştığım cennetsi görüntü,havanın kararması ile dağılmaya başlamıştı. Karanlıktan hoşlanmadığım için Yoongi'nin deri ceketinin fermuarını tutup kapattım.
"Yoongi,hava kararıyor..."
Cevap yok.Kafam karışmış bir şekilde arkama döndüğümde,karanlıkta mükemmel bir şekilde parlayan bir Min Yoongi gözüme takıldı.
Uyuyan Güzel benim için şu anda bir peri masalı olmaktan çıkmıştı.
Sakince yere serilmiş olan minyon,fit ve hafif kaslı vücut,kıyafetleri ve saçı etrafa dağılmış,parlak pembe dudakları sakince nefes alabilmek için aralanmıştı ve gözlerini kapalı tutan göz kapakları,tane tane kirpikler ile dekore edilmişti.
Evet beyler bayanlar...
Bu Uyuyan Güzel Min Yoongi idi.
Min Yoongi'm idi.Kendimi sakinleşmeye zorlayarak ayaklandım ve rüyalar alemindeki sakın figür iyice yaklaştım.
Benden daha kısa olan vücuduna kolayca kollarımı sarıp tıpkı bir gelinmişcesine Yoongi'yi kaldırıp göğsüme yaslayarak geldiğimiz yollardan okul alanına geri dönmeye başlamıştım.
Bana daha çok sokulan figür yüzünden gülümsemeden edemedim. Eğer böyle bir durumda olduğunu bilseydi,beni öldürebilirdi.
Sakin adımlar ile,kolayca taşıdığım Yoongi'yi kendi evime doğru götürmeye başladım -Nerede yaşadığını bilmediğim ve onu bu şirince uyuyan halinden uyandırmak istemediğim için,tabii.-
Kapıyı Yoongi'yi daha yakın tutup tek elimle hızla açtım ve Yoongi'yi geri tuttum. Omzumla ittirip sonuna kadar açtığım kapının dibine çantalarımızı bıraktım ve kapıyı ayağımla ittirerek kapattım.
Yavaş yavaş yatak odasına doğru ilerlerken içimdeki şeytanları dizginlemekte iyice zorlanıyordum. Ama Yoongi'ye böyle bir şeyi o istemeden yapamazdım ve yapmazdım da.
Yavaşça onu yumuşak yatağıma yerleştirdim ve sakince ayakkabılarını çıkarttım. Üzerindeki kalın kazağı da yumuşakça çekip çıkartarak bir kenara ayakkabıları ile koydum.
Kendi çamurlu ayakkabılarımın halıda bıraktığı izlere aldırmadan yavaşça Yoongi'nin üzerini örttüm.
Onu rahatsız etmemek için,kendim yatağın karşısındaki koltuğa yerleştirdim ve gülümseyerek oraya uzandım.
Umarım yumuşak battaniyem olmadan uyuyabilirdim.
--
Lanet olsun...
Başlayan küçük fırtınanın bir gök gürültüsü daha odada yankılanınca düşünebildiğim tek şey buydu.Korkmuştum.
Birisine ihtiyacım vardı,
Ama Yoongi'yi uyandırmamak için kendimi feda etmeye devam etmek istiyordum...
...
Birkaç dakika daha yerimde titreyerek yutkundum. Kesinlikle dayanabilecek gibi değildim.Koltuktan yavaşça sıyrılıp ayaklandım. Kendi rahatlığım için ne kadar istemesem de Yoongi'nin deri ceketini çıkartarak kazağının yanına yerleştirdim ve yavaşça yatağa doğru yaklaşarak gıcırdayan mobilyaya tırmandım.
Sakince kendimi battaniyenin altına yerleştirdim ve boynuma kadar çektim. Yastık olmayınca boynum ağrıdığından dolayı başımı Yoongi'nin yakınına koymak zorunda kalmıştım ve yorganın altında,sırtım Min'e dönük olarak iyice kıvrılmıştım. Alıp verdiği sakın nefesleri de benim titremeyi kesmeme yardım ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Study || NamJin
Random❝Soru yanlış,bana ne!❞ ❝Seokjin. Şu anki durumumuzda öğretmen olan kim?!❞ ~ ❝Umudun olmama izin ver Min,lütfen.❞ ~ Günahlarla kirlenmiş olan meleğim,ikinci kez kollarıma düşmüştü.