JIN
Yine dünkü gibi bir elimde aldığım kahveyi tutarak kütüphaneye yaklaşıyordum. Bana bıraktığı notta da yazdığı gibi onun kazağını hala giyiyordum. Kolonyasının kokusunu derin bir şekilde içime çekip kapıdan yavaşça içeri geçmiştim.
Bugün özellikle daha erken gelmeye çalışmış ve raflar arasından Namjoon'u görmeye çalışıyordum.
Birkaç dakika dolandıktan sonra köşede bulunan bir masada,kafasını sakince bir kitaba gömmüş bir şekilde oturan Joon'u farkederek adımlarımı hızlandırmış ve elimdeki kahveyi gururla önüne bırakmıştım.
Başını yavaşça kitabın arasından çekip yukarı kaldırınca gözleri benimkileri bulmuş ve bana o şahane gülüşlerinden birisini sunmuştu.
Bakışları altında kalbimin hızlandığını hissederek karşısında yerimi almıştım. Üzerimde bıraktığı bu hisse her ne kadar alışık olmasam da istemsizce hoşuma gidiyordu.
Yanındaki çantasından bir adet kalın bir biyoloji kitabı çıkartarak önüme yerleştirmiş ve yerinden kalkmıştı.
Adım seslerinin bana yaklaştığını duyarken kitabın kapağını incelemekle meşguldüm.
Sandalyenin gıcırtısı kulaklarımda yankılanınca tam yanıma oturduğunu anlamam zaman almamıştı. Yumuşak sesi ile konuştuğu zaman ise içim kıpır kıpır olmuştu.
"Aynı dünki gibi nerelerde sorun yaşadığını söyleyerek başlayabilirsin."
Konuştuğu ses tonu kulaklarımda huzur veren bir melodi gibi iken,ona sakince sorun yaşadığım konuları anlamaya başlamıştım.
Sabırla beni dinlerken kahvesinden bir yudum almış ve dilini dudaklarının üzerinde gezdirip başını onaylar bir şekilde sallamıştı.
Sesim bu hareketlerine karşı iyice alçaldığında beni daha rahat anlamak için biraz bana eğilmişti.
Ağzımı kapatıp sustuğumda geri çekilmiş ve kitabın kapağını kavramıştı. Üzerimde bulunan kalın kazağın kumaşı üzerimde parmaklarımı gezdirirken bir sayfayı açmış ve bana ılık bir tonda konuyu anlatmaya başlamıştı.
Konuya dikkatimi verirken,gözlerimi ondan ayıramıyordum. Birkaç dakikada bir düşen gözlüklerini düzeltiyor ve aynı tonda konuşurken elindeki kalem ile bazı kelimelerin ve tanımların üzerinden geçiyor ve hatırlamam gerektiğini belirtiyordu.
Gözlerin bazen nefes almak için kapattığı dudaklarında gezinirken onun dikleştiğini ve yavaşça bileğimi kavradığını anlayamamıştım.
Dudaklarına dalmış bakışlarımı çekip onun gözlerine bakınca utanmadan edememiştim.
Daldığımı anlamıştı ve yüzünde alaylı bir gülümseme vardı.
"Konu ile ilgili birkaç şeyi daha rahat anlaman için örneklendirmem gerekiyor."
Bir eli benim bileğimin etrafını sarmış iken diğer eli üzerindeki bol gömleğin bitişini kavramış ve yukarı kaldırıyordu.
Dün yerde iken tanık olduğum kasları yeniden gözüme batarken yüzüm kıpkırmızı olmuştu. Elimi yavaşça sert karnının üzerine bastırıp birşeyler anlatıyordu. Ancak gözlerim ve bütün dikkatim farklı yerlerde iken onu anlamam neredeyse imkansız gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Study || NamJin
Random❝Soru yanlış,bana ne!❞ ❝Seokjin. Şu anki durumumuzda öğretmen olan kim?!❞ ~ ❝Umudun olmama izin ver Min,lütfen.❞ ~ Günahlarla kirlenmiş olan meleğim,ikinci kez kollarıma düşmüştü.